| Turc | Anglais | |||
|---|---|---|---|---|
| Technical | ||||
| Technical | kemik dokusu | bone tissue n. | ||
|
The product has proven itself as a component for building the bone tissue of a child. Ürün, bir çocuğun kemik dokusunu oluşturmak için bir bileşen olarak kendini kanıtlamıştır. More Sentences |
||||
| Turc | Anglais | |
|---|---|---|
| Medical | ||
| Medical | kemik bağ dokusu | ligament n. |
| Medical | kemik dokusu oluşumlu bağlama | bonding osteogenesis n. |
| Medical | iyileşme sırasında kırık bir kemiğin uçları etrafında gelişen sert kemik dokusu | callus n. |
| Medical | kayıp kemik dokusu replasmanı | osteoplasty n. |
| Anatomy | ||
| Anatomy | embriyonik kemik dokusu | scleroblastema n. |
| Anatomy | kemik/iskelet dokusu oluşturan | skeletogenous adj. |
| Biology | ||
| Biology | (kemik dokusu) eritip özümsemek | resorb v. |
