scanner - Turc Anglais Dictionnaire

scanner

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "scanner" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 12 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
scanner n. tarayıcı
You go through a body scanner before boarding the plane.
Uçağa binmeden önce vücut tarayıcıdan geçiyorsunuz.

More Sentences
Technical
scanner n. tarayıcı
This printer doesn't have a scanner.
Bu yazıcının tarayıcısı yok.

More Sentences
Computer
scanner n. tarayıcı
The core of all ATOS ScanBox systems is the ATOS 3D scanner.
Tüm ATOS ScanBox sistemlerinin çekirdeği ATOS 3D tarayıcıdır.

More Sentences
Informatics
scanner n. tarayıcı
Watcher is a passive web security scanner.
Watcher pasif bir web güvenlik tarayıcısıdır.

More Sentences
Telecom
scanner n. tarayıcı
These beams quickly pass through your body and are detected on the other side of the scanner.
Bu ışınlar hızla vücudunuzun içinden geçer ve tarayıcının diğer tarafında algılanır.

More Sentences
Construction
scanner n. tarayıcı
The scanner doesn’t even need to see the edge of the code.
Tarayıcının kodun kenarını görmesine bile gerek yoktur.

More Sentences
General
scanner n. skaner
Technical
scanner n. radar anteni
Computer
scanner n. skaner
scanner n. skenır
Literature
scanner n. şiir incelemecisi
Photography
scanner n. (hava fotoğrafçılığında) uçağın hızının irtifasına oranını yaklaşık olarak veren bir cihaz

Sens de "scanner" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 81 résultat(s)

Anglais Turc
General
body scanner n. vücut tarayıcı
There are full body scanners at this airport.
Bu havaalanında tüm vücut tarayıcıları var.

More Sentences
Technical
barcode scanner n. barkod tarayıcı
The barcode is read from left to right and can be scanned using a barcode scanner.
Barkod soldan sağa doğru okunur ve bir barkod tarayıcı kullanılarak taranabilir.

More Sentences
Medical
brain scanner n. beyin tarayıcısı
Days later, they entered the brain scanner.
Günler sonra beyin tarayıcısına girdiler.

More Sentences
Zoology
laser scanner n. lazer tarayıcı
Laser scanners are only able to read standard linear (1D) barcodes but are also the most cost-effective option.
Lazer tarayıcılar yalnızca standart doğrusal (1D) barkodları okuyabilir ancak aynı zamanda en uygun maliyetli seçenektir.

More Sentences
Law
scanner fraud n. ürünün etiket fiyatı ile kasa fiyatı arasındaki fark
scanner fraud n. bir malın kasadaki fiyatının raftaki fiyatından daha yüksek olması
Technical
film scanner n. film okuyucu
film scanner n. film yayın aygıtı
memory parity scanner n. bellek eşlik tarayıcısı
film scanner n. film verici
disk scanner n. disk tarayıcı
flying spot scanner n. uçan nokta tarayıcı
film scanner n. örtme sacı
barcode scanner n. barkod okuyucu
twin lens scanner n. çift mercekli tarayıcı
optical scanner n. ışık tarayıcı
tube scanner n. borulu tarayıcı
piezoelectric scanner n. piezoelektrik tarayıcı
crystal scanner n. kristal tarayıcı
crystal scanner n. kristal taracıyı
multimedia colour scanner n. multimedya renk tarayıcısı
electronic scanner n. elektronik tarayıcı
Computer
scanner/camera n. tarayıcı/kamera
unknown scanner n. bilinmeyen tarayıcı
scanner malfunction n. tarayıcı arızası
scanner events n. tarayıcı olayları
scanner device n. tarayıcı aygıtı
scanner busy n. tarayıcı meşgul
scanner info n. tarayıcı bilgisi
scanner error n. tarayıcı hatası
scanner test n. tarayıcı sınaması
scanner model n. tarayıcı modeli
scanner status n. tarayıcı durumu
scanner abort n. tarayıcı iptal
flatbed scanner n. düz yataklı tarayıcı
image scanner n. görüntü tarayıcı
magnetic hand scanner n. manyetik el tarayıcısı
optical scanner n. optik tarayıcı
flying spot scanner n. uçan nokta tarayıcı
memory parity scanner n. bellek eşlik tarayıcısı
battery-operated scanner n. pille çalışan bir tarayıcı
battery-operated scanner n. pilli tarayıcı
digital scanner n. bilgisayara aktarmak için dijital görüntü kopyası oluşturan elektronik cihaz
flatbed scanner n. düz levhası üzerine konan suretleri elektronik tarayarak dijital formda depolayabilen bilgisayar kontrollü cihaz
flat-bed scanner n. düz yataklı tarayıcı
flat-bed scanner n. yatay tarayıcı
flat-bed scanner n. düz levhası üzerine konan suretleri elektronik tarayarak dijital formda depolayabilen bilgisayar kontrollü cihaz
test scanner expr. tarayıcıyı sına
test scanner expr. tarayıcı'yı sına
scanner is busy expr. tarayıcı kullanımda
scanner is busy expr. tarayıcı meşgul
select scanner expr. tarayıcı seç
choose scanner expr. tarayıcı seç
no scanner expr. tarayıcı yok
Informatics
flatbed scanner n. yatay tarayıcı
flatbed scanner n. düzyataklı tarayıcı
barcode scanner n. çubuk kod tarayıcı
scanner head n. tarama kafası
scanner digitizer n. sayısallaştıran tarayıcı
optical scanner n. optik tarayıcı
progressive scanner n. aşamalı tarama
hand-held scanner n. el tarayıcısı
Television
film scanner n. film okuyucu
disk scanner n. disk tarayıcı
film scanner n. film yayın aygıtı
film scanner n. film verici
Automotive
system scanner n. düzen tarayıcı
Medical
positron emission tomography scanner n. tomografi makinesi
cAT scanner n. bilgisayarlı tomografi cihazı
nuclear magnetic resonance scanner n. nükleer manyetik rezonans tarayıcı
ultrasound scanner n. ultrason tarayıcı
magnetic resonance scanner n. manyetik rezonans tarayıcı
magnetic resonance scanner n. manyetik rezonans görüntülemede kullanılan bir tanısal tarayıcı
computerized axial tomography scanner n. taranan şeyin üç boyutlu görüntüsünü oluşturan tomografi cihazı
computerized axial tomography scanner n. kompüterize edilmiş aksial tomografi
computerised axial tomography scanner n. taranan şeyin üç boyutlu görüntüsünü oluşturan tomografi cihazı
computerised axial tomography scanner n. kompüterize edilmiş aksial tomografi
ct scanner n. bilgisayarlı tomografi
pet scanner n. pozitron emisyon tomografisi cihazı
Star Wars
gauntlet scanner station n. eldiven tarayıcı istasyonu
scanner ship n. tarayıcı gemi