Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | ev içinde | indoors adv. |
Construction | ||
Construction | ev içinde | indoors adv. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | küçük ev (çocukların içinde oynadıkları) | playhouse n. |
General | orman içinde ev | house in forest n. |
General | ev içinde olan | indoor adj. |
General | ev içinde yapılan | indoor adj. |
General | ev içinde ve dışında | indoors and out adv. |
Speaking | ||
Speaking | ağaçların içinde bir ev var | there's a house in the trees expr. |
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | ev içinde olan | indoor adj. |
Politics | ||
Politics | ev içinde şiddet | domestic violence n. |
Furniture | ||
Furniture | içinde biri kötü hava koşulları diğeri ise iyi hava koşullarını bildiren iki insan olan bir maket ev | weather house n. |
Furniture | eskiden evlerde içinde değerli ev eşyaları sergilenen bir tür konsol | court-cupboard n. |