Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | sıcak yer | the warm [brit] n. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | sıcak yemeklerin paket halinde satıldığı (yer) | takeaway n. |
General | çok sıcak bir yer | furnace n. |
General | çok sıcak yer | hell n. |
Colloquial | ||
Colloquial | hamam gibi sıcak yer | turkish bath n. |
Technical | ||
Technical | doğrudan yer altına gömülü sıcak su şebekesi | directly buried hot water network n. |
Technical | yer altı sıcak su şebekeleri | underground hot water networks n. |
Construction | ||
Construction | doğrudan yer altına gömülü sıcak su şebekeleri | directly buried hot water networks n. |
Marine Biology | ||
Marine Biology | dünyanın çeşitli bölgelerinde sıcak sularda yer alan büyük gümüşi bir balık | luvarus imperialis n. |
Marine Biology | dünyanın çeşitli bölgelerinde sıcak sularda yer alan büyük gümüşi bir balık | louvar n. |
Geology | ||
Geology | özellikle okyanus tabanında yer alan, sıcak su ve çözünmüş mineraller püskürten açıklık | thermal vent n. |
Military | ||
Military | sıcak bölgede yer alan | forward adj. |