| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| Phrasals | ||||
| Phrasals | dwell on (something) v. | (bir yerde) yaşamak | ||
|
I try not to dwell on the past. Geçmişte yaşamamaya çalışıyorum. More Sentences |
||||
| Anglais | Turc | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | dwell on something v. | olayı/meseleyi uzatmak |
| Phrasals | ||
| Phrasals | dwell on something v. | bir konunun/meselenin üzerinde çok durmak |
| Phrasals | dwell on (someone or something) v. | (birinin/bir şeyin) üzerinde durmak |
| Phrasals | dwell on (someone or something) v. | (birini/bir şeyi) çok düşünmek |
| Phrasals | dwell on (someone or something) v. | (birini/bir şeyi) takıntı haline getirmek |
| Phrasals | dwell on (someone or something) v. | (birinin/bir şeyin) üzerinde kafa patlatmak |
| Idioms | ||
| Idioms | not dwell on something v. | (bir şeyin üzerinde fazla) durmamak/kafa yormamak |