| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Common Usage | appreciate v. | takdirle karşılamak | ||
|
I appreciate the Commission's also being able to accept the amendments tabled. Komisyon'un da sunulan değişiklikleri kabul etmesini takdirle karşılıyorum. More Sentences |
||||
| Common Usage | appreciate v. | takdir etmek | ||
|
This was a worthwhile initiative that we welcome, value and appreciate. Bu, memnuniyetle karşıladığımız, değer verdiğimiz ve takdir ettiğimiz değerli bir girişimdi. More Sentences |
||||
| Common Usage | appreciate v. | beğenmek | ||
|
I no longer appreciate Tom. Ben artık Tom'u beğenmiyorum. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | appreciate v. | değer kazanmak | ||
|
The yen appreciated 10 percent against the dollar. Yen dolar karşısında yüzde 10 değer kazandı. More Sentences |
||||
| General | appreciate v. | değer vermek | ||
|
I really appreciate it. Buna gerçekten değer veriyorum. More Sentences |
||||
| General | appreciate v. | kıymet vermek | ||
|
All of us appreciate a nice, friendly tone of voice. Hepimiz hoş ve arkadaşça bir ses tonuna kıymet veririz. More Sentences |
||||
| General | appreciate v. | minnet duymak | ||
|
I deeply appreciate your advice and kindness. Tavsiyenize ve nezaketinize derin minnet duyuyorum. More Sentences |
||||
| General | appreciate v. | beğenmek | ||
|
All the children appreciated the fruits. Bütün çocuklar meyveleri beğendi. More Sentences |
||||
| General | appreciate v. | kavramak | ||
|
He did not fully appreciate the full meaning of her compromise. Kadının verdiği tavizin ne demek olduğunu tam olarak kavrayamamıştı. More Sentences |
||||
| General | appreciate v. | değerlenmek | ||
|
I expect my property to appreciate at least 10% in 5 years. Bendeki arazinin 5 yıl içinde en az %10 değerleneceğini umuyorum. More Sentences |
||||
| General | appreciate v. | minnettar olmak | ||
|
I would appreciate an answer, one I hope will be yes. Evet olacağını umduğum bir cevap için minnettar olurum. More Sentences |
||||
| General | appreciate v. | takdir etmek | ||
|
I do not want to continue the debate unnecessarily and I fully appreciate the difficulty. Tartışmayı gereksiz yere uzatmak istemiyorum ve bunun zorluğunu tamamen takdir ediyorum. More Sentences |
||||
| General | appreciate v. | anlamak | ||
|
This shows that the Russians cannot appreciate why we in Europe make such a fuss about Chechnya. Bu durum Rusların, Avrupa'da Çeçenistan konusunda neden bu kadar yaygara kopardığımızı anlayamadıklarını göstermektedir. More Sentences |
||||
| General | appreciate v. | zevk almak | ||
|
I appreciate sweet things and books. Tatlı şeyler ve kitaplardan zevk alırım. More Sentences |
||||
| General | appreciate v. | kıymetini bilmek | ||
|
Sometimes you go through the hard things to appreciate the good ones. Bazen iyi şeylerin kıymetini bilmek için zor dönemlerden geçersiniz. More Sentences |
||||
| General | appreciate v. | değerini bilmek | ||
|
It is not until we lose our health that we appreciate its value. Sağlığımızı kaybedene kadar onun değerini bilmeyiz. More Sentences |
||||
| General | appreciate v. | müteşekkir olmak | ||
|
I wonder if I should just pretend to appreciate the dinner that Mary made for us. Acaba Mary'nin bizim için yaptığı yemeğe müteşekkir olmuş gibi mi yapmalıyım? More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Trade/Economic | appreciate v. | takdir etmek | ||
|
Slightly older children can appreciate the differences but not understand the purpose of the advertising. Biraz daha büyük çocuklar farklılıkları takdir edebilir ancak reklamın amacını anlayamazlar. More Sentences |
||||
| Common Usage | ||||
| Common Usage | appreciate v. | değerini artırmak | ||
| Common Usage | appreciate v. | değeri artmak | ||
| General | ||||
| General | appreciate v. | değerlendirmek | ||
| General | appreciate v. | artmak (bir şeyin değeri) | ||
| General | appreciate v. | anlayışla karşılamak | ||
| General | appreciate v. | anlamak (bir şeyin değerini/önemini/gerekliliğini) | ||
| General | appreciate v. | fiyatını yükseltmek | ||
| General | appreciate v. | kadrini bilmek | ||
| General | appreciate v. | değerlemek | ||
| General | appreciate v. | teşekkür borçlu olmak | ||
| General | appreciate v. | değer biçmek | ||
| General | appreciate v. | kıymet bilmek | ||
| General | appreciate v. | müteşekkir kalmak | ||
| General | appreciate v. | tamamen farkında olmak | ||
| General | appreciate v. | hoş karşılamak | ||
| Trade/Economic | ||||
| Trade/Economic | appreciate v. | değerlendirmek | ||
