| Turc | Anglais | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | işte o kadar | that is all expr. |
| Colloquial | ||
| Colloquial | işte o kadar | full stop expr. |
| Idioms | ||
| Idioms | işte o kadar | and that's flat expr. |
| Turc | Anglais | |
|---|---|---|
| Colloquial | ||
| Colloquial | eğer kulağa gerçek olamayacak kadar iyi geliyorsa, genellikle o işte bir bit yeniği/yanlışlık vardır | if it sounds too good to be true, it usually is expr. |
| Colloquial | eğer kulağa gerçek olamayacak kadar iyi geliyorsa, o işte bir bit yeniği/yanlışlık olabilir | if it sounds too good to be true, it probably is expr. |
| Colloquial | işte o kadar! | and that's flat! [old-fashioned] [uk] expr. |
| Colloquial | eğer kulağa gerçek olamayacak kadar iyi geliyorsa, o işte bir bit yeniği/yanlışlık olabilir | if something sounds too good to be true, it probably is expr. |
| Colloquial | eğer kulağa gerçek olamayacak kadar iyi geliyorsa, o işte bir bit yeniği/yanlışlık olabilir | if something sounds too good to be true, it usually is expr. |
| Colloquial | işte o kadar! | period! exclam. |
| Idioms | ||
| Idioms | açık ve kesindir işte o kadar | and that's flat expr. |
| Speaking | ||
| Speaking | bu işte o kadar da iyi değilim | I'm not very good at this expr. |
| Speaking | işte bu/o kadar! | so there! expr. |