dignity - Turc Anglais Dictionnaire

dignity

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "dignity" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 38 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
dignity n. itibar
No politician shall engage in acts damaging to their dignity.
Hiçbir politikacı itibarına gölge düşürecek davranışlarda bulunamaz.

More Sentences
dignity n. haysiyet
If dignity does not belong to everyone, then it ceases to exist.
Eğer haysiyet herkese ait değilse, o zaman var olmaktan çıkar.

More Sentences
dignity n. ağırbaşlılık
The soccer team accepted defeat with dignity.
Futbol takımı yenilgiyi ağırbaşlılıkla bir şekilde kabul etti.

More Sentences
General
dignity n. saygınlık
Recently, there has been a major shortcoming on an essential issue, from the point of view of the dignity of Members.
Son zamanlarda, Üyelerin saygınlığı açısından çok önemli bir konuda büyük bir eksiklik yaşanmaktadır.

More Sentences
dignity n. asalet
He has displayed great dignity throughout his life and he was not even allowed books in prison.
Hayatı boyunca büyük bir asalet sergilemiştir ve hapishanede kitap okumasına bile izin verilmemiştir.

More Sentences
dignity n. ciddiyet
Please respect the dignity of the court.
Lütfen mahkemenin ciddiyetine saygı gösterin.

More Sentences
dignity n. onur
The issue is one of human dignity and of avoiding harassment, something with which everyone ought to agree.
Mesele insan onuru ve tacizden kaçınma meselesidir ve bu konuda herkesin hemfikir olması gerekir.

More Sentences
Philosophy
dignity n. onur
The health, safety and dignity of the European citizens is at stake.
Avrupa vatandaşlarının sağlığı, güvenliği ve onuru söz konusudur.

More Sentences
General
dignity n. yücelik
dignity n. yüksek makam
dignity n. rütbe
dignity n. paye
dignity n. izzet
dignity n. kıymet
dignity n. vakar
dignity n. değer
dignity n. derece
dignity n. şeref
dignity n. kadir
dignity n. temkin
dignity n. toplumun kalbur üstü tabakası
dignity n. yüksek mevki
dignity n. resmi davranış
dignity n. resmi görünüş
dignity n. resmi tutum
dignity n. resmi dil
dignity n. kendine saygı belirtisi davranış
dignity n. durumun ciddiyetine yakışan tavır
dignity n. ağırbaşlılık
dignity n. duruş
Psychology
dignity n. benlik saygısı
Archaic
dignity n. rütbe
dignity n. kademe
dignity n. derece
dignity n. yüksek rütbeli kimse
dignity n. mevki sahibi kimse
dignity n. asiller
dignity n. soylu kimseler

Sens de "dignity" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 60 résultat(s)

Anglais Turc
Law
human dignity n. insanlık onuru
That is not consonant with human dignity.
Bu insanlık onuru ile bağdaşmıyor.

More Sentences
General
personal dignity n. haysiyet
life with dignity n. insana yaraşır bir yaşam
life with dignity n. onurlu bir yaşam
befit one's dignity v. şanına yakışmak
die in dignity v. onurluca ölmek
die with dignity v. onurlu bir şekilde ölmek
stand upon one's dignity v. değerlerinden taviz vermemek
Idioms
stand on one's dignity v. doğruluğundan taviz vermemek
stand on one's dignity v. değerlerinden taviz vermemek
stand on one's dignity v. ağırbaşlılığını bozmamak
stand on one's dignity v. temkini elden bırakmamak
stand on dignity v. temkini elden bırakmamak
stand on dignity v. değerlerinden taviz vermemek
stand on dignity v. ağırbaşlılığını bozmamak
stand on your dignity v. ısrarla gereken saygının gösterilmesini istemek
stand on dignity v. doğruluğundan taviz vermemek
stand on your dignity v. taviz vermemek
stand on your dignity v. ağırbaşlılığını bozmamak
beneath one's dignity expr. asaletini zedeleyici
beneath one's dignity expr. onur kırıcı
beneath one's dignity expr. saygınlığını zedeleyici
beneath one's dignity expr. gurur kırıcı
beneath one's dignity expr. itibarını zedeleyici
beneath somebody's dignity expr. gurur kırıcı
beneath dignity expr. haysiyetine/ağırbaşlılığına uymayan
beneath your dignity expr. birine yakışmayan
beneath somebody's dignity expr. itibar zedeleyici
beneath dignity expr. onur kırıcı
beneath your dignity expr. birinin haysiyetine/ağırbaşlılığına uymayan
beneath your dignity expr. birinin asaletine yakışmayan/uymayan
beneath dignity expr. saygınlığını zedeleyici
beneath your dignity expr. gurur kırıcı
beneath somebody's dignity expr. birinin haysiyetine/ağırbaşlılığına uymayan
beneath your dignity expr. itibar zedeleyici
beneath dignity expr. gurur kırıcı
beneath dignity expr. itibar zedeleyici
beneath (one's) dignity expr. (birinin) asaletine yakışmayan/uymayan
beneath dignity expr. yakışmayan
beneath one's dignity expr. birine yakışmayan
beneath somebody's dignity expr. birinin saygınlığını zedeleyici
beneath dignity expr. asaletine yakışmayan/uymayan
beneath your dignity expr. onur kırıcı
beneath somebody's dignity expr. birinin asaletine yakışmayan/uymayan
beneath (one's) dignity expr. (birinin) haysiyetine/ağırbaşlılığına uymayan
beneath your dignity expr. birinin saygınlığını zedeleyici
beneath somebody's dignity expr. birine yakışmayan
beneath somebody's dignity expr. onur kırıcı
Speaking
I have dignity expr. bir onurum var
Trade/Economic
human dignity n. insan haysiyeti
dignity of labour n. iş onuru
dignity of labour n. iş haysiyeti
dignity at work policy n. adil istihdam koşulları sağlama politikası
Law
professional dignity n. meslek onuru
incompatible with human dignity n. insan onuruna aykırı
dignity [uk] n. mirasla edinilen unvan
incompatible with human dignity adj. insan onuruyla bağdaşmayan
Politics
human dignity n. insan haysiyeti
convention for the protection of human rights and dignity of the human being with regard to the application of biology and medicine n. biyoloji ve tıbbın uygulanması bakımından insan hakları haysiyetinin korunması sözleşmesi
History
curule dignity n. üst makam sandalyesinde oturma hakkı