Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | en dar | narrowest adj. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | sırtın en dar kısmı | the small of the back n. |
General | kalkanın üst bölümünün en alttaki dörtte birlik kısmında yer alan dar ve yatay şerit | fillet n. |
General | en dar anlamıyla | in the narrowest sense adv. |
Idioms | ||
Idioms | sırtın en dar kısmı | the small of one's back n. |
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | dar/kısıtlı bütçeli tüketici (müşteri zincirinin en uç halkası) | low end consumer n. |
Technical | ||
Technical | en dar aralık | field stop n. |
Technical | mikroskobun iki merceği arasında ışığın geçebileceği en dar aralık | field stop n. |
Technical | yarım puntoya eşit olan en dar metal | hair space n. |
Railway | ||
Railway | demiryolu makas göbeğinin en dar kısmı | throat n. |
Geography | ||
Geography | akıntının, denizin veya nehrin en dar olduğu yer | narrows n. |
Geography | (körfez, dar yol) en iç nokta | bottom n. |
Printery | ||
Printery | (çizgili kağıtta) en dar çizgi | feint n. |