Historique

dolu olmak (bir şeyle)

Sens de "dolu olmak (bir şeyle)" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	dolu olmak (bir şeyle)	swim v.

Sens de "dolu olmak (bir şeyle)" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 48 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	hoş olmayan bir şeyle dolu olmak	bristle with v.
Phrasals
2	Phrasals	(bir şeyle) dolu olmak	writhe with (something) v.
3	Phrasals	(bir şeyle) tıklım tıklım dolu olmak	writhe with (something) v.
4	Phrasals	tatsız/iğrenç bir şeyle dolu olmak	reek of v.
5	Phrasals	pis/tiksinç bir şeyle dolu olmak	reek of v.
6	Phrasals	çirkin/kötü bir şeyle dolu olmak	reek of v.
7	Phrasals	bir şeyle dolu olmak	abound in something v.
8	Phrasals	biriyle/bir şeyle dolu olmak	abound with someone or something v.
9	Phrasals	bir şeyle dolu olmak	buzz with something v.
10	Phrasals	(biriyle/bir şeyle) dolu olmak	crawl with (someone or something) v.
11	Phrasals	(bir şeyle) dolu olmak	seethe with (something) v.
Colloquial
12	Colloquial	(bir şeyle) dolu olmak	be riddled with (something) v.
13	Colloquial	kafası (bir şeyle) dolu/meşgul olmak	be riddled with (something) v.
14	Colloquial	bir şeyle dolu olmak	be riddled with something v.
Idioms
15	Idioms	(bir şeyle) dolu olmak	teem in v.
16	Idioms	(bir şeyle) dolu olmak	abound in v.
17	Idioms	(bir şeyle) tıka basa dolu olmak	pullulate with v.
18	Idioms	(bir şeyle) dolu olmak	pullulate with v.
19	Idioms	(bir şeyle) tıka basa dolu olmak	teem in v.
20	Idioms	(bir şeyle) tıka basa dolu olmak	abound in v.
21	Idioms	(bir yer) (bir şeyle/heyecan/üzüntü vb) dolu olmak	buzz with something v.
22	Idioms	bir şeyle dolu olmak	be a mass of something v.
23	Idioms	bir şeyle dolu olmak	be strong on something v.
24	Idioms	(bir şeyle) hıncahınç dolu olmak	be bursting at the seams (with something) v.
25	Idioms	(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak	be bursting at the seams (with something) v.
26	Idioms	(bir şeyle) hıncahınç dolu olmak	be bulging at the seams (with something) v.
27	Idioms	(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak	be bulging at the seams (with something) v.
28	Idioms	(bir şeyle) hıncahınç dolu olmak	be full to bursting (with something) v.
29	Idioms	(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak	be full to bursting (with something) v.
30	Idioms	(bir şeyle) hıncahınç dolu olmak	be bursting at the seams (with something) v.
31	Idioms	(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak	be bursting at the seams (with something) v.
32	Idioms	(bir şeyle) hıncahınç dolu olmak	be bulging at the seams (with something) v.
33	Idioms	(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak	be bulging at the seams (with something) v.
34	Idioms	(bir şeyle) hıncahınç dolu olmak	be full to bursting (with something) v.
35	Idioms	(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak	be full to bursting (with something) v.
36	Idioms	(bir şeyle/duyguyla) dolu olmak	be devoured by (something) v.
37	Idioms	bir şeyle/duyguyla dolu olmak	be devoured by something v.
38	Idioms	(bir şeyle) dolu olmak	be infested with (something) v.
39	Idioms	(bir şeyle) dolu olmak	be steeped in (something) v.
40	Idioms	bir şeyle dolu olmak	be steeped in something v.
41	Idioms	(bir şeyle) dolu olmak	be taken up with (something) v.
42	Idioms	(bir şeyle) dolu olmak	brim with (something) v.
43	Idioms	(bir şeyle) hıncahınç dolu olmak	be bursting/bulging at the seams (with something) v.
44	Idioms	(bir şeyle) tıklım tıklım dolu olmak	be bursting/bulging at the seams (with something) v.
45	Idioms	(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak	be bursting/bulging at the seams (with something) v.
46	Idioms	(bir şeyle) hıncahınç dolu olmak	be full to bursting (with something) v.
47	Idioms	(bir şeyle) tıklım tıklım dolu olmak	be full to bursting (with something) v.
48	Idioms	(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak	be full to bursting (with something) v.