havalarda - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

havalarda



Sens de "havalarda" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)

Turc Anglais
Colloquial
havalarda over the moon expr.

Sens de "havalarda" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 59 résultat(s)

Turc Anglais
General
fırtınalı havalarda güvertede dolaşabilme becerisi sea legs n.
mezarlıkta kötü havalarda cenaze hizmetlerinin verildiği yer chapel n.
amerikan yerlilerince soğuk havalarda giyilen, topuksuz ve yumuşak deriden yapılan bir çizme moc n.
amerikan yerlilerince soğuk havalarda giyilen, topuksuz ve yumuşak deriden yapılan bir çizme mocassin n.
özellikle yağmurlu havalarda ayakkabı üstüne giyilen bir tür galoş galoche n.
yağmurlu havalarda ayakkabı üstüne giyilen bir tür galoş galoshe n.
özellikle yağmurlu havalarda ayakkabı üstüne giyilen bir tür galoş goloe-shoe n.
yağmurlu veya karlı havalarda ayakkabının üzerine geçirilen su geçirmez galoş golosh n.
yağmurlu veya karlı havalarda ayakkabının üzerine geçirilen su geçirmez galoş goloshe [obsolete] n.
burnu havalarda bigheaded adj.
burnu havalarda too big for one's breeches adj.
burnu havalarda persnickety adj.
burnu havalarda uppish adj.
burnu havalarda snotty adj.
burnu havalarda snooty adj.
burnu havalarda stuck-up adj.
burnu havalarda snot-nosed adj.
Phrasals
aklı havalarda yaşamak drift along v.
Colloquial
havalarda olmayan earthy adj.
havalarda olmayan down-to-earth expr.
Idioms
mutluluktan havalarda uçmak be sitting on cloud nine v.
havalarda uçmak be over the moon v.
mutluluktan havalarda uçmak be bright-eyed and bushy-tailed v.
burnu havalarda with one's nose in the air expr.
mutluluktan havalarda uçan as happy as a clam in butter sauce expr.
mutluluktan havalarda as happy as a sand boy expr.
mutluluktan havalarda uçan as happy as a clam at high tide expr.
mutluluktan havalarda uçan happy as a clam in butter sauce expr.
mutluluktan havalarda uçan happy as a lark expr.
mutluluktan havalarda as happy as lark expr.
mutluluktan havalarda uçan as happy as can be expr.
mutluluktan havalarda uçan as happy as a lark expr.
mutluluktan havalarda uçan happy as a clam at high tide expr.
mutluluktan havalarda uçan happy as can be expr.
burnu havalarda with your nose in the air expr.
Technical
sıcak havalarda seranın zeminini ıslatıp suyla derecelendirerek nemini artırıp sıcaklığını düşürme yöntemi damping down n.
Textile
yağmurlu havalarda ayakkabı üstüne giyilen galoşlar galoshes n.
soğuk havalarda kalın çorap üzerine giyilen su geçirmez bot pac n.
soğuk havalarda kalın çorap üzerine giyilen su geçirmez bot pack n.
Construction
donlu havalarda beton dökme concreting in freezing weather n.
soğuk havalarda beton dökme cold-weather concreting n.
Railway
lokomotif sürücülerini sisli havalarda uyarmak için kullanılan sinyal fog signal n.
Marine
fırtınalı havalarda güvertede dolaşabilme kabiliyeti sea legs n.
iyi havalarda gemi güvertesindeki ambar ağzını kapatmak için kullanılan ahşap ızgara grating n.
çok soğuk havalarda giyilen yüksek, izolasyonlu, su geçirmez bir bot pac n.
Psychology
yağmurlu havalarda mutlu olan pluviophile n.
Botanic
yağmurlu havalarda kırmızı, beyaz veya mor çiçeklerini kapatan bir bitki scarlet pimpernel (anagallis arvensis) n.
yağmurlu havalarda kırmızı, beyaz veya mor çiçeklerini kapatan bir bitki red pimpernel n.
yağmurlu havalarda kırmızı, beyaz veya mor çiçeklerini kapatan bir bitki poor man's weatherglass n.
yağmurlu havalarda kırmızı, beyaz veya mor çiçeklerini kapatan bir bitki poor man's barometer n.
yağmurlu havalarda kırmızı, beyaz veya mor çiçeklerini kapatan bir bitki red chickweed n.
yağmurlu havalarda kırmızı, beyaz veya mor çiçeklerini kapatan bir bitki shepherd's weather glass n.
yağmurlu havalarda kırmızı, beyaz veya mor çiçeklerini kapatan bir bitki shepherd's clock n.
Apiculture
sıcak havalarda uçuş deliği dışında oluşan salkım cluster outside entrance n.
Military
kötü havalarda töreni kısa tutarak merasim kıyafetleri olmadan yapılan geçit töreni undress parade n.
yağışlı havalarda ateşli silahı ıslanmaktan korumak için alınan bir pozisyon secure arms n.
Mythology
fırtınalı havalarda ümit burnu yakınlarında göründüğü rivayet edilen hayali gemi flying dutchman n.
Slang
aşırı sisli havalarda cezaevi güvenliği tarafından mahkumların hücrelerinden çıkmaması için aldıkları karar fogline n.
burnu havalarda snottie adj.