en eski - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

en eski



Sens de "en eski" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 7 résultat(s)

Turc Anglais
General
en eski oldest adj.
en eski primordial adj.
en eski earliest adj.
en eski debut adj.
en eski pioneer adj.
en eski primordiate adj.
Linguistics
en eski aîné adj.

Sens de "en eski" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 83 résultat(s)

Turc Anglais
General
en eski kaptan commodore n.
kelimenin en eski şekli etymon n.
tevrat’ın bilinen en eski yunanca tercümesi septuagint n.
en eski kayıtlar earliest records n.
eski çağlarda kuzeyin en uç noktası olduğuna inanılan yer ultima thule n.
yeniden yazılmış bir parşömendeki en eski yazı underwriting n.
bir şeyin en eski örneği doyen n.
en eski püskü shabbiest adj.
dünyanın en eski çağlarına özgü primeval adj.
dünyanın en eski çağlarına özgü primaeval adj.
en eski anlamı veren ön ek eo- pref.
Phrases
eski dostlar ve eski şarap en iyisidir old friends and old wine are best expr.
Colloquial
bir şeyin en eski örneği daddy n.
dünyadaki en eski oyun oldest game in the world expr.
Idioms
dünyanın en eski numarası the oldest trick in the book n.
eski roma'da en küçük askeri birlik contubernium n.
fahişelik (dünyadaki en eski meslek) the oldest profession (in the world) n.
kitaptaki en eski numara the oldest trick in the book n.
Speaking
sen benim en eski arkadaşımsın you're my oldest friend expr.
Trade/Economic
şehrin en eski ve asıl çarşısının bulunduğu yer central business district n.
Law
bilinen en eski roma medeni, ceza ve din hukuku twelve tables n.
birtakım devredilemez mülklerin en genç erkek varise miras kalmasını gerektiren eski bir teamül minorat n.
Politics
topluluktaki en eski üye olma fathership n.
Computer
geri alınabilir ilk öğenin en eski depolanan olduğu veri yapısı queue n.
önce en eski kayıtlar oldest first expr.
Architecture
eski yunan tapınağında en arka oda opisthodome n.
eski yunan tapınağında naosun girişe en uzak bölümü opisthodome n.
eski yunan tapınağında en arka oda opisthodomos n.
eski yunan tapınağında naosun girişe en uzak bölümü opisthodomos n.
antik yunana özgü en eski ve yalın mimari düzen dorian order n.
Marine
dünyanın en eski uluslararası yelken yarışması america's cup n.
Veterinary
koyunlarda bilinen en eski ayak hastalığı footrot n.
Zoology
diyatomların hücre duvarındaki en dış ve en eski tabaka epitheca n.
pensilvanya'da bulunan en eski fosil amfibi hynerpeton n.
pensilvanya'da bulunan en eski fosil amfibi genus hynerpeton n.
Botanic
en eski damarlı bitkilerden biri kabul edilen devonyan fosil bir bitki cinsi horneophyton n.
en eski damarlı bitkilerden biri kabul edilen devonyan fosil bir bitki cinsi genus horneophyton n.
Social Sciences
sri lanka'nın en eski halkının bir üyesi weddahs n.
Education
1701'de kurulmuş amerika'nın en eski üçüncü üniversitesi yale university n.
ingiltere'deki en eski özel okul winchester college n.
Literature
bilinen en eski ermenice türü classical armenian n.
Linguistics
yazıtlarda kullanılan en eski latince archaic latin n.
yazıtlarda kullanılan en eski latince old latin n.
bilinen en eski slav alfabesi glagolitic n.
m.ö. birinci binyılda en eski konfüçyüs klasiklerinin yazıldığı çince old chinese n.
7-13. yüzyıllar arasındaki türk lehçeleriyle yazılmış çeşitli yazıtlarda kullanılan en eski türk dili old turkic n.
bir dilin bilinen en eski yazılarının yazıldığı haliyle ilgili old adj.
sözcüğün en eski hali olan primitive adj.
History
mezopotamya'nın güneyinde yer alan en eski ülkelerden biri chaldaea n.
mezopotamya'nın güneyinde yer alan en eski ülkelerden biri chaldea n.
ingiltere'nin en eski adı albion n.
eski roma'da en yüksek kahinler sınıfının bir üyesi augur n.
eski sparta'daki en düşük sosyal ve ekonomik sınıfın bir üyesi helot n.
bilinen en eski iskandinav hanedanlarından biri yngling n.
atina kentinin en eski tarihi kaydı parian chronicle n.
Archaeology
en eski paleolitik çağ lower palaeolithic n.
en eski paleolitik çağ lower paleolithic n.
meksika'nın veracruz eyaletinde kurulmuş bilinen en eski mezoamerikan uygarlığı olmec n.
avrupa'daki en eski paleolitik döneme ait iki yüzlü taş baltalarla bilinen arkeolojik sit alanı (abbeville) ile ilgili abbevillian adj.
en eski paleolitik çağa ait lower palaeolithic adj.
en eski paleolitik çağ ile ilgili lower palaeolithic adj.
keşfedilen en eski yaşam kalıntılarını içeren protozoic adj.
Religious
incil'in (aynı zamanda tevrat’ın) bilinen en eski yunanca tercümesi the seventy n.
antik sanskritçede yazılmış hinduizm'in en eski kutsal metinleri veda n.
antik sanskritçede yazılmış hinduizm'in en eski kutsal metinleri vedic literature n.
tevrat'ın en eski kaynaklarının yazarı olduğu varsayılan mitolojik varlık elohist n.
(eski ahit'te) yusuf'un en büyük oğlu manasseh n.
tevrat’ın bilinen en eski yunanca tercümesi sept (septuagint) n.
tevrat’ın bilinen en eski yunanca tercümesine dayanarak oluşturulan kronoloji septuagint chronology n.
tevrat'ın en eski kaynaklarının yazarı olduğu varsayılan mitolojik varlık elohistic adj.
eski inanışa göre ateşten veya ışıktan olduğu düşünülen en yüksek gök tabakası empyrean adj.
tevrat’ın bilinen en eski yunanca tercümesi lxx abrev.
Philosophy
hindu felsefesinin metafiziksel düalizme dayanan en eski geleneksel ana sistemlerinden biri sankhya n.
hindu felsefesinin metafiziksel düalizme dayanan en eski geleneksel ana sistemlerinden biri samkhya n.
Geography
hindistan'daki en eski şehirlerden biri ujjain n.
japonya'nın honshu adasında, osaka'nın doğusunda yer alan ve en eski başkenti olan şehir nara n.
ganj nehrine kıyısı olan hindistan'ın en eski şehirlerinden biri banaras n.
ganj nehrine kıyısı olan hindistan'ın en eski şehirlerinden biri varanasi n.
tayvan'ın en eski şehri tainan n.
Cinema
en eski film müziği ekleme tekniği movietone ® [us] n.
en eski film müziği ekleme tekniğinin ticari adı movietone® [us] n.
Reptiles
içine bilinen en eski sürüngenlerin dahil olduğu bir alt takım subclass anapsida n.
içine bilinen en eski sürüngenlerin dahil olduğu bir alt takım anapsida n.