Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | iş arayan | jobseeker n. | ||
Secondly, access to lifelong learning must be provided for all employees and for jobseekers. İkinci olarak tüm çalışanlar ve iş arayanlar için yaşam boyu öğrenmeye erişim sağlanmalıdır. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | iş arayan | job seeker n. | ||
When it comes to attracting job seekers, having a strong employment brand and marketing it is crucial. Konu iş arayanları çekmek olduğunda, güçlü bir istihdam markasına sahip olmak ve bunu pazarlamak çok önemlidir. More Sentences |
||||
Trade/Economic | iş arayan | jobseeker n. | ||
Secondly, access to lifelong learning must be provided for all employees and for jobseekers. İkinci olarak tüm çalışanlar ve iş arayanlar için yaşam boyu öğrenmeye erişim sağlanmalıdır. More Sentences |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | aktif olarak iş arayan | actively seeking work n. |
General | hızlı kar amacıyla yurt dışında geçici iş arayan kimse | chancer [african] n. |
General | iş arayan insanlar sırası | unemployment line n. |
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | halen çalışsın veya çalışmasın iş arayan insanların sayısı | actual labor force n. |
Trade/Economic | iş arayan kimse | job hunter n. |
Trade/Economic | iş arayan kimse | job seeker n. |
Trade/Economic | iş arayan kimse | job searcher n. |