Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | sesi çıkan | self-assertive adj. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | şişeden çıkan tıpa sesi | cloop n. |
General | şişeden çıkan tıpa sesi | clunk [dialect] n. |
General | (sulu veya çamurlu bir yerde yürürken çıkan) şlap sesi | squash n. |
General | (sulu veya çamurlu bir yerde yürürken çıkan) vıç vıç sesi | squash n. |
General | sesi hep çıkan | vocal adj. |
Colloquial | ||
Colloquial | bilgisayardan çıkan bipleme sesi | feep n. |
Technical | ||
Technical | (telgraftan çıkan) kısa klik sesi | dot n. |
Medical | ||
Medical | bir şişeye üfleyince çıkan sesi andıran (nefes sesi) | amphoric adj. |
Chemistry | ||
Chemistry | tenekeyi bükünce çıkan kristal granüllerin gıcırdama sesi | tin cry n. |
Social Sciences | ||
Social Sciences | sesi çok çıkan azınlık | vocal minority n. |
Slang | ||
Slang | cinsel ilişki sırasında vajinadan çıkan osuruk sesi | fanny fart [uk] n. |
Slang | cinsel ilişki sırasında vajinadan çıkan osuruk sesi | queef (uk) n. |
Slang | mastürbasyon (özellikle mastürbasyon yaparken çıkan sesi nitelemek için söylenir) | fap n. |