| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | mistaking n. | hata | ||
|
There is no mistaking the internal market's significance, which became apparent in the aftermath of 11 September. İç pazarın, 11 Eylül'ün ardından belirginleşen öneminde bir hata yoktur. More Sentences |
||||
| General | mistaking n. | yanlış anlama | ||
|
We are mistaking, and losing sight of, all our reference points. Tüm referans noktalarımızı yanlış anlıyor ve gözden kaçırıyoruz. More Sentences |
||||
| General | mistaking n. | yanılma | ||
| Anglais | Turc | |
|---|---|---|
| Idioms | ||
| Idioms | there is no mistaking someone or something expr. | birini/bir şeyi tanımamanın imkanı yok |
| Idioms | there is no mistaking someone or something expr. | birini/bir şeyi tanımamaya imkan yok |
| Speaking | ||
| Speaking | there is no mistaking somebody expr. | tanımamaya imkan yok |
| Speaking | there is no mistaking something expr. | yanılmaya imkan yok |
| Speaking | you must be mistaking me for someone else expr. | beni başkasıyla karıştırıyor olmalısın |