kapalı alan - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

kapalı alan



Sens de "kapalı alan" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 10 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
kapalı alan confined space n.
General
kapalı alan closed area n.
kapalı alan confined space n.
kapalı alan cloister [obsolete] n.
kapalı alan closure [obsolete] n.
Trade/Economic
kapalı alan indoor space n.
kapalı alan indoor area n.
Technical
kapalı alan closed space n.
kapalı alan close area n.
Architecture
kapalı alan covered area n.

Sens de "kapalı alan" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 37 résultat(s)

Turc Anglais
General
giriş izni gerektiren kapalı alan permit-required confined space n.
(tutsakların tutulduğu) etrafı çitlerle çevrili kapalı alan compound n.
sıçanların spor amacıyla köpeklere öldürtüldüğü kapalı alan rat pit n.
sığır, at gibi hayvanları kapalı tutmak için kullanılan etrafı çevrili alan brake n.
içinde mağazaların olduğu genellikle cam tavanlı geçit veya kapalı alan galleria n.
tomrukçu kampında yemek pişirme ve uyuma alanları arasında yer alan ve genellikle depo olarak kullanılan üstü kapalı koridor dingle n.
kapalı alan aktiviteleri indoor activities n.
etrafı kapalı veya çitlerle çevrili alan inclosure n.
çanların yerleştirildiği üstü kapalı korunaklı alan bell cot n.
çanların yerleştirildiği üstü kapalı korunaklı alan bell cote n.
çanların yerleştirildiği üstü kapalı korunaklı alan bellcote n.
pan davul çalışılan kapalı alan panyard [caribbean] n.
trafiğe kapalı alan precinct n.
atların eğitildiği etrafı kapalı alan school n.
Technical
kapalı alan yangını compartment fire n.
kapalı alan uyarı levhası confined space warning sign n.
Architecture
kilise korosunun önündeki kapalı alan antechoir n.
Traffic
araç trafiğine kapalı bölge/alan/yol pedestrianised zone n.
araç trafiğine kapalı bölge/alan/yol car-free zone n.
araç trafiğine kapalı bölge/alan/yol auto-free zone n.
motorlu araç trafiğine kapalı bölge/alan vehicle-free environment n.
trafiğe kapalı alan area closed to traffic n.
trafiğe kapalı alan greenway [us] n.
motorlu taşıtların kullanımına kapalı (alan) motorless adj.
Aeronautic
uzay aracında kapalı alan cabin n.
Marine
iki gövdeli bir geminin her iki tarafındaki çerçevelerin arasındaki kapalı alan bilges n.
gemide yük kaldırma aletleri için kullanılan kilitli dolap veya kapalı alan glory hole n.
Psychology
kapalı alan korkusu claustrophobia n.
Mental Health
kapalı alan korkusu doğuran claustrophobic adj.
Marine Biology
balıkçılığa kapalı alan closed area for fishing n.
Breeding
sürünün bir bölümünü çekmek için kullanılan üstü kapalı alan yard [australia/new zealand] n.
Environment
girişe kapalı alan exclusion area n.
Geography
yeryüzü şekillerinin oluşturduğu doğal kapalı alan natural enclosure n.
körfeze benzeyen kapalı alan embayment n.
Sport
atların yarış öncesi toplandığı, eyerlendiği ve gösterildiği kapalı alan paddock n.
Theatre
sahne kenarında yer alan üstü kapalı oturma alanı side box n.
sahne kenarında yer alan üstü kapalı oturma alanı side-box n.