bags - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

bags

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "bags" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 4 résultat(s)

Anglais Turc
General
bags n. çantalar
Colloquial
bags n. çantalar dolusu
bags n. çok miktarda
British Slang
bags n. pantolon

Sens de "bags" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 80 résultat(s)

Anglais Turc
General
paper bags n. kağıt torbalar
a few bags of coffee n. birkaç paket kahve
under-eye bags n. göz altı torbaları
bags [uk] n. pantolon
bags [uk] n. büyük bir miktar
pack one's bags v. bir yeri terketmek
pack one's bags v. çekip gitmek
pack one's bags v. pılıyı pırtıyı toplayıp gitmek
pack one's bags v. valizini toplamak
pack one's bags v. valizini hazırlamak
pack one's bags v. valiz toplamak
pack one's bags v. valizlerini toplamak
put the bags in the car v. çantaları arabaya koymak
empty the bags v. çantaları boşaltmak
pack one's bags v. valiz hazırlamak
bags of adv. çanta dolusu
bags of adv. çok miktarda
Proverb
beggars' bags are bottomless dilencinin torbası dolmaz
Colloquial
a couple of sleeping bags n. iki tane uyku tulumu
all mixed bags n. karmaşık duygular yumağı
50-dollar bags n. 50 dolar'lık paketler
rough as bags adj. özensiz
rough as bags adj. incelikli olmayan
three bags full, sir expr. evet efendim sepet efendim
three bags full, sir expr. evet efendimci
bags (I)... expr. kaptım
bags (I)... expr. ben kaptım
bags (I)... expr. benim
Idioms
air bags n. hava yastıkları (arabada)
air bags n. ciğerler
bags of time n. bol zaman
bibo (bulk in, bags out) n. dökme taşıma yapan nakliye aracı
check (one's) bags through (to) (some place) v. bagajın/valizlerin varış noktasına gönderilmesini istemek
check (one's) bags through (to) (some place) v. bagajın doğrudan son istasyona gönderilmesini istemek
check someone's bags through (to some place) v. bagajın/valizlerin varış noktasına gönderilmesini istemek
check someone's bags through (to some place) v. bagajın doğrudan son istasyona gönderilmesini istemek
have bags under one's eyes v. gözlerinin altı morarmak
have bags under one's eyes v. gözlerinin altı torbalanmak
pack one's bags v. pılıyı pırtıyı toplamak
check bags through v. bagajın/valizlerin varış noktasına gönderilmesini istemek
check bags through v. bagajın doğrudan son istasyona gönderilmesini istemek
pack your bags v. çanta toplamak
pack your bags v. çantasını toplamak
pack your bags v. valiz/bavul hazırlamak
pack your bags v. pılısını pırtısını toplamak
pack your bags v. valizlerini toplamak
pack your bags v. valiz/bavul toplamak
pack your bags v. pılıyı pırtıyı toplamak
rough as bags adj. kaba
rough as bags adj. kaba saba
rough as bags adj. kötü
rough as bags adj. yontulmamış
three bags full expr. evet efendim sepet efendim
three bags full expr. evet efendimci
yes sir, yes sir, three bags full, sir expr. evet efendim, tabii efendim
yes sir, yes sir, three bags full, sir expr. evet efendim, sepet efendim
Speaking
put your books in your bags expr. kitaplarınızı çantanıza koyun
Technical
oxford bags n. geniş paçalı pantolon
Automotive
side curtain air bags n. yan perde hava yastıkları
side impact air bags n. yan hava yastıkları
passenger restraint bags n. yolcu engelleme (hava) yastığı
Aeronautic
buoyancy bags n. şişme hava yastığı
flotation bags n. aracın su üzerinde durmasını sağlayan yüzdürme balonları
Medical
body worn bags n. vücuda bağlanan torbalar
body worn bags n. vücuda takılan torbalar
non-body-worn bags n. vücuda takılmayan torbalar
Botanic
witches' money–bags (sedum telephium) n. mandakulağı
Slang
bags [uk/australia] n. yapma, olma veya sahip olma isteği
bags [australia] n. kaba
bags [australia] n. görgüsüz
bags of mystery n. sosis
bags on (something) [uk] n. (bir şeyi) alma hakkı
bags on (something) [uk] n. (bir şeyi) ilk seçme hakkı
bags on (something) [uk] n. (bir şeyi) kapma
bags on (something) [uk] n. (bir şeyi) kendine ayırma
bags on (something) [uk] n. (bir şeyi) tutma
air-bags n. akciğerler
air-bags n. akciğerler
British Slang
fun-bags n. göğüsler
fun-bags n. memeler