curry

Sens de "curry" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 25 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	curry n.	köri
The fish curry was too sour for me. Balığın körisi bana göre fazla ekşiydi. More Sentences
Gastronomy
2	Gastronomy	curry n.	köri
Everyone can have the day off work, go to the curry house and have a great meal and a drink. Herkes işten izin alabilir, köri evine gidebilir ve harika bir yemek yiyip bir şeyler içebilir. More Sentences
General
3	General	curry n.	acılı hint yemeği
4	General	curry n.	acılı hint baharatı
5	General	curry n.	acılı hint sosu
6	General	curry n.	yumurta
7	General	curry n.	balık
8	General	curry n.	içinde et
9	General	curry n.	kaşağı
10	General	curry v.	dayak atmak
11	General	curry v.	tımar etmek
12	General	curry v.	sopalamak
13	General	curry v.	köri ile pişirmek
14	General	curry v.	tabaklamak
15	General	curry v.	dövmek
16	General	curry v.	sepilemek
17	General	curry v.	kaşağılamak
18	General	curry v.	giydirip kuşatmak
19	General	curry v.	(çok parametreli fonksiyonu) tek parametreli hale getirmek
Gastronomy
20	Gastronomy	curry n.	kari
21	Gastronomy	curry n.	körili yiyecek
22	Gastronomy	curry v.	köride pişirmek
Archaic
23	Archaic	curry v.	dalkavukluk etmek
24	Archaic	curry v.	yalakalık yapmak
25	Archaic	curry v.	iltifatta bulunmak

Sens de "curry" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 58 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	curry powder n.	köri
The combination of spices in curry powder can supply you with potent antioxidants. Köri tozundaki baharatların kombinasyonu size güçlü antioksidanlar sağlayabilir. More Sentences
Colloquial
2	Colloquial	curry favor v.	yaltaklanmak
The chief clerk is not a hardworking man, but gets ahead rapidly because he knows how to curry favor with his superiors. Baş katip çalışkan bir adam değil fakat üstlerine nasıl yaltaklanacağını bildiği için çabuk ilerliyor. More Sentences
Idioms
3	Idioms	curry favor with (one) v.	(birinin) gözüne girmek
The chief clerk is not a hardworking man, but gets ahead rapidly because he knows how to curry favor with his superiors. Başkatip çalışkan bir adam değildir, ancak üstlerinin gözüne girmeyi bildiği için hızla yükseliyor. More Sentences
General
4	General	curry powder n.	toz haline getirilmiş kimyon, zerdaçal vb baharat karışımı
5	General	lamb curry n.	kuzu derisi
6	General	curry favor with v.	yaltaklanarak birinin gözüne girmeye çalışmak
7	General	curry favor with somebody v.	yaltaklanmak
8	General	curry favour with somebody v.	-e yaranmak
9	General	curry favour with somebody v.	-e yaltaklanmak
10	General	curry [obsolete] v.	koşmak
11	General	curry [obsolete] v.	seğirtmek
Colloquial
12	Colloquial	curry favor v.	yalakalık yaparak birinin gözüne girmeye çalışmak
13	Colloquial	curry favour v.	yalakalık yaparak birinin gözüne girmeye çalışmak
14	Colloquial	curry favour v.	yaltaklanmak
Idioms
15	Idioms	curry favor with someone v.	birinin gözüne girmeye çalışmak
16	Idioms	curry favour v.	yalakalanmak
17	Idioms	curry favour v.	yaltaklanmak
18	Idioms	curry favour v.	yalakalık ederek birinin gözüne girmeye çalışmak
19	Idioms	curry favor v.	yalakalık ederek birinin gözüne girmeye çalışmak
20	Idioms	curry favor v.	yaltaklanmak
21	Idioms	curry favor v.	yalakalanmak
22	Idioms	curry favour v.	yalakalık yapmak
23	Idioms	curry favor v.	yalakalık yapmak
24	Idioms	curry favor with someone v.	birine yaranmaya çalışmak
25	Idioms	curry favel v.	yalakalık yaparak birinin gözüne girmeye çalışmak
26	Idioms	curry favel v.	yaltaklanmak
27	Idioms	give (someone) (a bit of) curry v.	azarlamak
28	Idioms	give (someone) (a bit of) curry v.	fırçalamak
29	Idioms	give (someone) (a bit of) curry v.	haşlamak
30	Idioms	give (someone) (a bit of) curry v.	ağzının payını vermek
31	Idioms	give (someone) (a bit of) curry v.	(birinin) canına okumak
32	Idioms	give (someone) (a bit of) curry v.	(birini) paylamak
33	Idioms	give (someone) (a bit of) curry v.	(birine) döşenmek
34	Idioms	give (someone) (a bit of) curry v.	(birini) haşlamak
35	Idioms	give (someone) (a bit of) curry v.	(birini) azarlamak
36	Idioms	curry favor with (one) v.	yaltaklanarak (birinin) gözüne girmeye çalışmak
37	Idioms	curry favor with (one) v.	(birine) yaranmak
Gastronomy
38	Gastronomy	curry sauce n.	körili sos
39	Gastronomy	chicken curry n.	hint usulü piliç
40	Gastronomy	chicken curry n.	piliç körili
41	Gastronomy	curry powder n.	köri tozu
42	Gastronomy	curry sauce shrimp n.	köri soslu karides
43	Gastronomy	curry sauce n.	köri sosu
44	Gastronomy	curry powder n.	körü toz baharat
45	Gastronomy	curry leaf n.	köri yaprağı
46	Gastronomy	curry powder n.	köri toz baharat
47	Gastronomy	thai-style curry chicken n.	thai usulü körili tavuk
48	Gastronomy	chicken with curry sauce n.	köri soslu tavuk
49	Gastronomy	lamb curry n.	kuzu etiyle yapılan hindistan'a özgü köri yemeği
50	Gastronomy	lamb curry n.	kuzu köri
51	Gastronomy	curry puff n.	körili puf börek
Agriculture
52	Agriculture	curry-comb n.	kaşağı
Breeding
53	Breeding	curry comb n.	at fırçası
British Slang
54	British Slang	curry queen n.	asyalı homoseksüellere ilgi duyan gey
55	British Slang	curry-mile n.	manchester'da asya restoranlarının ve kebapçıların yoğun olduğu bir bölge
56	British Slang	curry queen n.	zenci homoseksüellerin ilgisini çeken gey
57	British Slang	curry queen n.	zencilerle takılan homoseksüel
58	British Slang	curry queen n.	havalı/gösterişli homoseksüel erkek