Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Synonymes
A propos de nous
Outils
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
A propos de nous
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais
Historique
bu yer
Sens de
"bu yer"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
bu yer
hir
n.
2
General
bu yer
this
pron.
Sens de
"bu yer"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 22 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
sulawesi adası'nın güneybatısında yer alan makassar liman kentinde ve bu kentin çevresinde yaşayan endonezyalı bir halka mensup kimse
makassarese
n.
2
General
kuzeybatı afrika'da yer alan mağrip bölgesine veya bu bölgede yaşayan insanlara ait
maghrebi
adj.
3
General
kuzeybatı afrika'da yer alan mağrip bölgesi veya bu bölgede yaşayan insanlar ile ilişkili
maghrebi
adj.
4
General
kuzeybatı afrika'da yer alan mağrip bölgesine veya bu bölgede yaşayan insanlara ait
maghribi
adj.
5
General
kuzeybatı afrika'da yer alan mağrip bölgesi veya bu bölgede yaşayan insanlar ile ilişkili
maghribi
adj.
6
General
kuzeydoğu polonya'da yer alan bir bölge olan masuria'ya veya bu bölgenin sakinlerine ait
masurian
adj.
7
General
kuzeydoğu polonya'da yer alan bir bölge olan masuria veya bu bölgenin sakinleri ile ilişkili
masurian
adj.
Colloquial
8
Colloquial
şu ya da bu kimse/şey/yer
somebody/something/somewhere or other
expr.
Speaking
9
Speaking
bu yer neyin nesi?
what is this place?
expr.
10
Speaking
bu yer kiralık mı?
is this place for rent?
expr.
11
Speaking
bu bölgede görülmeye değer bir yer var mı?
is there anything in this area worth seeing?
expr.
12
Speaking
bu gece benimle yemek yer misin?
would you have dinner with me tonight?
expr.
Trade/Economic
13
Trade/Economic
bu sözleşmede yer alıyormuş gibi
as if fully set forth herein
expr.
Politics
14
Politics
ingiltere'de ortaçağdan bu yana devam eden garter şövalyelik onur nişanı sisteminin başında yer alan kişi
chancellor of the order of the Garter
n.
Television
15
Television
esas kadroya dahil olmayıp bu kadroyla birlikte gösteride yer alan kimse
guest
n.
Medical
16
Medical
karın boşluğu ve bu boşlukta yer alan organların selyeskop aracılığıyla muayenesi
endoscopy of abdomen
n.
17
Medical
karın boşluğu ve bu boşlukta yer alan organların selyeskop aracılığıyla muayenesi
celioscopy
n.
Physics
18
Physics
(klasik mekanikte) bir sistemin veya belirli bir zamanda bu sistemde etkili olan kuvvetlerin dinamik değişkenlerinin değerlerinin ileriki zamanda yer alan değişkenlerin değerlerini tümüyle belirlediği ilkesi
determinism
n.
Social Sciences
19
Social Sciences
sulawesi adası'nın güneybatısında yer alan makassar liman kentinde ve bu kentin çevresinde yaşayan endonezyalı bir halk
macassarese
n.
Linguistics
20
Linguistics
yer aldığı pasajla gramer açısından ilişkili olmayan ve bu pasajdan noktalama işaretleriyle ayrılabilen, tamamlayıcı veya açıklayıcı ifade
parenthesis
n.
Geography
21
Geography
new york'un merkezinde, finger göller bölgesi'nde yer alan ve bu göllerin en uzunu olan buzul gölü
lake cayuga
n.
22
Geography
karayip denizi'nin doğu kısmında, guadeloupe'ye bağlı olup bu adanın güneydoğusunda yer alan bir ada
marie galante
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bu yer
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy