Historique

buluş

Sens de "buluş" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 27 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	buluş	invention n.
2	Common Usage	buluş	discovery n.
General
3	General	buluş	puberty n.
4	General	buluş	detection n.
5	General	buluş	brain child n.
6	General	buluş	breakthrough n.
7	General	buluş	creation n.
8	General	buluş	brainchild n.
9	General	buluş	discovery n.
10	General	buluş	contrivance n.
11	General	buluş	find n.
12	General	buluş	finding n.
13	General	buluş	trouvaille (fr) n.
14	General	buluş	innovation n.
15	General	buluş	device n.
16	General	buluş	novation [obsolete] n.
17	General	buluş	excogitation n.
18	General	buluş	manufacture n.
19	General	buluş	deprehension n.
20	General	buluş	overture n.
21	General	buluş	rug [dialect] [uk] n.
22	General	buluş	ingenuity n.
23	General	buluş	contrivement [obsolete] n.
24	General	buluş	discoverment [obsolete] n.
25	General	buluş	discoverture [obsolete] n.
Trade/Economic
26	Trade/Economic	buluş	innovation n.
Technical
27	Technical	buluş	invention n.

Sens de "buluş" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 39 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	dahiyane buluş	brain wave n.
2	General	buluş belgesi	patent n.
3	General	parlak buluş	brainchild n.
4	General	görünüşte önemli değersiz buluş	mare's nest n.
5	General	buluş yapan	inventor n.
6	General	sosyal buluş	social invention n.
7	General	bilimde büyük buluş	breakthrough n.
8	General	büyük buluş	breakthrough n.
9	General	buluş hakkı	patent n.
10	General	çığır açan buluş	breakthrough n.
11	General	büyük bir teknolojik buluş	technological breakthrough n.
12	General	icat/buluş tarihi	date of invention n.
13	General	teknolojik buluş	technological invention n.
14	General	çarpıcı yenilik/buluş	stunning breakthrough n.
15	General	buluş yapan kimse	novator [obsolete] n.
16	General	görünüşte önemli değersiz buluş	mare’s-nest n.
17	General	görünüşte önemli değersiz buluş	mares-nest n.
18	General	tuhaf buluş	whigmaleerie n.
19	General	ortak buluş	coinvention n.
20	General	fantastik buluş	fangle [obsolete] n.
21	General	eski buluş	prediscovery n.
22	General	ustaca/zekice buluş	artifice n.
23	General	buluş yapmak	make an invention v.
Phrasals
24	Phrasals	beklenmedik bir buluş yapmak	strike upon (something) v.
Colloquial
25	Colloquial	dahiyane buluş	brain wave n.
Idioms
26	Idioms	görünüşte önemli değersiz buluş	a mare's nest n.
27	Idioms	tekerleğin icadından sonraki en iyi buluş	sliced bread n.
28	Idioms	şimdiye kadar bulunanlar arasında en harika buluş	the greatest thing since sliced bread n.
29	Idioms	şimdiye kadar bulunanlar arasında en harika buluş	greatest thing since indoor plumbing n.
30	Idioms	şimdiye kadar bulunanlar arasında en harika buluş	the greatest thing since indoor plumbing n.
31	Idioms	buluş yapmak	break fresh/new ground v.
Trade/Economic
32	Trade/Economic	belli bir yenilik veya buluş dolayısıyla aynı emek miktarının kullanılmasıyla daha yüksek bir üretim elde edilmesi	labor saving technological progress n.
33	Trade/Economic	buluş ifşası	invention disclosure n.
34	Trade/Economic	buluş basamağı	inventive step n.
35	Trade/Economic	buluş ifşa	invention disclosure n.
36	Trade/Economic	patentli buluş	patented invention n.
Law
37	Law	sınai buluş	industrial invention n.
Education
38	Education	buluş metodu	discovery learning method n.
39	Education	buluş yoluyla öğretim tekniği	discovery learning technique n.