nakit para - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

nakit para



Sens de "nakit para" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 19 résultat(s)

Turc Anglais
General
nakit para currency n.
nakit para hard cash n.
nakit para cash n.
nakit para cash money n.
nakit para blunt [obsolete] n.
Colloquial
nakit para hard cash n.
nakit para beans n.
nakit para oscar [australia] n.
Trade/Economic
nakit para cash n.
nakit para available cash n.
nakit para bank roll n.
nakit para ready money n.
nakit para hard cash n.
nakit para hard currency n.
Slang
nakit para the needful n.
nakit para moola n.
nakit para chedda n.
nakit para spondoolies [old-fashioned] n.
British Slang
nakit para readies n.

Sens de "nakit para" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 44 résultat(s)

Turc Anglais
General
küçük bir taşıyıcının bir hat üzerinde hareket ettiği nakit para taşıma şekli cash railway n.
ikmal subayı tarafından nakit para karşılığında donanma personeline satılan yönetmelik giysileri small stores n.
nakit para çekmek withdraw cash v.
yüklü miktarda nakit para taşımak carry a lot of cash v.
yeteri kadar araziye sahip olup nakit para sıkıntısı çeken kişi land-poor adj.
ölümcül hastalığı olan bir poliçe sahibinin bir sigorta poliçesinin satışından elde ettiği nakit para ile ilgili viatical adj.
nakit para gerektirmeyen cashless adj.
Colloquial
büyük bunalım sırasında sinema izleyicilerinden birine çıkan nakit para şeklindeki piyango bank night [obsolete] [us] n.
özellikle nakit para şeklinde verilen hediye koha [new zealand] n.
özellikle nakit para şeklinde yapılan bağış koha [new zealand] n.
Idioms
geçici tedbirlerle nakit para tedarik etmek raise the wind v.
nakit (para) on the barrel expr.
Trade/Economic
şirket kasasında her türlü harcama için bulunan nakit para (maaş, masraf, temettü vb.) cash flow n.
avrupa birliği üyelerinin ulusal paralarını sabit kurdan birbirine bağlamalarını sermayenin ve nakit akımlarının kendi aralarındaki dolaşımı üzerine konan tüm yasal engellerin kaldırılmasını ve tek para sistemine geçişi ön gören mekanizma european monetary union n.
büyük bir nakit para akışı a massive influx of cash n.
bireylerin ve işletmelerin servetlerinin bir bölümünü yanlarında nakit para olarak tutmaları demand for money n.
günlük işler için kasada hazır bulundurulan nakit para till money n.
işlem amaçlı nakit para talebi transactions demand for money n.
nakit para giriş ve çıkışları cash flow n.
nakit para idaresi cash administration n.
nakit para mal piyasası cash market n.
nakit para göndericisi cash sender n.
nakit para idaresi cash management n.
mevduat olarak açılan hesapların belli oranında saklanan nakit para tutan bank reserves n.
nakit para hediyesi cash gift n.
nakit para yönetimi cash management n.
nakit para yönetimi cash management n.
nakit para ve eşdeğeri varlık sınıfı cash and equivalents asset class n.
nakit para yönetimi cash administration n.
nakit para mevcudu effects n.
nakit para olarak ödenen temettü cash dividend n.
şirket ortaklarına kar dağıtımı olarak nakit para yerine çıkartılıp verilen tercihli hisse senetleri bail-out stock n.
(nakit) para idaresi/işlemi cash handling n.
tahsis edilmemiş (fon, nakit para) loose adj.
kilit altında olmayan (fon, nakit para) loose adj.
el altında veya kolayca bulunan (fon, nakit para) loose adj.
(nakit para) elde bulunan clean adj.
(nakit para) herhangi bir yere teminat olarak sunulmayan clean adj.
(nakit para) elde tutulan clean adj.
nakit para ile in hard cash expr.
Insurance
ölümcül hastalığı olan bir poliçe sahibinin bir sigorta poliçesinin satışından elde ettiği nakit para viatical settlement n.
ölümcül hastalığı olan poliçe sahiplerinden nakit para karşılığında sigorta poliçesi satın alma viatication n.
ölümcül hastalığı olan poliçe sahiplerinden nakit para karşılığında sigorta poliçesi satın alma viaticus n.
Slang
kenarda tutulan nakit para dry powder n.