be full - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

be full

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "be full" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 5 résultat(s)

Anglais Turc
General
be full v. doymak
be full v. dolmak
be full v. doymuş olmak
be full v. dolu olmak
be full v. tok olmak

Sens de "be full" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 196 résultat(s)

Anglais Turc
General
be full of beans v. hayat dolu olmak
be full of life v. yerinde duramamak
be full of oneself v. kendini beğenmek
be full of life v. kanı kaynamak
be full of life v. hayat dolu olmak
be full of beans v. kanı kaynamak
be full of beans v. yerinde duramamak
be full up v. doymak
be in full of v. kol gezmek
not be full up v. doymamak
be full of longing v. özlemle dolu olmak
be full of apprehension v. tedirginlik duymak
be full of sadness v. üzüntü basmak
be full up v. karnı doymak
be full of hate v. nefret duymak
be full of life v. kıpır kıpır olmak
be full of hope v. umut dolu olmak
be full of beans v. kanlı canlı olmak
be full of hate v. nefret dolu olmak
be full of admiration v. hayranlık beslemek
be full of admiration v. hayranlık duymak
be full of joy v. sevinçle dolmak
be full of joy v. sevinç dolu olmak
be full of determination v. azim dolu olmak
be discharged with full recovery v. şifa ile taburcu edilmek
be full of rednecks v. maganda kaynamak
be full of hicks v. maganda kaynamak
be full of customers v. müşteri dolu olmak
be full of customers v. müşterilerle dolup taşmak
be full of oneself v. çalımından geçilmemek
be in full flood v. çağlamak
be in full flood v. çağıl çağıl akmak
be in full flood v. tam kapasiteyle akmak
Colloquial
be full of hicks v. amele kaynamak
be full of hicks v. maganda kaynamak
be full of surprises v. sürprizlerle dolu olmak
be full of bull v. saçmalamak
be full of money v. para kaynamak
Idioms
be full of crap n. deli saçması
be in full feather v. en iyi kıyafetleriyle olmak
be in full feather v. tepeden tırnağa giyimli olmak
be placed on (full) alert v. alarm durumuna geçirilmek
be put on full alert v. alarma geçirilmek
be on full alert v. alarma geçmek
be full of bull v. deli saçması olmak
be in full flight v. çok hızlı bir şekilde kaçmak
be full of the joys of spring v. çok mutlu olmak
be full of piss and vinegar v. enerji dolu olmak
be full of piss and vinegar v. fıkır fıkır kaynamak
be full of piss and vinegar v. kıpır kıpır olmak
be full of oneself v. kendini bir şey sanmak
be full of oneself v. kendini fasulyeden nimet saymak
be full of oneself v. kendini bir bok sanmak
be in full flight v. kayıplara karışmak
be full of beans v. kanlı canlı olmak
be shot full of holes v. mahvolmak
be as full as a tick v. midesi tıka basa dolu olmak
be full of oneself v. kendini çok önemli sanmak
be full of oneself v. kendisiyle dolu olmak
be in full flow v. son sürat devam etmek
be in full spate v. son sürat devam etmek
be full of the joys of spring v. sevinçten içi içine sığmamak
be in full spate v. sorunsuz devam etmek
be shot full of holes v. paramparça olmak
be in full flow v. sorunsuz devam etmek
be put on full alert v. teyakkuza geçirilmek
be on full alert v. tetikte beklemek
be as full as a tick v. tıka basa doymak
be in full flow v. tam gaz devam etmek
be full as a goog v. tıka basa yemek
be in full flow v. tıkırında işlemek
be on full alert v. teyakkuzda olmak
be in full spate v. tam gaz devam etmek
be in full spate v. tıkırında işlemek
be crammed full of people v. (oda vb) insanlarla dolu olmak
be full of oneself v. yalnızca kendinden konuşmak
be as full as a boot v. zil zurna sarhoş olmak
be full of piss and vinegar v. yerinde duramamak
be nervous as a long-tailed cat in a room full of rocking chairs v. züccaciye dükkanına girmiş fil gibi olmak/hissetmek
be in full cry v. yoğun/şiddetli biçimde eleştirmek
be full of oneself v. yalnızca kendini düşünmek
be in full flood v. son sürat devam etmek
be in full flood v. son hız devam etmek
be in full flood v. tıkırında gitmek/işlemek
be in full flood v. tam gaz devam etmek
be in full flood v. son hızla sürmek/devam etmek
be in full flood v. yolunda gitmek
be below full strength v. tam güç olmamak
be below full strength v. tam kapasite olmamak
be below full strength v. güçten düşmek
be below full strength v. gücünün/kapasitesinin altında olmak
be below full strength v. gücü yerinde olmamak
be below full strength v. kuvveti yerinde olmamak
be below full strength v. gücü kuvveti yerinde olmamak
be at full strength v. tam güç olmak
be at full strength v. tam kapasite olmak
be at full strength v. gücü yerinde olmak
be at full strength v. kuvveti yerinde olmak
be at full strength v. gücü kuvveti yerinde olmak
be at full strength v. tam takım olmak
be at full strength v. tam kadro olmak
be at full strength v. tam kapasite altında olmak
be below full strength v. eksik sayıda olmak
be below full strength v. eksik kadro olmak
be below full strength v. kapasitenin altında olmak
be full to bursting (with something) v. (bir şeyle) hıncahınç dolu olmak
be full to bursting (with something) v. (bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak
be full to bursting (with something) v. (bir şeyle) dolup taşmak
be full to bursting (with something) v. çok kalabalık olmak
be full to bursting (with something) v. iğne atsan yere düşmemek
be full to bursting (with something) v. adım atacak yer olmamak/kalmamak
be full to bursting (with something) v. ana baba günü olmak
be full to bursting (with something) v. (bir şeyle) hıncahınç dolu olmak
be full to bursting (with something) v. (bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak
be full to bursting (with something) v. (bir şeyle) dolup taşmak
be full of beans v. saçma olmak
be full of beans v. anlamsız olmak
be full of beans v. mantıksız olmak
be full of beans v. saçma sapan olmak
be full of bull v. saçma sapan konuşmak
be full of bull v. zırvalamak
be full of bull v. sallamak
be full of holes v. sağlıklı olmamak
be full of holes v. sağlam olmamak
be full of holes v. eksiklerle dolu olmak
be full of holes v. zayıf olmak
be full of holes v. çürük olmak
be full of holes v. akla yatkın olmamak
be full of holes v. kusurlu olmak
be in full cry v. eleştiride bulunmak
be in full cry v. eleştirisini dile getirmek
be in full swing v. son sürat/hız devam etmek
be in full swing v. tam gaz devam etmek
be in full swing v. sorunsuz devam etmek
be in full swing v. tıkırında işlemek/gitmek
be in full swing v. yolunda gitmek
be in full swing v. son hızla devam etmek/sürmek
be not playing with a full deck v. tahtası eksik olmak
be not playing with a full deck v. aklı noksan olmak
be not playing with a full deck v. akli dengesi yerinde olmamak
be not playing with a full deck v. delirmiş olmak
be not playing with a full deck v. salak olmak
be not playing with a full deck v. beyinsiz olmak
be not playing with a full deck v. pek akıllı/zeki olmamak
be not playing with a full deck v. kafası pek basmamak
be not playing with a full deck v. hızlı idrak edememek
be not playing with a full deck [us] v. eksik desteyle oynamak
be not playing with a full deck [us] v. kart saklamak
be not playing with a full deck [us] v. hile yapmak
be not playing with a full deck v. dürüst olmamak
be one brick short of a (full) load v. aklı noksan olmak
be one brick short of a (full) load v. bir tahtası eksik olmak
be one card short of a full deck v. aklı noksan olmak
be one card short of a full deck v. bir tahtası eksik olmak
be one card shy of a (full) deck v. aklı noksan olmak
be one card shy of a (full) deck v. bir tahtası eksik olmak
be several bricks short of a (full) load v. birkaç tahtası eksik olmak
be several bricks short of a (full) load v. pek zeki olmamak
be several bricks short of a (full) load v. pek kafası çalışmamak
be several bricks short of a (full) load v. aklı noksan olmak
be several cards short of a (full) deck v. birkaç tahtası eksik olmak
be several cards short of a (full) deck v. pek zeki olmamak
be several cards short of a (full) deck v. pek kafası çalışmamak
be several cards short of a (full) deck v. aklı noksan olmak
be several cards short of a full deck v. birkaç tahtası eksik olmak
be several cards short of a full deck v. pek zeki olmamak
be several cards short of a full deck v. pek kafası çalışmamak
be several cards short of a full deck v. aklı noksan olmak
be full to bursting (with something) v. (bir şeyle) dolup taşmak
be full to bursting (with something) v. ana baba günü olmak
be full to bursting (with something) v. (bir şeyle) hıncahınç dolu olmak
be full to bursting (with something) v. iğne atsan yere düşmemek
be full to bursting (with something) v. (bir şeyle) tıklım tıklım dolu olmak
be full to bursting (with something) v. (bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak
be full to bursting (with something) v. çok kalabalık olmak
be full of shit expr. deli saçması
not be the full quid expr. kafası pek basmayan
Speaking
not be the full quid expr. biraz aptal
may you be in heaven a full half hour before the devil knows you're dead expr. irlanda'da ölenin arkasından şeytan son bir şans bulup ruhunu çağırmadan cennette huzur içinde uyu anlamında söylenen bir ifade
Politics
full independence can be achieved only through economic independence n. tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla mümkündür
Slang
be full of shit v. saçmalamak
be full of crap v. saçmalamak
be full of crap v. saçma sapan konuşmak
be full of crap v. zırvalamak
be full of crap v. sallamak
be full of crap v. deli saçması olmak
be full of piss and vinegar v. genç ve enerjik olmak
be full of piss and vinegar v. hevesli olmak
be full of piss and vinegar v. gayretli olmak
be full of piss and vinegar v. gürültücü olmak
be full of piss and vinegar v. şamatacı olmak
be full of shit/crap v. saçma sapan konuşmak/yazmak
be full of shit/crap v. zırvalamak
be full of shit/crap v. sallamak
be full of shit/crap v. deli saçması olmak
be full of shit/crap v. saçmalamak