play with - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

play with

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "play with" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 11 résultat(s)

Anglais Turc
General
play with v. karıştırmak
play with v. oynaşmak
play with v. ellemek
play with v. oynamak
play with v. kandırmak
Phrasals
play with v. ile oynamak
Colloquial
play with v. biriyle eğlenmek
play with v. ciddiye almamak
play with v. duygularına önem vermemek
play with v. hafife almak
play with v. oynamak

Sens de "play with" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 282 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
play with fire v. ateşle oynamak
General
play fast and loose with v. çarpıtmak
play havoc with v. harap etmek
play the deuce with v. berbat etmek
play with one another v. oynaşmak
play with fire v. barutla oynamak
play hob with v. yaramazlık etmek
play with somebody's pride v. gururuyla oynamak
play ducks and drakes with money v. para yemek
play hob with v. karmakarışık etmek
play with each other v. oynaşmak
play havoc with v. altüst etmek
play fast and loose with v. aldatmak
play with oneself v. otuzbir çekmek
play with one's health v. sağlığı ile oynamak
play with oneself v. mastürbasyon yapmak
play the deuce with v. altüst etmek
play havoc with v. mahvetmek
play fast and loose with v. hafife almak
play fast and loose with v. oynamak
play with the adjustment of v. ayarıyla oynamak
play with the adjustment of v. ayarla oynamak
play with the adjustment v. ayarla oynamak
play with the adjustment v. ayarıyla oynamak
play with the adjustment v. ayarlarıyla oynamak
play with fire v. ateş ile oynamak
play with toy v. oyuncakla oynamak
play with one's feelings v. duygularıyla oynamak
play with one's feelings v. hisleriyle oynamak
play along with v. uyum içinde olmak
play with a full deck v. tam desteyle oynamak
play with friends v. arkadaşlarla oynamak
play with the numbers v. sayılarla oynamak
play with the numbers v. alacak verecek hesaplarını denkleştirmek
play with the cat v. kedi ile oynamak
play with teddy bear v. ayıcıkla oynamak
play with the dog v. köpekle oynamak
play with the dog v. köpekle oynamak
play with marbles v. misketlerle oynamak
play with loaded dice v. bir tarafı daha ağır olan zarla oynamak
play with loaded dice v. hileli zarla oynamak
play ball with someone v. birisiyle iş birliği yapmak
play with a doll v. oyuncak bebekle oynamak
Phrasals
play with something v. bir şey ile oynamak
play around with something v. bir şeyi denemek/kurcalamak
play along with v. uyum göstermek
play along with v. uyumlu hareket etmek
play along with someone v. (bir müzik aletiyle) birine eşlik etmek
play along with v. uyumlu davranmak
play (something) with (one) v. (biriyle bir şey/bir oyun) oynamak
play (something) with (one) v. (birine karşı bir şeyi) oynamak
play (something) with (one) v. (birine bir şey) taklidi yapmak
play (something) with (one) v. (birine bir şeymiş) gibi yapmak
play around (with someone) v. (birinin) vaktini çalmak
play around (with someone) v. (birinin) vaktini boşa harcamak
play around (with someone) v. boşa vakit harcamak
play around (with someone) v. (biriyle) oynaşmak
play around (with someone) v. (biriyle) flört etmek
play around (with someone) v. (biriyle) fingirdemek
play around (with someone) v. (biriyle) ilişkisi olmak
play around (with someone) v. (biriyle) oynamak
play around (with someone) v. (biriyle) oyun oynamak
play around (with someone) v. (biriyle) dalga geçmek
play around (with someone) v. (birini) kandırmak/kandırmaya çalışmak
play around (with someone) v. (birini) oyuna getirmeye çalışmak
play with (one) v. (biriyle) oynamak
play with (one) v. (biriyle) oyun oynamak
play with (one) v. (birine) oyun etmek
play with (one) v. (birine) şaka yapmak
play with (one) v. (birine) takılmak/sataşmak
play with (one) v. (birini) aptal yerine koymak
play with (one) v. (birini) oyuna getirmek
play with (one) v. (birini) kandırmaya çalışmak
play with (one) v. (birini) oynatmak
play with (one) v. (birini) üçkağıda getirmek
Phrases
god does not play dice with the universe expr. tanrı evrenle kumar/zar oynamaz
Proverb
if you play with fire, you get burned ateşle oynarsan yanarsın
Colloquial
make play with v. alaya almak
play ball with v. aynı tarafta yer almak
make play with v. dalga geçmek
make play with v. makara yapmak
play with hackysack v. hacky sack ile oynamak
play with hackysack v. içi mercimek dolu bir bez topla yere düşürmeme oyunu oynamak
play kissy-face (with someone) v. (biriyle) ulu orta yiyişmek
play kissy-kissy (with someone) v. (biriyle) ulu orta yiyişmek
play kissy-kissy (with someone) v. herkesin ortasında (biriyle) oynaşmak
play kissy-kissy (with someone) v. herkesin ortasında (birini) aşkla öpmek
play kissy-kissy (with someone) v. (birinin) yüzüne gülmek
play kissy-kissy (with someone) v. pohpohlayarak (birine) yaranmak
play kissy-kissy (with someone) v. (birinin) şakşakçılığını yapmak
play kissy-kissy (with someone) v. pohpohlayarak (birini) tavlamaya çalışmak
play kissy-kissy (with someone) v. yalakalık yaparak (birinin) gözüne girmeye çalışmak
play kissy-kissy (with someone) v. (birine) yalakalık yapmak
play ball with v. iş birliğine gitmek
don't play (around) with me expr. bana oyun oynama
don't play (around) with me expr. benimle dalga geçme
don't play (around) with me expr. benimle oynama
don't play (around) with me expr. benimle oyun oynama
If you play with fire, you get burnt expr. ateşle oynarsan yanarsın
Idioms
play devil with v. çok rahatsız etmek
play pitch and toss with anything v. dikkatsiz olmak
play devil with v. mahvetmek
play pitch and toss with anything v. saldım çayıra mevlam kayıra yaşamak
play devil with v. bozmak
play devil with v. yıkmak
play hob with someone or something v. altüst etmek
play with fire v. ateşle oynamak
play footsie with someone v. ayak oyunları yapmak
play havoc with something v. bir darbe vurmak
play games with someone v. birine oyun etmek
play havoc with something v. bir şeye zarar vermek
play with a full deck v. bilinçli/aklıbaşında hareket etmek
play cat and mouse with someone v. birisiyle kedinin fareyle oynadığı gibi oynamak
play footsie with someone v. biriyle ilişki yaşamak
play hell with v. çarkına okumak
play ducks and drakes with money v. çarçur etmek
play the devil with v. darmadağın etmek
play ducks and drakes with money v. har vurup harman savurmak
play footsie with someone v. gizli bir şekilde birisine yaklaşmak/onunla arkadaşlık etmek
play with a full deck v. kafası yerinde olmak
play the devil with something v. mahvetmek
play havoc with someone v. kargaşa yaratmak
play the devil with v. kasıp kavurmak
play cat and mouse with v. kedi fare gibi oynamak
play havoc with v. kırıp geçirmek
play politics with something v. politik malzeme olarak kullanmak
play politics with something v. politikaya alet etmek
play hell with v. zararı dokunmak
play merry hell with v. zararlı olmak
play merry hell with v. zarar vermek
play fast and loose with v. yeterli özeni/dikkati göstermemek
play hell with v. zarar vermek
play the devil with something v. (birinin planlarını vb) altüst etmek
play merry hell with v. zararı dokunmak
play hell with v. zararlı olmak
play ducks and drakes with v. har vurup harman savurmak
play ducks and drakes with v. çarçur etmek
play ducks and drakes with v. boşa harcamak
play ducks and drakes with v. saçıp savurmak
play ducks and drakes with v. heba etmek
play ducks and drakes with v. hesapsızca tüketmek/harcamak
play ducks and drakes with v. ziyan etmek
play ducks and drakes with (one) v. (birine) kötü/saygısızca davranmak
play ducks and drakes with (one) v. (birini) umursamamak
play ducks and drakes with (one) v. (birinin) hisleriyle oynamak
play ducks and drakes with (one) v. (biriyle) dalga geçmek/alay etmek
play ducks and drakes with (one) v. (biriyle) oynamak
play ducks and drakes with (one) v. (birini) oyalamak
play ducks and drakes with (one) v. (birinin) vaktini boşa harcamak
play ducks and drakes with v. hafife almak
play ducks and drakes with v. ciddiye almamak
play ducks and drakes with v. oyalamak
play ducks and drakes with v. oynamak
play ducks and drakes with v. vaktini boşa harcamak
have (something) to play with v. kullanımında bol miktarda (bir şey) olmak
have (something) to play with v. yeterde artar bile bir durumda olmak
have (something) to play with v. emrinde/idaresinde bol miktarda (bir şey) olmak
have (something) to play with v. elinde bol miktarda (bir şey) olmak
have money, time to play with v. bir şey yapmak için çok paraya, zamana sahip olmak
have money, time to play with v. bir şey yapmak için elinde bolca para, vakit olmak
have money, time to play with v. bir şey, yapmak için harcayacak çok parası, vakti olmak
have money, time to play with v. yapmak için kullanacak çok parası, vakti olmak
make great play of/with something v. çok vurgulamak
make great play of/with something v. üzerinde çok durmak
make great play of/with something v. şiddetle/önemle vurgulamak
make great play of/with something v. bir şeyi önemle belirtmek
make much play of/with something v. çok vurgulamak
make much play of/with something v. üzerinde çok durmak
make much play of/with something v. şiddetle/önemle vurgulamak
make much play of/with something v. bir şeyi önemle belirtmek
play fair/straight (with somebody) v. (birine) dürüst ve adil davranmak
play with loaded dice v. hileyle avantaj kazanmak
play with loaded dice v. kuralları/düzenlemeleri çiğneyerek avantaj elde etmek
play old harry with (something) v. (bir şeye) ciddi zarar vermek
play old harry with (something) v. (bir şeyi) mahvetmek
play old harry with (something) v. (bir şeyi) aksatmak
play old harry with (something) v. (bir şeyi) olumsuz etkilemek
play old harry with (something) v. (bir şeyi) bozmak/yıkmak
make much play with (something) v. (bir şeye) önemle dikkat çekmek
play ducks and drakes with v. -i ziyan etmek
play ducks and drakes with v. '-i boşa harcamak
play ducks and drakes with v. '-i yabana atmak
play ducks and drakes with v. '-i heba etmek
play silly buggers (with something) [uk] v. aptalca davranmak/hareket etmek
play silly buggers (with something) [uk] v. rahatsız edici davranmak
play silly buggers (with something) [uk] v. gıcıklık yapmak
(play) cat and mouse (with somebody) v. (biriyle) kedi fare oyunu oynamak
(play) cat and mouse (with somebody) v. (biriyle) kedinin fareyle oynadığı gibi oynamak
(play) cat and mouse (with somebody) v. (biriyle) oyun oynamak (kandırıp yakalamak)
play hardball (with someone) v. (biriyle) sert oynamak
play hardball (with someone) v. (biriyle) zorlu bir mücadeleye girmek
play hardball (with someone) v. (biriyle) çekişmek
play hardball (with someone) v. (biriyle) agresif bir mücadeleye/oyuna girmek
have money to play with v. çok parası olmak
have money to play with v. harcayacak bolca parası olmak
have time to play with v. çok zamanı olmak
have time to play with v. harcayacak bolca zamanı olmak
play (merry) hell with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) sekteye uğratmak
play (merry) hell with (someone or something) v. (birine/bir şeye) zarar vermek
play (merry) hell with (someone or something) v. aksatmak
play (merry) hell with (someone or something) v. kesintiye uğratmak
play ball with (one) v. (biriyle) top/basketbol oynamak
play ball with (one) v. (biriyle) iş birliği yapmak
play ball with (one) v. (birinin) dediklerini/istediklerini yapmak
play ball with (one) v. (biriyle) paslaşmak
play ducks and drakes with someone [old-fashioned] [uk] v. birine kötü/saygısızca davranmak
play ducks and drakes with someone [old-fashioned] [uk] v. birini umursamamak
play ducks and drakes with someone [old-fashioned] [uk] v. biriyle dalga geçmek/alay etmek
play ducks and drakes with someone [old-fashioned] [uk] v. biriyle oynamak
play ducks and drakes with someone [old-fashioned] [uk] v. birini oyalamak
play ducks and drakes with someone [old-fashioned] [uk] v. birini ciddiye almamak
play fast and loose (with someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı sorumsuzca/düşüncesizce davranmak
play fast and loose (with someone or something) v. (birine/bir şeye) umursamazca davranmak
play fast and loose (with someone or something) v. (birini/bir şeyi) hafife almak
play fast and loose (with someone or something) v. (birine/bir şeye) yeterli özeni/dikkati göstermemek
play footsies (with someone) v. (biriyle) masa altından ayağını dokundurarak flört etmek
play footsies (with someone) v. (biriyle) ayak oyunları yapmak
play footsies (with someone) v. (biriyle) gizliden iş birliği yapmak
play footsies (with someone) v. (biriyle) el altından iş birliği yapmak
play footsie (with someone) v. (biriyle) masa altından ayağını dokundurarak flört etmek
play footsie (with someone) v. (biriyle) ayak oyunları yapmak
play footsie (with someone) v. (biriyle) gizliden iş birliği yapmak
play footsie (with someone) v. (biriyle) el altından iş birliği yapmak
play games (with one) v. (birine) oyun etmek
play games (with one) v. (birine) oyun yapmak
play games (with one) v. (birine) ayak yapmak
play games (with one) v. (birine) yan çizmek
play games (with one) v. (birini) kandırmaya çalışmak
play games (with one) v. (birine) oyun oynamak
play hardball (with one) v. (biriyle) sert oynamak
play hardball (with one) v. (biriyle) çekişmek
play hardball (with one) v. (biriyle) agresif bir mücadeleye/oyuna girmek
play havoc with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) altüst etmek
play havoc with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) mahvetmek
play havoc with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) harap etmek
play havoc with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) karman çorman etmek
play havoc with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) bozmak
play havoc with (someone or something) v. ( birini/bir şeyi) dağıtmak
play havoc with (someone or something) v. (birinde/bir şeyde) kargaşa yaratmak
play hell with someone or something v. (birini/bir şeyi) sekteye uğratmak
play hell with someone or something v. (birine/bir şeye) zarar vermek
play hell with someone or something v. aksatmak
play hell with someone or something v. kesintiye uğratmak
play hell with someone or something v. (birine/bir şeye) zorluk çıkarmak
play hell with something v. bir şeyi kötü etkilemek
play hell with something v. bir şeyi bozmak
play hell with something v. bir şeyde karmaşa yaratmak
play merry hell with something [uk] v. bir şeyi kötü etkilemek
play merry hell with something [uk] v. bir şeyi bozmak
play merry hell with something [uk] v. bir şeyde karmaşa yaratmak
play the devil with someone/something v. birini/bir şeyi mahvetmek
play the devil with someone/something v. sekteye uğratmak
play the devil with someone/something v. birine/bir şeye zarar vermek
play the devil with someone/something v. aksatmak
play the devil with someone/something v. kesintiye uğratmak
play the devil with someone/something v. birine/bir şeye zorluk çıkarmak
play well with others v. başkalarıyla iyi geçinmek
play well with others v. başkalarıyla uyumlu olmak
play well with others v. başkalarıyla iş birliği yapmak konusunda iyi olmak
play well with others v. başkalarıyla iletişimi/etkileşimi iyi olmak
play havoc with something v. bir şeye bir darbe vurmak
play havoc with something v. bir şeye zarar vermek
play havoc with something v. bir şeyi bozmak
play havoc with something v. bir şeyi tahrip etmek
Speaking
you play with matches you get burned expr. kibritle oynarsan yanarsın
Slang
play house with someone v. birlikte yaşamak
play house with someone v. dost hayatı yaşamak
play kissy-face (with someone) v. herkesin ortasında (biriyle) oynaşmak
play kissy-face (with someone) v. herkesin ortasında(birini) aşkla öpmek
play kissy-face (with someone) v. (birinin) yüzüne gülmek
play kissy-face (with someone) v. pohpohlayarak (birine) yaranmak
play kissy-face (with someone) v. (birinin) şakşakçılığını yapmak
play kissy-face (with someone) v. pohpohlayarak (birini) tavlamaya çalışmak
play kissy-face (with someone) v. yalakalık yaparak (birinin) gözüne girmeye çalışmak
play kissy-face (with someone) v. (birine) yalakalık yapmak
play footsie (with somebody) v. (masanın altından) yavaşça (birinin) ayağına dokunmak
play footsie (with somebody) v. (çaktırmadan birine) dokunup ondan hoşlandığını/onu arzuladığını hissettirmek
play with yourself v. kendiyle oynamak
play with yourself v. mastürbasyon yapmak
play with yourself v. kendini tatmin etmek
British Slang
play with oneself v. mastürbasyon yapmak
play with oneself v. otuzbir çekmek