mikroskobik - Turc Anglais Dictionnaire

mikroskobik

Sens de "mikroskobik" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 4 résultat(s)

Turc Anglais
General
mikroskobik microscopic adj.
She conducted a microscopic analysis of the bacteria.
Bakterinin mikroskobik analizini yaptı.

More Sentences
Technical
mikroskobik microscopic adj.
Let's catch a glimpse into the world of microscopic unicellular organisms!
Mikroskobik tek hücreli organizmaların dünyasına bir göz atalım!

More Sentences
Medical
mikroskobik micrologic adj.
Archaic
mikroskobik microscopial adj.

Sens de "mikroskobik" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 72 résultat(s)

Turc Anglais
General
mikroskobik inceleme microscopic examination n.
Dan performed a microscopic examination of the hair.
Dan saçın mikroskobik incelemesini yaptı.

More Sentences
mikroskobik hayvan animalcule n.
mikroskobik hayvanlar animalcules n.
nanoteknoloji ile ele alınan mikroskobik seviyede dünya nanoworld n.
mikroskobik parçacık microparticle n.
mikroskobik boşlukları olan ağ micromesh n.
mikroskobik oluşumu suda canlı tutmaya yarayan bir cihaz growing cell n.
mikroskobik kürelerden oluşan microspherical adj.
mikroskobik şekilde microscopically adv.
mikroskobik dereceye kadar microscopically adv.
Technical
mikroskobik inceleme microscope examination n.
mikroskobik inceleme microscopic examination n.
mikroskobik muayene metodu microscopical examination method n.
kaynakların makroskobik ve mikroskobik muayenesi microscopic and macroscopic examination of welds n.
radyo frekansı ile izlenmesini sağlamak için bir maddeye eklenen mikroskobik malzeme taggant n.
elektrik izolasyonlu bir membrandaki mikroskobik küçüklükte gözenek nanopore n.
küçük veya mikroskobik ölçekte uygulanan teknoloji microtechnology n.
mikroskobik kopyalar üreten pantograf micropantograph n.
mikroskobik incelemede preparat ile lamel arasında yer alan ve içinde numunenin süspansiyon halinde durduğu madde mountant n.
(doku veya taş) mikroskobik incelemeye müsait çok küçük parça section n.
Computer
bilgisayar çipinde çok büyük miktarda veri depolamaya yarayan birkaç yüz nikel atomlu mikroskobik küme nanodot n.
Mechanic
mikroskobik derecede küçük makine veya robot nanite n.
Medical
mikroskobik bulgular microscopic findings n.
makroskobik ve mikroskobik özellikler macroscopic and microscopic features n.
korneanın mikroskobik yapısı ultrastructure of the cornea n.
ışık ve elektron mikroskobik çalışmalar light and electron microscopic studies n.
ışık mikroskobik çalışma light microscopic study n.
mikroskobik inceleme için küçük parçalara kesmek section v.
(kan örneği) yalnızca mikroskobik incelemeyle saptanabilir occult adj.
Anatomy
anatominin mikroskobik yapıları inceleyen dalı microanatomy n.
Pathology
böbrek hastası kişinin idrarında bulunan mikroskobik cisimcikler renal casts n.
böbrek hastası kişinin idrarında bulunan mikroskobik cisimcik renal cast n.
primer bölgedeki kanser hücrelerinin yayılması ve sekonder bölgelerde mikroskobik tümörler oluşturması micrometastasis n.
kanser hücrelerinin yayılması ile oluşan mikroskobik tümör micrometastasis n.
mikroskobik düzeydeki metastaz hareketi micrometastasis n.
vücuttan alınan hücrelerin tanı amaçlı mikroskobik incelemesi cytopathology n.
Parasitology
kuşlar ve memelilerde hastalığa neden olan parazitik tek hücreli mikroskobik bir organizma cinsi toxoplasma n.
Food Engineering
mikroskobik metot microscopic method n.
Physics
mikroskobik nesnelerin araştırma için işlenmesi ve hazırlanması ile ilgilenen bilim dalı micrology n.
mikroskobik teknik microtechnic n.
mikroskobik nesnelerin araştırma için işlenmesi ve hazırlanması ile ilgilenen bilim dalı microtechnic n.
mikroskobik şekilde micrologically adv.
Biology
mikroskobik mantar microfungus n.
mikroskobik plankton microplankton n.
mikroskobik doku yapısı histiology [obsolete] n.
tatlı sularda bulunan mikroskobik bir canlı infusoria n.
renksizleştirme veya boya çıkarmayla doku veya hücre parçaları arasındaki mikroskobik farklılıkların artırılması differentiation n.
sıvı içerisindeki mikroskobik cisimleri ayıran cam tüp fishing tube n.
bakterilere benzeyen mikroskobik organik parçacıklar pseudobacteria n.
mikroskobik hayvanlara benzeyen animalcular adj.
mikroskobik hayvanlardan animalcular adj.
mikroskobik hayvanlarla ilgili animalcular adj.
Biochemistry
kesme ve mikroskobik inceleme için dokuları gömmede kullanılan konsantre piroksilin formu celloidin n.
Marine Biology
mikroskobik bir alg olduğu düşünülen küçük ve yuvarlak bir organizma globe animalcule (volvox globator) n.
Astronomy
mikroskobik veya submikroskobik seviyede gözlemlenebilen doğal evren microworld n.
mikroskobik kara delik microscopic black hole n.
Zoology
mikroskobik hayvanları araştıran ve analiz eden kimse animalculist n.
mikroskobik hayvanlarla ilgili psikolojik ve patolojik olguları açıklayan teoriyi savunan kimse animalculist n.
mikroskobik hayvanlarla ilgili psikolojik ve patolojik olguları açıklayan bir teori animalculism n.
mikroskobik hayvan yaşamı microzoa n.
rotifer gibi birtakım mikroskobik canlılarda görülen koruyucu dış kabuk veya kın lorica n.
mikroskobik eklem bacaklı benzeri bir omurgasız hayvan sınıfı class tardigrada n.
Botanic
okyanus dibinde yaşayan mikroskobik bitkiler phytobenthos n.
Agriculture
toprak altında yaşayan mikroskobik kurtçuk nematod n.
Social Sciences
hücre veya organizmaların mikroskobik kültürü microculture n.
Archaeology
paleontolojinin mikroskobik fosilleri inceleyen dalı micropaleontology n.
paleontolojinin mikroskobik fosilleri inceleyen dalı micropalaeontology n.
Environment
mikroskobik canlı microscopic creature n.
Geology
(kayaç) mikroskobik partiküllerden meydana gelen cryptoclastic adj.
Military
patlayıcı gibi tehlikeli maddelerin izini sürmek veya kalpazanlık suçlarını önlemek için kullanılan mikroskobik ve izlenebilir bir kimlikleme partikülü microtaggant® n.
Archaic
mikroskobik hayvan animalculum n.
Engineering
nanoteknoloji kullanılarak yapılan mikroskobik makine nanomachine n.