Anglais | Turc | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | enshrine in v. | -de saklamak |
Phrasals | enshrine in v. | mabede koymak |
Phrasals | enshrine in v. | kutsal bir yere koymak |
Phrasals | enshrine in v. | çepeçevre sarmak |
Anglais | Turc | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | enshrine something in something v. | bir şeyi bir şeyin içinde sergilemek |
Phrasals | enshrine something in something v. | bir şeyi gururla/gösterişli bir biçimde sergilemek |
Phrasals | enshrine in heart v. | kalbinde taşımak |
Phrasals | enshrine in heart v. | kalbine gömmek |
Idioms | ||
Idioms | enshrine someone in one's heart v. | anısını daima kalbinde taşımak |
Idioms | enshrine someone's memory in one's heart v. | birinin hatırasını kalbine gömmek |
Idioms | enshrine someone in one's heart v. | gönlünde taht kurmak |
Idioms | enshrine someone in one's heart v. | gönlünde ayrı bir yeri olmak |
Idioms | enshrine (someone or something) in (one's) heart v. | (birini/bir şeyi) kalbinde taşımak |
Idioms | enshrine (someone or something) in (one's) heart v. | (birini/bir şeyi) kalbine gömmek |