| Anglais | Turc | |
|---|---|---|
| Phrasals | ||
| Phrasals | jam with v. | ile doğaçlama yapmak |
| Phrasals | jam with v. | ile doldurmak |
| Phrasals | jam with v. | ile tıkamak |
| Phrasals | jam with v. | ile birlikte müzik yapmak |
| Phrasals | jam with v. | ile doğaçlama bir şeyler çalmak |
| Anglais | Turc | |
|---|---|---|
| Phrasals | ||
| Phrasals | jam with someone v. | birileriyle doğaçlama yapmak |
| Phrasals | jam something up with something v. | -ile tıkamak |
| Phrasals | jam with (something) v. | kısa bir zaman dilimini (bir şeyle) doldurmak |
| Phrasals | jam with (something) v. | (bir şeyle) doldurmak |
| Phrasals | jam with (something) v. | kısa bir zaman dilimine (bir çok şey) doldurmak |
| Phrasals | jam with (something) v. | kısa bir zaman dilimi için (bir çok şey) planlamak |
| Phrasals | jam with (something) v. | kısa bir zaman dilimine (bir çok şey) sığdırmak |
| Phrasals | jam with someone v. | biriyle birlikte müzik yapmak |
| Phrasals | jam with (something) v. | (bir şeyle) tıkamak |
| Phrasals | jam with (something) v. | ağzına kadar (bir şeyle) doldurmak |
| Phrasals | jam with someone v. | biriyle doğaçlama bir şeyler çalmak |
| Phrasals | jam with someone v. | biriyle doğaçlama müzik yapmak |
| Phrasals | jam with (something) v. | (bir şeyle) ağzına kadar doldurmak |
| Phrasals | jam with (something) v. | (bir şeyle) tıka basa doldurmak |