Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | crisis management n. | kriz yönetimi | ||
My own country, Sweden, is heavily committed to conflict prevention, peacekeeping and crisis management. Benim ülkem İsveç, çatışmaların önlenmesi, barışın korunması ve kriz yönetimine büyük önem vermektedir. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | crisis management n. | kriz yönetimi | ||
In this sense, the report on the Agency for Reconstruction should make a contribution to sustainable crisis management. Bu anlamda Yeniden Yapılandırma Ajansı raporu sürdürülebilir kriz yönetimine katkıda bulunmalıdır. More Sentences |
||||
Politics | ||||
Politics | crisis management n. | kriz yönetimi | ||
Conflict prevention and crisis management have taken on a different aspect. Çatışmaların önlenmesi ve kriz yönetimi farklı bir boyut kazanmıştır. More Sentences |
Anglais | Turc | |
---|---|---|
General | ||
General | crisis management center n. | kriz merkezi |
General | crisis management counter n. | kriz masası |
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | an effective crisis management n. | etkin bir kriz yönetimi |
Politics | ||
Politics | cross-border crisis management n. | sınır ötesi kriz yönetimi |
Military | ||
Military | crisis management exercise n. | kriz yönetim tatbikatı |
Military | crisis management organization n. | kriz yönetim örgütü |
Military | crisis management centre n. | kriz yönetim merkezi |