|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
General |
|
1 |
General |
bir kitapta konuyla ilgili daha geniş açıklama için oluşturulmuş ek kısım |
excursus n.
|
|
2 |
General |
üzerinde çok fazla düşünülmeden oluşturulmuş fikir |
ill-thought n.
|
|
3 |
General |
bir nesneyi nitelemek için kullanılan sözcüğün bazı nedenlerden ötürü o nesnenin özelliklerini tanımlamaya yetmemesi sonucunda (çoğunlukla eski sözcüğün başına bir niteleyici ifade getirilerek) oluşturulmuş yeni kelime |
retronym n.
|
|
4 |
General |
özenle oluşturulmuş şey |
elaboration n.
|
|
5 |
General |
bir sorunu araştırmak üzere oluşturulmuş komite |
working party [uk] n.
|
|
6 |
General |
çiçekler ile oluşturulmuş sınır |
floroon n.
|
|
7 |
General |
sayfaları ortadan ikiye bir kez katlanarak veya kesilerek oluşturulmuş kitap |
folio n.
|
|
8 |
General |
aşınma ile oluşturulmuş delik veya yıpranmış nokta |
fret n.
|
|
9 |
General |
örnek oluşturulmuş |
epitomized adj.
|
|
10 |
General |
örnek oluşturulmuş |
epitomised adj.
|
|
11 |
General |
sanatla oluşturulmuş |
daedal adj.
|
|
12 |
General |
makine tarafından oluşturulmuş |
machine-generated adj.
|
|
13 |
General |
iyi oluşturulmuş |
well-formed adj.
|
|
14 |
General |
önceden oluşturulmuş |
preestablished adj.
|
|
15 |
General |
kılı kırk yararak oluşturulmuş |
well thought out adj.
|
|
16 |
General |
dijital ortamda oluşturulmuş |
born-digital adj.
|
|
17 |
General |
iyi oluşturulmuş |
well-set-up adj.
|
|
|
18 |
General |
ustaca oluşturulmuş |
well-wrought adj.
|
|
19 |
General |
farklı kaynaklardan unsurlarla oluşturulmuş |
eclectic adj.
|
|
20 |
General |
farklı kaynaklardan unsurlarla oluşturulmuş |
electic adj.
|
|
21 |
General |
insanlarca oluşturulmuş |
hominal adj.
|
|
22 |
General |
ustaca oluşturulmuş |
daedal adj.
|
|
23 |
General |
piksellerden oluşturulmuş |
pixelated adj.
|
|
24 |
General |
dalların iç içe geçirilmesiyle oluşturulmuş |
pleached adj.
|
|
25 |
General |
deniz tarafından oluşturulmuş |
sea adj.
|
|
26 |
General |
başka bir sözcüğün harfleriyle oluşturulmuş olarak |
anagrammatically adv.
|
|
27 |
General |
oluşturulmuş anlamı veren son ek |
-genetic suf.
|
|
Phrases |
|
28 |
Phrases |
üç trigonometrik fonksiyonun (sinüs), (tanjant) ve (kosinüs) işaret değerlerini akılda tutmaya yardımcı olması için oluşturulmuş anımsatıcı ifade |
all students take calculus expr.
|
|
29 |
Phrases |
üç trigonometrik fonksiyonun (sinüs), (tanjant) ve (kosinüs) işaret değerlerini akılda tutmaya yardımcı olması için oluşturulmuş anımsatıcı ifade |
all students take calculus expr.
|
|
Trade/Economic |
|
30 |
Trade/Economic |
alın teri ile oluşturulmuş sermaye |
sweat equity n.
|
|
31 |
Trade/Economic |
euro tahviller için oluşturulmuş bir merkezi takas sistemi |
cedel n.
|
|
32 |
Trade/Economic |
yoğun emek sarf edilerek oluşturulmuş sermaye |
sweat equity n.
|
|
33 |
Trade/Economic |
genel kamu tarafından oluşturulmuş pazar |
high street n.
|
|
34 |
Trade/Economic |
(madeni para) deseni damgalama veya delme yoluyla oluşturulmuş |
incuse adj.
|
|
Law |
|
35 |
Law |
bir şahsın ya da şirketin kontrolü altında kraliyet imtiyaznamesi ile oluşturulmuş topluluk tarafından kullanılan arazi |
charter land n.
|
|
36 |
Law |
müzakereyle oluşturulmuş |
consultary adj.
|
|
Politics |
|
37 |
Politics |
aztek medeniyetinde bir şehir devletinin siyasi olarak ayrışmış, belirli bir coğrafi alana hükmeden, köylüler tarafından oluşturulmuş temel örgütlenme biçimi |
calpulli n.
|
|
|
38 |
Politics |
(britanya'da) 1976'da çıkarılan ırk ilişkilileri yasası'nın uygulanması için oluşturulmuş, üyelerini içişleri bakanı'nın atadığı on dört kişilik bir komisyon |
commission for racial equality (cre) n.
|
|
Industry |
|
39 |
Industry |
odun hamurundan oluşturulmuş |
xyloplastic adj.
|
|
Insurance |
|
40 |
Insurance |
1935'te abd tarafından oluşturulmuş sosyal güvenlik programı |
social security n.
|
|
Technical |
|
41 |
Technical |
önceden çatlak oluşturulmuş deney numunesi |
precracked specimen n.
|
|
42 |
Technical |
yeniden oluşturulmuş selülozik lifl |
regenerated cellulosic fibre n.
|
|
43 |
Technical |
taşırma ile kasten oluşturulmuş su kütlesi |
flowage n.
|
|
44 |
Technical |
aletle oluşturulmuş |
tooled adj.
|
|
45 |
Technical |
ikiz bir şekilde oluşturulmuş |
twinned adj.
|
|
46 |
Technical |
üfleyerek oluşturulmuş |
blown adj.
|
|
47 |
Technical |
bardağın tabanındaki erimiş metalin çekilmesiyle oluşturulmuş (bardak gövdesi) |
drawn adj.
|
|
48 |
Technical |
bilgisayar tarafından rastgele oluşturulmuş |
procedurally generated adj.
|
|
49 |
Technical |
nükleer, biyolojik ve kimyasal kirliliğe karşı korunmak için oluşturulmuş esnek bir sistem |
mopp (mission-oriented protective posture) abrev.
|
|
Computer |
|
50 |
Computer |
hatalı oluşturulmuş guid |
malformed guid n.
|
|
51 |
Computer |
kullanıcı tarafından oluşturulmuş içerik |
user generated content n.
|
|
52 |
Computer |
oluşturulmuş dosyalar |
files created n.
|
|
53 |
Computer |
yeni oluşturulmuş iş |
newly created job n.
|
|
54 |
Computer |
polisin aradığı kişinin bilgisayarda oluşturulmuş resmi |
videofit n.
|
|
55 |
Computer |
bilgisayarla oluşturulmuş hareketli insan görüntüsü |
virtual human n.
|
|
56 |
Computer |
yapay zekayla oluşturulmuş içerik |
ai content n.
|
|
57 |
Computer |
yapay zekayla oluşturulmuş sanat |
ai art n.
|
|
58 |
Computer |
bilgisayarda oluşturulmuş dublör |
cg double n.
|
|
59 |
Computer |
mevcut bir projenin kaynak kodu kullanarak orijinal koda dayalı oluşturulmuş yeni yazılım |
fork n.
|
|
60 |
Computer |
yapay zekayla oluşturulmuş ses |
AI voice n.
|
|
61 |
Computer |
birden fazla yazarın katkısıyla oluşturulmuş site veya program oluşturmak |
wikify v.
|
|
62 |
Computer |
yapay zekayla oluşturulmuş |
ai-generated adj.
|
|
63 |
Computer |
bu mesaj otomatik olarak oluşturulmuş bir teslim durum bildirisidir |
this is an automatically generated delivery status notification expr.
|
|
64 |
Computer |
tarafından oluşturulmuş |
created by expr.
|
|
65 |
Computer |
dijital korsanlığın önüne geçmek amacıyla oluşturulmuş bir kamu spotu sloganı |
you wouldn't download a car expr.
|
|
Informatics |
|
66 |
Informatics |
kullanıcılar tarafından oluşturulmuş taksonomi |
folksonomy n.
|
|
67 |
Informatics |
üçlü şifreleme ile oluşturulmuş |
trifid adj.
|
|
68 |
Informatics |
harf sayısı kadar üç basamaklı birim kullanılarak oluşturulmuş (şifreleme alfabesi) |
trifid adj.
|
|
Telecom |
|
69 |
Telecom |
ağ üzerindeki mesaj iletişiminin güvenliğinin yönetimi için netscape tarafından oluşturulmuş bir program katmanı |
secure sockets layer n.
|
|
Electric |
|
70 |
Electric |
levhalardan oluşturulmuş göbek |
laminated core n.
|
|
Dyeing |
|
71 |
Dyeing |
ana renklerin karışımıyla oluşturulmuş |
broken adj.
|
|
72 |
Dyeing |
(boyada renk efekti) uzaktan bakılınca karışmış gibi duracak şekilde renkler yan yana getirilerek oluşturulmuş |
broken adj.
|
|
Marine |
|
73 |
Marine |
yapay oluşturulmuş seyrüsefer geçidi |
navigation n.
|
|
74 |
Marine |
bloklarla oluşturulmuş dalgakıran |
block mound breakwater n.
|
|
75 |
Marine |
tahtaları iki kat halinde üst üste getirilerek sabit genişlik oluşturulmuş |
top-and-butt adj.
|
|
76 |
Marine |
geminin tabanı ve yanları arasında kademeli geçiş yapacak şekilde uzun bir kavis verilerek oluşturulmuş (karina) |
slack adj.
|
|
Medical |
|
77 |
Medical |
beslenmenin sağlığın geliştirilmesinde ve terapideki rolünün vurgulanması için oluşturulmuş bir terim |
applied nutrition n.
|
|
|
78 |
Medical |
otomatik olarak oluşturulmuş |
automatically generated adj.
|
|
79 |
Medical |
vilayet hükümeti tarafından belirli bir coğrafi bölgedeki sağlık hizmetlerinin halka ulaştırılması ve yönetilmesi için oluşturulmuş idari yapı |
rha (regional health authority) abrev.
|
|
Optics |
|
80 |
Optics |
anamorfizma ile oluşturulmuş çarpık görüntüyü düzelten silindirik ayna |
anamorphoscope n.
|
|
Printing |
|
81 |
Printing |
orijinal yüzeye basılmak üzere kağıda mum boya ile oluşturulmuş çizim |
transfer n.
|
|
82 |
Printing |
noktalı klişe yöntemiyle oluşturulmuş |
half-tone adj.
|
|
Math |
|
83 |
Math |
formülle oluşturulmuş bir diziye ait olan (sayı) |
heptagonal adj.
|
|
Geometry |
|
84 |
Geometry |
düz bir çizginin hareket ettirilmesi ile oluşturulmuş koni ve silindir benzeri yüzey |
ruled surface n.
|
|
85 |
Geometry |
düz bir çizginin hareket ettirilmesi ile oluşturulmuş koni ve silindir benzeri yüzeyin ana doğrusu |
ruling n.
|
|
Logic |
|
86 |
Logic |
mantıkta uslamlama tiplerinin baş harflerinden oluşturulmuş ezberleme cümlesindeki kelimelerden biri |
celarent n.
|
|
87 |
Logic |
mantıkta uslamlama tiplerinin baş harflerinden oluşturulmuş ezberleme cümlesindeki kelimelerden biri |
cesare n.
|
|
88 |
Logic |
veya anlamını veren mantıksal işleç ile oluşturulmuş birleşik cümle |
disjunction n.
|
|
89 |
Logic |
ilk anlamın yansımasıyla oluşturulmuş olan kavram |
second intention n.
|
|
90 |
Logic |
değişken içermeyen iyi oluşturulmuş ifade |
sentence n.
|
|
91 |
Logic |
iyi oluşturulmuş formüllerin teorem olup olmadığını mekanik usulle belirleyen |
decidable adj.
|
|
92 |
Logic |
iyi oluşturulmuş formül |
wff (well-formed formula) abrev.
|
|
Physics |
|
93 |
Physics |
düşük güçlü mikroskopla oluşturulmuş görüntü |
photomacrograph n.
|
|
Biology |
|
94 |
Biology |
insan atmosferinde bulunan ve bu şartlar altında evrilmiş, oluşturulmuş canlı, araç ve cisim |
synanthrophy n.
|
|
95 |
Biology |
bir cinste özel olarak oluşturulmuş bir genotip |
autotype n.
|
|
96 |
Biology |
bir cinste özel olarak oluşturulmuş bir genotip |
autogenotype n.
|
|
97 |
Biology |
farklı cins veya türlerin soy içi melezlenmesiyle oluşturulmuş birey |
incrossbred n.
|
|
98 |
Biology |
tüpün içerisinde eğik açı ile katılaştırılmış kültür ortamının yüzeyine aşılanarak oluşturulmuş kültür |
slant n.
|
|
99 |
Biology |
geri çaprazlama ile oluşturulmuş |
backcross adj.
|
|
100 |
Biology |
insan atmosferinde bulunan ve bu şartlar altında evrilmiş, oluşturulmuş (canlı, araç ve cisim) |
synanthropic adj.
|
|
101 |
Biology |
(bir organizma için oluşturulmuş) yapay ortam anlamı veren son ek |
-arium suf.
|
|
Biochemistry |
|
102 |
Biochemistry |
yapay olarak oluşturulmuş dna veya rna molekülü |
aptamer n.
|
|
Botanic |
|
103 |
Botanic |
bitkilerle oluşturulmuş kök ve toprak yığını |
rootery n.
|
|
Agriculture |
|
104 |
Agriculture |
kurutma veya kürleme için en iyi koşulları sağlamak üzere oluşturulmuş bir dizi mahsul |
windrow n.
|
|
Forestry |
|
105 |
Forestry |
kütükleri yüzdürülerek taşımak için oluşturulmuş yapay kanal |
sluice n.
|
|
Fishery |
|
106 |
Fishery |
balıkları tutmak için kıyıda oluşturulmuş gölcük |
crawl n.
|
|
Social Sciences |
|
107 |
Social Sciences |
ayaküstü yemek alışkanlığına (fast food) karşı oluşturulmuş geleneksel yeme biçimlerinin korunmasını teşvik eden hareket |
slow food n.
|
|
108 |
Social Sciences |
on altı yaş altı çocukların kendi bedenleri üzerindeki tıbbi uygulama ve tedavilere onay verip veremeyeceğini belirlemek üzere ingiltere’de oluşturulmuş bir kanun |
gillick competence n.
|
|
109 |
Social Sciences |
(kanada'da) istihdamda eşitliği sağlamak amacıyla oluşturulmuş program |
employment equity n.
|
|
110 |
Social Sciences |
dışlayıcı ve/veya dayatmacı söylemlerde bulunduğu düşünülen feministleri nazi yakıştırmasıyla kötüleme amacıyla, feminist ve nazi sözcüklerinin birleştirilmesiyle oluşturulmuş aşağılayıcı bir ifade |
feminazi n.
|
|
Education |
|
111 |
Education |
öğrencileri daha yüksek düzeye ve büyük sorumluluklara hazırlamak için oluşturulmuş sınıf |
remove [brit] n.
|
|
Literature |
|
112 |
Literature |
birçok yazardan alıntı yapılarak oluşturulmuş yeni eser |
cento n.
|
|
113 |
Literature |
birçok yazardan alıntı yapılarak oluşturulmuş yeni eser |
centones n.
|
|
114 |
Literature |
(lewis carroll'un jabberwocky şiirinde) zayıf ve perişan kelimelerinin birleşiminden oluşturulmuş özel bir sözcük |
mimsy adj.
|
|
Linguistics |
|
115 |
Linguistics |
esperanto'ya dayalı olarak oluşturulmuş yapay bir dil |
nov-esperanto n.
|
|
116 |
Linguistics |
uluslararası ilişkileri kolaylaştırmak amaçlı oluşturulmuş yapay bir dil |
novial n.
|
|
117 |
Linguistics |
latince'ye dayalı olarak oluşturulmuş yapay bir dil |
nov-latin n.
|
|
118 |
Linguistics |
görme engelli okuyucular için oluşturulmuş bir tür kabartmalı alfabetik işaret sistemi |
moon n.
|
|
119 |
Linguistics |
(şifreli alfabede) alfabedeki harfler iki birimlik eşdeğerleriyle eşleştirilerek oluşturulmuş |
bifid adj.
|
|
120 |
Linguistics |
yardımcı fiilsiz oluşturulmuş |
simple adj.
|
|
History |
|
121 |
History |
bir şahsın ya da şirketin kontrolü altında kraliyet imtiyaznamesi ile oluşturulmuş topluluk |
charter colony n.
|
|
122 |
History |
(1787'de) üç kamu fonunu birleştirerek oluşturulmuş ingiliz fonu |
the consolidated fund n.
|
|
Religious |
|
123 |
Religious |
anglo-katolik bir cemaatin üyelerince oluşturulmuş bir dizi teolojik yayın |
tracts for the times n.
|
|
124 |
Religious |
kraliçe anne tarafından anglikan kilisesi'ndeki maddi durumu kötü olan ruhbanlar için oluşturulmuş yardım fonu |
queen anne's bounty n.
|
|
125 |
Religious |
hasta veya düşkün kimselerin bakımı için oluşturulmuş dini tarikatın üyesi |
hospitaler n.
|
|
126 |
Religious |
hasta veya düşkün kimselerin bakımı için oluşturulmuş dini tarikatın üyesi |
hospitaller n.
|
|
127 |
Religious |
dört incil yazarının ifadeleri ile oluşturulmuş tek anlatı |
monotessaron n.
|
|
128 |
Religious |
hieronymus tarafından oluşturulmuş |
hieronymic adj.
|
|
Philosophy |
|
129 |
Philosophy |
platon ve tasavvuf öğretilerini uzlaştırarak oluşturulmuş felsefi akımın destekçisi kimse |
neoplatonician n.
|
|
130 |
Philosophy |
platon ve tasavvuf öğretilerini uzlaştırarak oluşturulmuş felsefi akımın destekçisi kimse |
neoplatonist n.
|
|
131 |
Philosophy |
platon ve tasavvuf öğretilerini uzlaştırarak oluşturulmuş felsefi akıma uyan |
neoplatonic adj.
|
|
132 |
Philosophy |
platon ve tasavvuf öğretilerini uzlaştırarak oluşturulmuş felsefi akıma uyan |
neoplatonist adj.
|
|
Environment |
|
133 |
Environment |
denizden korunmak için oluşturulmuş set veya mendirek |
seabank n.
|
|
Geography |
|
134 |
Geography |
özellikle bir buzul tarafından oluşturulmuş, küçük dağ gölü |
tairn n.
|
|
135 |
Geography |
özellikle bir buzul tarafından oluşturulmuş, küçük dağ gölü |
tarn n.
|
|
136 |
Geography |
küresel izdüşüm ilkelerine göre oluşturulmuş dünya haritası |
globular chart n.
|
|
Geology |
|
137 |
Geology |
yerinde oluşturulmuş |
in-situ-formed adj.
|
|
Military |
|
138 |
Military |
harekat alanı yönetimi ile ölçüm ve imza istihbaratı toplamak için oluşturulmuş bir sistem |
measurement and signature intelligence requirements system n.
|
|
139 |
Military |
nükleer, biyolojik ve kimyasal kirliliğe karşı korunmak için oluşturulmuş esnek bir sistem |
mission-oriented protective posture n.
|
|
140 |
Military |
fbi tarafından oluşturulmuş bir dna veri tabanı |
combined dna index system n.
|
|
141 |
Military |
bir noktadan diğerine hızlıca hareket etmesi için oluşturulmuş bölük |
flying camp n.
|
|
142 |
Military |
(askeri kuvvette) sudan veya havadan ilerlemesi için oluşturulmuş alt bölüm |
serial n.
|
|
Hunting |
|
143 |
Hunting |
tazıların yapay oluşturulmuş koku izini takip ettiği av |
drag hunt n.
|
|
144 |
Hunting |
tazıların yapay oluşturulmuş koku izini takip ettiği avları düzenleyen topluluk |
drag hunt n.
|
|
Sport |
|
145 |
Sport |
güney afrika, yeni zelanda ve avustralya'nın katılımıyla oluşturulmuş ragbi birliği |
sanzar (south african, new zealand, and australian rugby) n.
|
|
Basketball |
|
146 |
Basketball |
hem spor hem de gösteri amacıyla oluşturulmuş takım |
all stars n.
|
|
Music |
|
147 |
Music |
punk rock'dan etkilenerek oluşturulmuş hızlı ritimli müzik türü |
hardcore n.
|
|
148 |
Music |
noah creshevsky tarafından gerçek çevremizde bulunan abartılı veya aşırı (hiper) yollarla ele alınan seslerden oluşturulmuş bir elektroakustik müzik dili olarak tanımlanan bir kompozisyon tarzı |
hyperrealism n.
|
|
Theatre |
|
149 |
Theatre |
metni kolektif olarak oluşturulmuş oyun |
devised theatre n.
|
|
Cinema |
|
150 |
Cinema |
bilgisayarda oluşturulmuş dublör |
computer-generated double n.
|
|
151 |
Cinema |
bilgisayarda oluşturulmuş görüntü |
computer-generated imagery (cgi) n.
|
|
Printery |
|
152 |
Printery |
bir belgenin diyazo kimyasal işlemle oluşturulmuş kopyası |
whiteprint n.
|
|
Archaic |
|
153 |
Archaic |
(birkaç harf atıp kısaltılarak oluşturulmuş) element anlamına gelen ifade |
thelement n.
|
|
154 |
Archaic |
(birkaç harf atıp kısaltılarak oluşturulmuş) elf anlamına gelen ifade |
thelf n.
|
|
155 |
Archaic |
nehir ve denizlerde balık tutmak için kullanılan, ağlarla ve direklerle oluşturulmuş bariyer |
kiddle [uk] n.
|
|
Engineering |
|
156 |
Engineering |
arazi yüzeyinin engebe duruma göre oluşturulmuş ana hatları |
contour of ground n.
|
|
Entomology |
|
157 |
Entomology |
termitler tarafından oluşturulmuş |
termitic adj.
|
|
Slang |
|
158 |
Slang |
asker tayını/paketlenmiş hazır yemek anlamındaki "meal ready to eat" ifadesinin ilk harflerinden oluşturulmuş mre kısaltmasının yemeğin kötülüğünden ötürü şaka yollu "Etiyopyalıların bile reddettiği/yemediği yemek" şeklinde değiştirilmiş hali |
meals rejected by ethiopians expr.
|
|
159 |
Slang |
asker tayını/paketlenmiş hazır yemek anlamındaki "meal ready to eat" ifadesinin ilk harflerinden oluşturulmuş mre kısaltmasının yemeğin kötülüğünden ötürü şaka yollu "düşmanın (enemy) bile reddettiği/yemediği yemek" şeklinde değiştirilmiş hali |
meals rejected by the enemy expr.
|
|
Modern Slang |
|
160 |
Modern Slang |
taşbaskı yöntemiyle oluşturulmuş bir imaja mürekkep ve goaj ile müdahale ederek yapılan bir sanat tekniği |
altered lithograph n.
|
|