grain of - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

grain of

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "grain of" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 1 résultat(s)

Anglais Turc
General
grain of n. tanesi

Sens de "grain of" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 57 résultat(s)

Anglais Turc
General
store of grain n. zahire
ear of grain n. başak
grain of wood n. ağaç damarı
a grain of common sense n. bir nebze anlayış
a grain of allowance n. az tolerans
a grain of allowance n. ufak hoşgörü
Phrases
a grain of expr. bir tutam (tuz vb)
with a grain of salt expr. ihtiyat kaydıyla
with a grain of salt expr. inanmayarak
with a grain of salt expr. kuşkuyla
with a grain of salt expr. şüphe ile
with a grain of salt expr. şüpheyle
Idioms
a grain of mustard seed n. potansiyeli yüksek kimse veya şey
a grain of mustard seed n. önü açık kimse veya şey
a grain of mustard seed n. geleceği parlak kimse veya şey
ain't got a grain of sense n. ahmak
ain't got a grain of sense n. aptal
ain't got a grain of sense n. salak
ain't got a grain of sense n. sersem
a grain of truth n. ufak bir gerçeklik payı
grain of truth n. (ufak) bir gerçeklik payı
a grain of mustard seed n. küçük/önemsiz görünen ama geleceği parlak şey
a grain of mustard seed n. küçük/önemsiz görünen ama potansiyeli yüksek şey
a grain of mustard seed n. küçük ama gelişmeye müsait şey
take something with a grain of salt v. ihtiyatla yaklaşmak
take something with a grain of salt v. kuşku ile karşılamak
take something with a grain of salt v. şüphe ile yaklaşmak
with a grain of salt adv. çekinceli olarak
with a grain of salt adv. emin olmadan
with a grain of salt adv. tereddütle
with a grain of salt adv. tedirginlikle
with a grain of salt adv. çok güvenmeden
ain't got a grain of sense expr. akılsız
ain't got a grain of sense expr. bir gıdım aklı yok
ain't got a grain of sense expr. çok aptal
ain't got a grain of sense expr. çok salak
take it with a grain of salt expr. ihtiyatla yaklaş
with a grain of salt expr. kuşku ile
ain't got a grain of sense expr. mankafa
take it with a grain of salt expr. şüpheyle yaklaş
take it with a grain of salt expr. şüphe ile yaklaş
there's a grain of truth in every joke expr. her şakada bir gerçeklik payı vardır
Institutes
directorate general of turkish grain board n. toprak mahsulleri ofisi genel müdürlüğü
Technical
manual metal arc welding of non- alloy and fine grain steels n. alaşımsız ve ince daneli çeliklerin elle metal ark kaynağı
discontinuity of the grain sizes n. dane boyutlarının süreksizliği
micrographic determination of the ferrite or austenitic grain size n. ferrit veya ostenitik tane büyüklüğünün mikrografik tayini
measuring of the standard mass per storage volume of grain n. hububat depolama birim hacmi için standart kütlenin ölçümü
discontinuity of the grain sizes n. tane boyutlarının süreksizliği
Construction
maximum grain size of aggregate n. agreganın maksimum tane boyutu
hot finished structural hollow sections of non-alloy and fine grain structural steels n. sıcak haddelenmiş içi boş alaşımsız ve ince taneli yapı çelikler
determination of grain size n. tane boyutu tayini
determination of grain size and size distribution n. tane büyüklüğü ve boyut dağılımının belirlenmesi
Marine
grain size of fill material n. dolgu malzemesinin tane boyu
Agriculture
temperature of grain stored in silos n. dökme depolanan hububat ısısı
temperature of grain stored in silos n. yığın halinde depolanmış danenin sıcaklığı
Environment
grain size distribution of soil particles n. toprak tane büyüklüğü dağılımı
Meteorology
grain of sleet n. sulusepken damlası