Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Synonymes
Phrases
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Historique
keep someone
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Sens de
"keep someone"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)
Catégorie
Anglais
Turc
General
1
General
keep someone at a distance
v.
birine soğuk davranmak
2
General
keep someone guessing
v.
birini doğru dürüst haberdar etmemek
3
General
keep someone at arm's length
v.
biriyle samimi olmamak için ona çok mesafeli davranmak
4
General
keep someone at arm's length
v.
birinin samimi olmasına izin vermemek
5
General
keep someone under surveillance
v.
birini sürekli olarak gizlice izlemek
6
General
keep someone at bay
v.
birini sindirmek
7
General
keep someone company
v.
birini yalnız bırakmamak
8
General
keep someone engaged
v.
birini meşgul etmek
9
General
keep something a secret from someone
v.
bir şeyi birinden saklamak
10
General
keep someone advised of
v.
haberdar etmek
11
General
keep someone company
v.
birine refakat etmek
12
General
keep someone at bay
v.
birini korkutarak yaklaşıp zarar vermesini önlemek
13
General
keep someone from doing something
v.
birini bir şey yapmaktan alıkoymak
14
General
keep someone in suspense
v.
merakta bırakmak
15
General
keep someone waiting
v.
birini bekletmek
16
General
keep someone away
v.
birini uzak tutmak
17
General
keep someone advised of
v.
birini bir konuda bilgilendirmek
18
General
keep someone at arm's length
v.
birini pek yaklaştırmamak
19
General
can't keep one's eyes off someone
v.
bakmaya doyamamak
20
General
keep someone unaware
v.
habersiz bırakmak
21
General
keep someone waiting
v.
beklemeye almak
22
General
keep on running down (someone)
v.
diline dolamak
23
General
keep an eye on (someone)
v.
dikkat etmek
24
General
keep looking at someone every so often
v.
durup durup bakmak
25
General
keep someone wait for a while
v.
az bekletmek
26
General
keep someone wait a long time
v.
çok bekletmek
27
General
keep (someone/something) in quarantine
v.
karantinaya almak
28
General
keep (someone/something) separate
v.
ayrı tutmak
29
General
keep (someone/something) in quarantine
v.
karantina altına almak
30
General
keep someone on the forefront
v.
gözönünde tutmak
31
General
keep someone at a distance
v.
pas vermemek
32
General
keep someone without food and water
v.
aç susuz bırakmak
33
General
keep someone captive
v.
esir tutmak
34
General
keep someone on one's feet
v.
ayakta tutmak
35
General
keep someone in ignorance
v.
cahil bırakmak
36
General
keep someone on one's feet
v.
ayakta durmasına neden olmak
37
General
keep someone on the hop
v.
diken üstünde tutmak
38
General
keep someone out of harm's way
v.
kötülüklerden uzak tutmak
39
General
keep someone under one's thumb
v.
sıkı denetim altında tutmak
40
General
keep someone under observation
v.
gözlem altında tutmak
41
General
keep someone under observation
v.
müşahede altında tutmak
42
General
keep one's distance (from someone)
v.
resmiyeti korumak
43
General
keep on talking with someone
v.
görüşmeye devam etmek
44
General
keep on seeing someone
v.
görüşmeye devam etmek
45
General
keep someone in shape
v.
birini zinde tutmak
46
General
keep someone alive
v.
birini canlı tutmak
47
General
keep/leave/put someone out in the cold
v.
birini soğukta dışarıda bekletmek/tutmak/bırakmak
48
General
keep someone busy in vain
v.
birini boşuna oyalamak
49
General
keep someone in power
v.
bir kimseyi iktidarda tutmak
50
General
keep interrupting someone
v.
birinin sözünü kesip durmak
51
General
keep interrupting someone
v.
birinin sözünü kesmeye devam etmek
Phrasals
52
Phrasals
keep after someone (about something)
v.
birine sürekli bir şeyi yapmasını hatırlatmak
53
Phrasals
keep after someone (about something)
v.
başının etini yemek
54
Phrasals
keep after someone (about something)
v.
birine sürekli bir şeyi yapması için dırdır etmek
55
Phrasals
keep at someone (about something)
v.
birine sürekli bir şeyi yapmasını hatırlatmak
56
Phrasals
keep at someone (about something)
v.
başının etini yemek
57
Phrasals
keep at someone (about something)
v.
birine sürekli bir şeyi yapması için dırdır etmek
58
Phrasals
keep on someone (about something)
v.
birine sürekli bir şeyi yapmasını hatırlatmak
59
Phrasals
keep on someone (about something)
v.
başının etini yemek
60
Phrasals
keep on someone (about something)
v.
birine sürekli bir şeyi yapması için dırdır etmek
61
Phrasals
keep at someone about something
v.
birine sürekli olarak birşeyi yapmasını hatırlatmak
62
Phrasals
keep after someone about something
v.
başının etini yemek
63
Phrasals
keep on someone about something
v.
birine sürekli olarak birşeyi yapmasını hatırlatmak
64
Phrasals
keep at someone about something
v.
başının etini yemek
65
Phrasals
keep after someone about something
v.
birine sürekli olarak birşeyi yapmasını hatırlatmak
66
Phrasals
keep on someone about something
v.
başının etini yemek
67
Phrasals
keep someone still
v.
hareket ettirmemek
68
Phrasals
keep someone still
v.
konuşturmamak
69
Phrasals
keep someone still
v.
ses çıkarmasını engellemek
70
Phrasals
keep away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzak durmak
71
Phrasals
keep away (from someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) fiziksel mesafeyi korumak
72
Phrasals
keep away (from someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) mesafeli durmak
73
Phrasals
keep away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzak tutmak
74
Phrasals
keep away (from someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) fiziksel mesafesini korumak
75
Phrasals
keep away (from someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) mesafeli durdurmak
76
Phrasals
keep away (from someone or something)
v.
(bir şeyden) uzak durmak
77
Phrasals
keep away (from someone or something)
v.
(bir şeyden) kaçınmak
78
Phrasals
keep away (from someone or something)
v.
(bir şeye) engel olmak
79
Phrasals
keep away (from someone or something)
v.
(bir şeyin) yapılmasını engellemek
80
Phrasals
keep (someone) down
v.
(birini) bastırmak
81
Phrasals
keep (someone) down
v.
(birinin) önünü kesmek
82
Phrasals
keep (someone) down
v.
(birinin) ilerlemesini engellemek
83
Phrasals
keep (someone) down
v.
(birinin) potansiyelini bastırmak
84
Phrasals
keep in with (someone)
v.
(biriyle) arkadaş kalmak
85
Phrasals
keep in with (someone)
v.
(biriyle) ilişkileri devam ettirmek/iyi tutmak
86
Phrasals
keep in with (someone)
v.
(biriyle) arasını iyi tutmak
87
Phrasals
keep in with (someone)
v.
(biriyle) birlikte bir yerde tutmak
88
Phrasals
keep in with (someone)
v.
(birinin) yanında bir yerde tutmak
89
Phrasals
keep in with (someone)
v.
(birinin) yanından ayırmamak/dışarı çıkarmamak
90
Phrasals
keep someone or something in with someone or something
v.
birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle tutmak
91
Phrasals
keep someone or something in with someone or something
v.
birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle beraber tutmak
92
Phrasals
keep someone or something in with someone or something
v.
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin yanında tutmak
93
Phrasals
keep someone or something in with someone or something
v.
birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle yan yana koymak
94
Phrasals
keep someone or something in with someone or something
v.
birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle aynı yere koymak
95
Phrasals
keep someone or something in with someone or something
v.
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin yanına yerleştirmek
96
Phrasals
keep (someone or something) for (someone or something)
v.
(birine/bir şeye biri/bir şey) için bakmak
97
Phrasals
keep (someone or something) for (someone or something)
v.
(birine/bir şeye biri/bir şey) için göz kulak olmak
98
Phrasals
keep (someone or something) for (someone or something)
v.
(birine/bir şeye biri/bir şey) için sahip çıkmak
99
Phrasals
keep (someone or something) for (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi biri/bir şey) için korumak
100
Phrasals
keep (someone or something) for (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi biri/bir şey) için tutmak
101
Phrasals
keep (someone or something) for (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi biri/bir şey) için saklamak
102
Phrasals
keep (something) for (someone or something)
v.
(biri/bir şey için bir şey) ayırmak
103
Phrasals
keep (something) for (someone or something)
v.
(biri/bir şey için bir şeyi) elinde tutmak
104
Phrasals
keep someone or something for someone
v.
biri için birine/bir şeye bakmak
105
Phrasals
keep someone or something for someone
v.
biri için birini/bir şeyi korumak
106
Phrasals
keep someone or something for someone
v.
biri için birini/bir şeyi muhafaza etmek
107
Phrasals
keep someone or something for someone
v.
biri için birini/bir şeyi tutmak
108
Phrasals
keep someone or something for someone
v.
biri için birine/bir şeye göz kulak olmak
109
Phrasals
keep someone or something for someone
v.
biri için birinin/bir şeyin bakımını üstlenmek
110
Phrasals
keep someone or something for someone
v.
birinin yerine birine/bir şeye bakmak
111
Phrasals
keep someone or something for someone
v.
birinin yerine biriyle/bir şeyle ilgilenmek
112
Phrasals
keep someone or something for someone
v.
birini/bir şeyi birine ayırmak
113
Phrasals
keep someone or something for someone
v.
birini/bir şeyi biri için elinde tutmak
114
Phrasals
keep someone or something for someone
v.
birini/bir şeyi biri için saklamak
115
Phrasals
keep someone or something by someone
v.
birini/bir şeyi birinin yanında tutmak
116
Phrasals
keep someone on (something)
v.
birinin bir şeyin üzerinde kalmasına yardım etmek
117
Phrasals
keep someone on (something)
v.
birinin düşmeden bir şeyin üstünde durmasını sağlamak
118
Phrasals
keep someone on (something)
v.
birini çalıştırmaya devam etmek
119
Phrasals
keep someone on (something)
v.
birini çalışan olarak tutmaya devam etmek
120
Phrasals
keep on someone (about something)
v.
birinin bir şeyi yapmasını sürekli hatırlatmak
121
Phrasals
keep on someone (about something)
v.
birini bir şeyi yapması için sürekli teşvik etmek
122
Phrasals
keep on someone (about something)
v.
birinin başının etini yemek
123
Phrasals
keep on someone (about something)
v.
birine bir şeyi yapması için sürekli dırdır etmek
124
Phrasals
keep someone or something under something
v.
birini/bir şeyi bir şeyin altında tutmak
125
Phrasals
keep someone or something under something
v.
birini/bir şeyi bir şeyin altında saklamak
126
Phrasals
keep someone or something under something
v.
birini/bir şeyi bir şeyin altında depolamak
127
Phrasals
keep someone or something under something
v.
birini/bir şeyi bir şeyin altında bulundurmak
128
Phrasals
keep someone or something under something
v.
birini/bir şeyi bir şeyin altında muhafaza etmek
129
Phrasals
keep someone or something under something
v.
birini/bir şeyi bir şeyin altında gizlemek
130
Phrasals
keep with (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) yanında durmaya devam etmek
131
Phrasals
keep with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) görüşmek
132
Phrasals
keep with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) görüşmeye devam etmek
133
Phrasals
keep with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) birlikteliğini/arkadaşlığını devam ettirmek
134
Phrasals
keep with (someone)
v.
(birine) emanet etmek
135
Phrasals
keep with (someone)
v.
(birine) bırakmak
136
Phrasals
keep with (someone)
v.
(birinin) yanında/yanına bırakmak
137
Phrasals
keep with (someone)
v.
(birinin) gözetimine/bakımına bırakmak
138
Phrasals
keep something with someone
v.
bir şeyi birine bırakmak
139
Phrasals
keep something with someone
v.
bir şeyi birine emanet etmek
140
Phrasals
keep something with someone
v.
bir şeyi birinin gözetimine/bakımına bırakmak
141
Phrasals
keep something with someone
v.
bir şeyi birinin yanına/yanında bırakmak
142
Phrasals
keep after (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) sürekli yapmasını hatırlatmak
143
Phrasals
keep after (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) sürekli başının etini yemek
144
Phrasals
keep after (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) sürekli yapması için dırdır etmek
145
Phrasals
keep after (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sürekli sıkıştırmak/dürtmek
146
Phrasals
keep after (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sürekli teşvik etmek
147
Phrasals
keep after (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) peşini bırakmamak
148
Phrasals
keep after (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sürekli motive etmek
149
Phrasals
keep ahead (of someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) önünde olmak
150
Phrasals
keep ahead (of someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) önde olmak
151
Phrasals
keep ahead (of someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) önünde tutmak
152
Phrasals
keep at (someone or something)
v.
(bir şeyin) üzerine gitmek
153
Phrasals
keep at (someone or something)
v.
(bir şeyi) denemeye devam etmek
154
Phrasals
keep at (someone or something)
v.
(bir şeyden) vazgeçmemek
155
Phrasals
keep at (someone or something)
v.
(bir şeyi) devam ettirmek
156
Phrasals
keep at (someone or something)
v.
(bir konuda) pes etmemek
157
Phrasals
keep at (someone)
v.
(birine) sürekli yapmasını hatırlatmak
158
Phrasals
keep at (someone)
v.
(birinin) başının etini yemek
159
Phrasals
keep at (someone)
v.
yapması için (birine) dırdır etmek
160
Phrasals
keep at (someone)
v.
(birini) sürekli sıkıştırmak/dürtmek
161
Phrasals
keep at (someone)
v.
(birini) sürekli teşvik etmek
162
Phrasals
keep at (someone)
v.
(birinin) peşini bırakmamak
163
Phrasals
keep at (someone)
v.
(birini) sürekli motive etmek
164
Phrasals
keep up with (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) yetişmek
165
Phrasals
keep up with (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakalamak
166
Phrasals
keep up with (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) seviyesine yetişmek
167
Phrasals
keep up with (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) seviyesini yakalamak
168
Phrasals
keep up with (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) seviyesine çıkmak
169
Phrasals
keep up with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) aynı seviyede/hızda ilerlemek
170
Phrasals
keep up with (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) haberdar olmak
171
Phrasals
keep up with (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) takip etmek
172
Phrasals
keep up with (someone or something)
v.
(biri/bir şey) hakkında güncel kalmak
173
Phrasals
keep up with (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) anlamak
174
Phrasals
keep up with (someone)
v.
(birinden) haber almak
175
Phrasals
keep up with (someone)
v.
(biriyle) haberleşmek
176
Phrasals
keep up with (someone)
v.
(biriyle) temas halinde olmak/temas kurmak
Colloquial
177
Colloquial
keep someone up at night
v.
geceleri uykusunu kaçırmak
178
Colloquial
keep (going) on at someone or something
v.
birinin/bir şeyin üstüne varmak
179
Colloquial
keep (going) on at someone or something
v.
birinin/bir şeyin üstüne gitmek
180
Colloquial
keep (going) on at someone or something
v.
birine/bir şeye yüklenmek
181
Colloquial
keep (going) on at someone or something
v.
birinin/bir şeyin başının etini yemek
Idioms
182
Idioms
keep (close) watch for (someone or something)
v.
(birini ya da bir şeyi) yakından takip etmek
183
Idioms
keep (close) watch for (someone or something)
v.
(birini ya da bir şeyi) yakın markaja almak
184
Idioms
keep (close) watch for (someone or something)
v.
(birini ya da bir şeyi) gözetlemek
185
Idioms
keep (close) watch for (someone or something)
v.
tetikte olmak
186
Idioms
keep (close) watch for (someone or something)
v.
(birine ve bir şeye karşı) gözünü dört açmak
187
Idioms
keep (close) watch for (someone or something)
v.
gözü (birinin ya da bir şeyin) üstünde olmak
188
Idioms
keep close tabs on (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) izleyip durmak
189
Idioms
keep close tabs on (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) sürekli gözlem altında tutmak
190
Idioms
keep close tabs on (someone or something)
v.
gözünü üstünden ayırmamak
191
Idioms
keep close tabs on (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) yakından takip etmek
192
Idioms
keep close tabs on (someone or something)
v.
her hareketini gözlemlemek
193
Idioms
keep close tabs on (someone or something)
v.
göz hapsine almak
194
Idioms
keep (going) on about someone or something
v.
(biri ve bir şey hakkında) hiç durmadan konuşmak
195
Idioms
keep (going) on about someone or something
v.
(biri ve bir şey hakkında) lafı uzatmak
196
Idioms
keep (going) on about someone or something
v.
(biri ve bir şey hakkında) kafa ütülemek
197
Idioms
keep (going) on about someone or something
v.
papağan gibi konuşmak
198
Idioms
keep (going) on about someone or something
v.
vır vır etmek
199
Idioms
keep (going) on about (someone or something)
v.
lafı uzatmak/kafa ütülemek/baş şişirmek
200
Idioms
keep (going) on about (someone or something)
v.
(biri ve bir şey hakkında) hiç durmadan konuşmak
201
Idioms
keep (going) on about (someone or something)
v.
papağan gibi konuşmak
202
Idioms
keep (going) on about (someone or something)
v.
vır vır etmek
203
Idioms
keep in step with someone
v.
adım uydurmak
204
Idioms
keep someone at arm's length
v.
arasına mesafe koymak
205
Idioms
keep a tight rein on someone
v.
birini sıkı markaj altına almak
206
Idioms
can't keep one's eyes off someone
v.
birisinden gözlerini alamamak
207
Idioms
keep on guard against someone
v.
birine karşı gardını almak
208
Idioms
keep someone captive
v.
birisini alıkoymak
209
Idioms
keep on one's guard against someone
v.
birine karşı tetikte olmak
210
Idioms
keep one's fingers crossed for someone
v.
birisine şans dilemek
211
Idioms
keep a firm grip on someone
v.
birini sıkı denetim altında tutmak
212
Idioms
keep one's eye on someone
v.
birisine göz kulak olmak
213
Idioms
keep close watch over someone
v.
birine göz kulak olmak
214
Idioms
keep in good with someone
v.
biriyle iyi geçinmek
215
Idioms
keep someone in suspense
v.
birini meraklandırmak
216
Idioms
keep one's eye on someone
v.
birisinden (göz kulak olmak amacıyla) gözlerini ayırmamak
217
Idioms
keep in touch with someone
v.
birisi ile bağlantıda olmak
218
Idioms
keep a firm grip on someone
v.
birini yakın markaja almak
219
Idioms
keep someone loose
v.
birinin üzerine varmamak
220
Idioms
keep in good with someone
v.
birinin gözüne girmek
221
Idioms
keep someone in some place
v.
birini bir yerde tutmak
222
Idioms
keep someone in the picture
v.
birini durumdan haberdar etmek
223
Idioms
keep someone on tenterhooks
v.
birini meraklandırmak
224
Idioms
keep someone in a state of suspense
v.
birini meraklandırmak
225
Idioms
keep in good with someone
v.
birinin gözünde iyi olmak
226
Idioms
keep someone in ignorance
v.
birini bilgilendirmemek
227
Idioms
keep someone in ignorance about something
v.
birini bir konudan) habersiz bırakmak/tutmak
228
Idioms
keep in touch with someone
v.
birisi ile temas halinde olmak
229
Idioms
keep someone captive
v.
birisini esir tutmak
230
Idioms
keep on one's guard against someone
v.
birine karşı gözünü dört açmak
231
Idioms
keep a close watch on someone
v.
birini yakın markaja almak
232
Idioms
keep someone in suspense
v.
birini merakta bırakmak
233
Idioms
keep on one's guard against someone
v.
birine karşı gardını almak
234
Idioms
keep someone in line
v.
birini dizginlemek
235
Idioms
keep someone loose
v.
birini rahat bırakmak
236
Idioms
keep someone on tenterhooks
v.
birini merak içinde bırakmak
237
Idioms
keep a close rein on someone
v.
birini sıkı/yakın markaja almak
238
Idioms
keep a tight rein on someone
v.
birini sıkı/yakın markaja almak
239
Idioms
keep at arm's length from someone
v.
biriyle araya mesafe koymak
240
Idioms
keep a tight rein on someone
v.
birini yakın markajına almak
241
Idioms
keep someone company
v.
birine eşlik etmek
242
Idioms
keep someone posted
v.
birini durumdan haberdar etmek
243
Idioms
keep someone in the dark about someone
v.
birine bilgi/haber vermemek
244
Idioms
keep a tight grip on someone
v.
birini yakın markaja almak
245
Idioms
keep on guard against someone
v.
birine karşı tetikte olmak
246
Idioms
keep someone captive
v.
birisini tutsak etmek
247
Idioms
keep a tight grip on someone
v.
birini sıkı denetim altında tutmak
248
Idioms
keep a close rein on someone
v.
birini yakın markajına almak
249
Idioms
keep someone loose
v.
birini sıkmamak
250
Idioms
keep a firm grip on someone
v.
birini yakın markajına almak
251
Idioms
keep a tight grip on someone
v.
birini yakın markajına almak
252
Idioms
keep someone apart
v.
birini birinden uzak tutmak
253
Idioms
keep someone on the right track
v.
birisinin yolunu şaşırmasına izin vermemek
254
Idioms
keep someone at arm's length
v.
biriyle araya mesafe koymak
255
Idioms
keep a close watch on someone
v.
birini yakın markajına almak
256
Idioms
keep a close rein on someone
v.
birini sıkı markaj altına almak
257
Idioms
keep someone in line
v.
birini yola getirmek
258
Idioms
keep on guard against someone
v.
birine karşı gözünü dört açmak
259
Idioms
keep someone in line
v.
birinin uslu durmasını sağlamak
260
Idioms
keep someone in line
v.
birini hizaya getirmek
261
Idioms
keep someone in a state of suspense
v.
birini merakta bırakmak
262
Idioms
keep someone on tenterhooks
v.
dokuz doğurtmak
263
Idioms
keep one's eyes open (for someone or something)
v.
gözlerini dört açmak
264
Idioms
keep sight of someone
v.
gözünü üzerinden ayırmamak
265
Idioms
keep sight of someone
v.
gözden kaçırmamak
266
Idioms
keep someone in sight
v.
göz önünde olduğundan emin olmak
267
Idioms
keep someone on ice
v.
geçici olarak durdurmak
268
Idioms
keep someone in sight
v.
gözünü üstünden ayırmamak
269
Idioms
keep one's eyes peeled (for someone or something)
v.
gözlerini dört açmak
270
Idioms
keep someone going
v.
enerji/güç vermek
271
Idioms
keep someone hanging in midair
v.
iki arada bir derede bırakmak
272
Idioms
keep someone at bay
v.
mesafe koymak
273
Idioms
keep someone on ice
v.
kısıt altında tutmak
274
Idioms
keep someone in check
v.
kontrol altında tutmak
275
Idioms
keep someone in stitches
v.
kahkahadan kırıp geçirmek
276
Idioms
keep someone two jumps ahead of one's competitors
v.
rakiplerinden iki adım önde olmak
277
Idioms
keep someone hanging in midair
v.
sürüncemede bırakmak
278
Idioms
keep someone at arm's length
v.
samimiyet kurmamak
279
Idioms
keep on the right side of someone
v.
suyuna gitmek/alttan almak
280
Idioms
keep someone in the loop
v.
süregelen işlere birini dahil etmek
281
Idioms
keep on the good side of someone
v.
suyuna gitmek/alttan almak
282
Idioms
keep someone at arm's length
v.
samimi olmamak
283
Idioms
keep on the right side of someone
v.
suyuna gitmek
284
Idioms
keep on the good side of someone
v.
suyuna gitmek
285
Idioms
keep someone in ignorance about something
v.
(birinin bir şeyi) öğrenmesini engellemek
286
Idioms
keep someone in ignorance about something
v.
(birini bir konuda) karanlıkta bırakmak
287
Idioms
keep someone in the loop
v.
yapılan işle ilgili gelişmelerden söz konusu kişi ya da kişileri de haberdar etmek
288
Idioms
keep a beady eye on (someone or something)
v.
gözünü (birinin/bir şeyin) üstünden ayırmamak
289
Idioms
keep a beady eye on (someone or something)
v.
gözü (birinin/bir şeyin) üstünde olmak
290
Idioms
keep a beady eye on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakından izlemek
291
Idioms
keep a beady eye on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) dikkatle/yakından takip etmek
292
Idioms
keep one's beady eye on (someone or something)
v.
gözünü (birinin/bir şeyin) üstünden ayırmamak
293
Idioms
keep one's beady eye on (someone or something)
v.
gözü (birinin/bir şeyin) üstünde olmak
294
Idioms
keep one's beady eye on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakından izlemek
295
Idioms
keep one's beady eye on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) dikkatle/yakından takip etmek
296
Idioms
keep (someone) onside
v.
(birinin) desteğini korumak
297
Idioms
keep (someone) onside
v.
(birini) kendi yanında/tarafında tutmak
298
Idioms
keep (someone) onside
v.
(birinin) desteğini/onayını devam ettirmesini sağlamak
299
Idioms
keep (going) on at someone
v.
birinin üstüne varmak
300
Idioms
keep (going) on at someone
v.
birini sürekli azarlamak
301
Idioms
keep (going) on at someone
v.
birini devamlı eleştirmek
302
Idioms
keep someone honest
v.
birinin dürüst davranmasını sağlayabilmek
303
Idioms
keep someone honest
v.
birinin adil davranmasını sağlayabilmek
304
Idioms
keep someone honest
v.
birinin her zaman doğruyu söylemesini sağlayabilmek
305
Idioms
keep someone honest
v.
birinin dürüstlüğünü bozmasını/yalan söylemesini engellemek
306
Idioms
keep sight of (someone or something)
v.
gözünü (birinin/bir şeyin) üzerinde tutmak
307
Idioms
keep sight of (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) gözden kaçırmamak
308
Idioms
keep sight of (someone or something)
v.
gözünü (birinin/bir şeyin) üzerinden ayırmamak
309
Idioms
keep sight of (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) görebilecek şekilde durmak
310
Idioms
keep (someone or something) in order
v.
(birini/bir şeyi) doğru sırada tutmak
311
Idioms
keep (someone) in order
v.
(birinin) düzgün davranmasını sağlamak
312
Idioms
keep (someone) in order
v.
(birinin) uygun davranmasını sağlamak
313
Idioms
keep (someone) in order
v.
(birinin) yasalara uygun hareket etmesini sağlamak
314
Idioms
keep (someone) in order
v.
(birini) hizaya sokmak
315
Idioms
keep (someone) in order
v.
(birinin) davranışlarını düzenlemek/düzeltmek
316
Idioms
keep someone or something in order
v.
birini/bir şeyi sırada tutmak
317
Idioms
keep someone or something in order
v.
birini/bir şeyi düzenli tutmak
318
Idioms
keep someone or something in order
v.
birini/bir şeyi sıralı tutmak
319
Idioms
keep someone or something in order
v.
birini/bir şeyi hizada tutmak
320
Idioms
keep a firm grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak
321
Idioms
keep a firm grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkı sıkı tutmak
322
Idioms
keep a firm grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkıca kavramak
323
Idioms
keep a firm grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkıca yakalamak
324
Idioms
keep a firm grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakın markajına almak
325
Idioms
keep a firm grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkı denetim altına almak
326
Idioms
keep a firm grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakın markaja almak
327
Idioms
keep a firm grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkı kontrol altına almak
328
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
(biri/bir şey) hakkında aynı şeyleri tekrarlayıp durmak
329
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
sürekli (birinden/bir şeyden) söz etmek
330
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
sürekli (birine/bir şeye) değinmek
331
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
sürekli (birinden/bir şeyden) bahsetmek
332
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
sürekli (birinin/bir şeyin) lafını etmek
333
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
dönüp dolaşıp (birinden/bir şeyden) bahsetmek
334
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
sürekli (birinden/bir şeyden) yakınmak
335
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) şikayet edip durmak
336
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) diline dolamak
337
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) dilinden düşürmemek
338
Idioms
keep harping on about (someone or something)
v.
sürekli (biri/bir şey) hakkında dert yanmak
339
Idioms
keep in time (with someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) ritmini yakalamak
340
Idioms
keep in time (with someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) zamanına uymak
341
Idioms
keep in time (with someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) ritmini yakalamak
342
Idioms
keep in time (with someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) ritmini tutturmak
343
Idioms
keep in time (with someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) zamanlamasını tutturmak
344
Idioms
keep someone up
v.
birini ayakta tutmak
345
Idioms
keep someone up
v.
birini dik tutmak
346
Idioms
keep someone up
v.
uyanık tutmak
347
Idioms
keep someone up
v.
uykusunu kaçırmak
348
Idioms
keep someone up
v.
uyutmamak
349
Idioms
keep someone or something in mind (for someone or something)
v.
birini/bir şeyi (biri/bir şey için) aklında tutmak
350
Idioms
keep someone or something in mind (for someone or something)
v.
birini/bir şeyi (biri/bir şey için) göz önünde bulundurmak
351
Idioms
keep someone or something in mind (for someone or something)
v.
birini/bir şeyi (biri/bir şey için) dikkate almak
352
Idioms
keep someone or something in mind (for someone or something)
v.
birini/bir şeyi (biri/bir şey için) aklında bulundurmak
353
Idioms
keep someone or something in mind (for someone or something)
v.
birini/bir şeyi (biri/bir şey için) hesaba katmak
354
Idioms
can't keep (one's) eyes off (of) (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) gözlerini alamamak
355
Idioms
can't keep (one's) eyes off (of) (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) gözünü alamamak
356
Idioms
can't keep (one's) eyes off (of) (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakmadan edememek
357
Idioms
can't keep (one's) eyes off (of) (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakmaktan kendini alamamak
358
Idioms
can't keep (one's) hands off (someone)
v.
(birine) dokunmadan edememek
359
Idioms
can't keep (one's) hands off (someone)
v.
(birine) dokunmaktan kendini alamamak
360
Idioms
can't keep (one's) hands off (someone)
v.
(birine) dokunmadan duramamak
361
Idioms
can't keep (one's) hands off (someone)
v.
(biriyle) sürekli sarmaş dolaş olmak
362
Idioms
can't keep your eyes off someone/something
v.
birinden/bir şeyden gözlerini alamamak
363
Idioms
can't keep your eyes off someone/something
v.
birinden/bir şeyden gözünü alamamak
364
Idioms
can't keep your eyes off someone/something
v.
birine/bir şeye bakmadan edememek
365
Idioms
can't keep your eyes off someone/something
v.
birine/bir şeye bakmaktan kendini alamamak
366
Idioms
keep someone or something at bay
v.
birini/bir şeyi belli bir mesafede tutmak
367
Idioms
keep someone or something at bay
v.
biriyle/bir şeyle mesafeyi korumak
368
Idioms
keep someone or something at bay
v.
biriyle/bir şeyle arasına belli bir mesafe koymak
369
Idioms
keep someone or something at bay
v.
birini/bir şeyi uygun bir mesafede tutmak
370
Idioms
keep someone or something at bay
v.
birini/bir şeyi yaklaştırmamak
371
Idioms
keep someone or something at bay
v.
birini/bir şeyi uzak tutmak
372
Idioms
keep (a) close watch on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakın markajına almak
373
Idioms
keep (a) close watch on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakın markaja almak
374
Idioms
keep (a) close watch on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakından izlemek/takip etmek
375
Idioms
keep (a) close watch on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) gözetim altında tutmak
376
Idioms
keep (a) close watch on (someone or something)
v.
gözü (birinin ya da bir şeyin) üstünde olmak
377
Idioms
keep (a) close watch on (someone or something)
v.
(birine ve bir şeye karşı) gözünü dört açmak
378
Idioms
keep (a) count (of someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) sayısını almak
379
Idioms
keep (a) count (of someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) saymak
380
Idioms
keep (a) count (of someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) sayısını tutmak
381
Idioms
keep (a) count (of someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) hesabını tutmak
382
Idioms
keep (a) count (of someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) çetelesini tutmak
383
Idioms
keep (close) watch over (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakın markajına almak
384
Idioms
keep (close) watch over (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakın markaja almak
385
Idioms
keep (close) watch over (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakından izlemek/takip etmek
386
Idioms
keep (close) watch over (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) gözetim altında tutmak
387
Idioms
keep (close) watch over (someone or something)
v.
gözü (birinin ya da bir şeyin) üstünde olmak
388
Idioms
keep (close) watch over (someone or something)
v.
(birine ve bir şeye karşı) gözünü dört açmak
389
Idioms
keep (close) watch over (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) göz kulak olmak
390
Idioms
keep (one's) distance from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzak durmak
391
Idioms
keep (one's) distance from (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) yaklaşmamak
392
Idioms
keep (one's) distance from (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) soğuk davranmak
393
Idioms
keep (one's) distance from (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) arasına mesafe koymak
394
Idioms
keep (one's) distance from (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) yüz vermemek
395
Idioms
keep (one's) distance from (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) resmiyeti korumak
396
Idioms
keep (one's) distance from (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) yakınlıktan kaçınmak
397
Idioms
keep (one's) eye out for (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakar olmak
398
Idioms
keep (one's) eye out for (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı uyanık/tetikte olmak
399
Idioms
keep (one's) eye out for (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı gözünü dört açmak
400
Idioms
keep (one's) eyes out (for someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakar olmak
401
Idioms
keep (one's) eyes out (for someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı uyanık/tetikte olmak
402
Idioms
keep (one's) eyes out (for someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı gözünü dört açmak
403
Idioms
keep (one's) eyes skinned (for someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakar olmak
404
Idioms
keep (one's) eyes skinned (for someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı uyanık/tetikte olmak
405
Idioms
keep (one's) eyes skinned (for someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı gözünü dört açmak
406
Idioms
keep (one's) eye skinned (for someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakar olmak
407
Idioms
keep (one's) eye skinned (for someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı uyanık/tetikte olmak
408
Idioms
keep (one's) eye skinned (for someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı gözünü dört açmak
409
Idioms
keep (one's) eyes on (someone or something)
v.
gözü (birinin/bir şeyin) üstünde olmak
410
Idioms
keep (one's) eyes on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakar olmak
411
Idioms
keep (one's) eyes on (someone or something)
v.
gözünü (birinden/bir şeyden) ayırmamak
412
Idioms
keep (one's) eyes on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) dikkat etmek
413
Idioms
keep (one's) hands off (something or someone)
v.
(birine/bir şeye) elini sürmemek
414
Idioms
keep (one's) hands off (something or someone)
v.
(birini/bir şeyi) ellememek
415
Idioms
keep (one's) hands off (something or someone)
v.
(birine/bir şeye) el sürmemek
416
Idioms
keep (one's) hands off (something or someone)
v.
(birine/bir şeye) dokunmamak
417
Idioms
keep (one's) hands off (something or someone)
v.
(birinin/bir şeyin) üstünden elini çekmek
418
Idioms
keep (one's) hands off (something or someone)
v.
(birinden/bir şeyden) uzak durmak
419
Idioms
keep (one's) hands off (something or someone)
v.
(birine/bir şeye) ilişmemek
420
Idioms
keep (one's) hands off (something or someone)
v.
(birine/bir şeye) karışmamak
421
Idioms
keep (one's) hands off (something or someone)
v.
(birini/bir şeyi) almaya/kontrol etmeye çalışmamak
422
Idioms
keep (one's) paws off (something or someone)
v.
(birine/bir şeye) elini sürmemek
423
Idioms
keep (one's) paws off (something or someone)
v.
(birini/bir şeyi) ellememek
424
Idioms
keep (one's) paws off (something or someone)
v.
(birine/bir şeye) el sürmemek
425
Idioms
keep (one's) paws off (something or someone)
v.
(birine/bir şeye) dokunmamak
426
Idioms
keep (one's) paws off (something or someone)
v.
(birinin/bir şeyin) üstünden elini çekmek
427
Idioms
keep (one's) paws off (something or someone)
v.
(birinden/bir şeyden) uzak durmak
428
Idioms
keep (one's) paws off (something or someone)
v.
(birine/bir şeye) ilişmemek
429
Idioms
keep (one's) paws off (something or someone)
v.
(birine/bir şeye) karışmamak
430
Idioms
keep (one's) paws off (something or someone)
v.
(birini/bir şeyi) almaya/kontrol etmeye çalışmamak
431
Idioms
keep one's an eye on (someone or something)
v.
gözü (birinin/bir şeyin) üstünde olmak
432
Idioms
keep one's an eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakar olmak
433
Idioms
keep one's an eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) dikkat etmek
434
Idioms
keep one's an eye on (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) gözünü ayırmamak
435
Idioms
keep one's an eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) göz kulak olmak
436
Idioms
keep an eye on (someone or something)
v.
gözü (birinin/bir şeyin) üstünde olmak
437
Idioms
keep an eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakar olmak
438
Idioms
keep an eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) dikkat etmek
439
Idioms
keep an eye on (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) gözünü ayırmamak
440
Idioms
keep an eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) göz kulak olmak
441
Idioms
keep (someone or oneself) in ignorance
v.
(birini/kendini) cahil bırakmak
442
Idioms
keep (someone or oneself) in ignorance
v.
(birini/kendini) bilgilendirmemek
443
Idioms
keep (someone or oneself) in ignorance
v.
(birini/kendini) olan bitenden habersiz/bihaber bırakmak
444
Idioms
keep (someone or something) about
v.
(birini/bir şeyi) elinin altında bulundurmak/tutmak
445
Idioms
keep (someone or something) about
v.
(birini/bir şeyi) yakınında/yanında bulundurmak/tutmak
446
Idioms
keep (someone or something) about
v.
(birini/bir şeyi) etrafında tutmak/bulundurmak
447
Idioms
keep (someone or something) about
v.
(birini/bir şeyi) çevresinde bulundurmak/tutmak
448
Idioms
keep (someone or something) apart
v.
(birilerini/bir şeyleri) ayrı tutmak
449
Idioms
keep (someone or something) apart
v.
(birilerini/bir şeyleri) birbirinden ayrı/uzak tutmak
450
Idioms
keep (someone) apart
v.
(birilerini) birbirinden ayırmak
451
Idioms
keep (someone) apart
v.
(birilerinin) birlikte olmasını engellemek
452
Idioms
keep (someone or something) at a distance
v.
(birini/bir şeyi) uzak tutmak
453
Idioms
keep (someone or something) at a distance
v.
(birini/bir şeyi) dışında/dışarıda tutmak
454
Idioms
keep (someone or something) at a distance
v.
(birini/bir şeyi) karıştırmamak
455
Idioms
keep (someone or something) at a distance
v.
(biriyle/bir şeyle) fazla samimi olmamak
456
Idioms
keep (someone or something) at a distance
v.
(birine/bir şeye) yüz vermemek
457
Idioms
keep (someone or something) at a distance
v.
(birine/bir şeye) mesafeli davranmak
458
Idioms
keep (someone or something) at a distance
v.
(biriyle/bir şeyle) mesafeyi korumak
459
Idioms
keep (someone or something) at a distance
v.
(birinden/bir şeyden) uzak durmak
460
Idioms
keep (someone or something) at arm's length
v.
(biriyle/bir şeyle) fazla samimi olmamak
461
Idioms
keep (someone or something) at arm's length
v.
(birine/bir şeye) yüz vermemek
462
Idioms
keep (someone or something) at arm's length
v.
(birine/bir şeye) mesafeli davranmak
463
Idioms
keep (someone or something) at arm's length
v.
(biriyle/bir şeyle) mesafeyi korumak
464
Idioms
keep (someone or something) at arm's length
v.
(birinden/bir şeyden) uzak durmak
465
Idioms
keep (someone or something) at arm's length
v.
(birini/bir şeyi) uzak tutmak
466
Idioms
keep (someone or something) at arm's length
v.
(birini/bir şeyi) dışında/dışarıda tutmak
467
Idioms
keep (someone or something) at arm's length
v.
(birini/bir şeyi) karıştırmamak
468
Idioms
keep (someone or something) at bay
v.
(birini/bir şeyi) uzak tutmak
469
Idioms
keep (someone or something) at bay
v.
(birinden/bir şeyden) kaçınmak
470
Idioms
keep (someone or something) at bay
v.
(birini/bir şeyi) uzaklaştırmak/gidermek
471
Idioms
keep (someone or something) at bay
v.
(birini/ bir şeyi) yaklaştırmamak
472
Idioms
keep (someone or something) at bay
v.
(birinin/bir şeyin) yaklaşmasını engellemek
473
Idioms
keep (someone or something) in check
v.
(birini/bir şeyi) kontrol altında tutmak
474
Idioms
keep (someone or something) in check
v.
(birini/bir şeyi) dizginlemek
475
Idioms
keep (someone or something) in check
v.
(birini/bir şeyi) frenlemek
476
Idioms
keep (someone or something) in check
v.
(birini/bir şeyi) zapt etmek
477
Idioms
keep (someone or something) in check
v.
(birine/bir şeye) sınır koymak
478
Idioms
keep (someone or something) in sight
v.
(birini/bir şeyi) gözden kaçırmamak
479
Idioms
keep (someone or something) in sight
v.
(birini/bir şeyi) gözünün önünde tutmak
480
Idioms
keep (someone or something) in sight
v.
(birini/bir şeyi) görebileceği bir yerde tutmak/durmak
481
Idioms
keep (someone) on (their) feet
v.
(birinin) ayakta durmasına neden olmak
482
Idioms
keep (someone) on (their) feet
v.
(birini) yürütmek
483
Idioms
keep (someone) on (their) feet
v.
(birini) ayakta tutmak
484
Idioms
keep (someone) on (their) feet
v.
(birini) ayık tutmak/ayıltmak
485
Idioms
keep (someone or something) under (one's) control
v.
(birini/bir şeyi) kontrol etmek/yönetmek
486
Idioms
keep (someone or something) under (one's) control
v.
(biri/bir şey) üzerinde güç sahibi olmak
487
Idioms
keep (someone or something) under (one's) control
v.
(birini/bir şeyi) kontrolü/kontrol altında tutmak
488
Idioms
keep (someone or something) up to date
v.
haberdar olmak
489
Idioms
keep (someone or something) up to date
v.
haberdar etmek
490
Idioms
keep (someone) up to date
v.
(birini) haberdar etmek
491
Idioms
keep (someone) up to date
v.
(birini) bilgilendirmek
492
Idioms
keep (someone) up to date
v.
(birini) son gelişmelerden haberdar etmek
493
Idioms
keep (someone) within bounds
v.
(birinin) aşırıya kaçmasını engellemek
494
Idioms
keep (someone) within bounds
v.
(birini) sınırlar içerisinde tutmak
495
Idioms
keep (someone) within bounds
v.
(birini) belli kurallar içerisinde tutmak
496
Idioms
keep (someone) within bounds
v.
(birine) sınırlar koymak
497
Idioms
keep (someone) within bounds
v.
(birini) belli kurallara uymaya zorlamak
498
Idioms
keep (someone) within bounds
v.
(birinin) belli kurallara uymasını sağlamak
499
Idioms
keep (someone) within bounds
v.
(birinin) sınırlarını belirlemek
500
Idioms
keep (someone or something, or oneself) at a distance
v.
(birini/bir şeyi/kendini) uzak tutmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of keep someone
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy