sickness - Turc Anglais Dictionnaire

sickness

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "sickness" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 16 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
sickness n. hastalık
The sickness consumed the young man's body.
Hastalık genç adamın vücudunu tüketti.

More Sentences
General
sickness n. dert
Corruption is the main sickness of our political system.
Yozlaşma siyasi sistemimizin temel derdi.

More Sentences
sickness n. maraz
The old workers of the factory suffered from chemical-related sicknesses.
Fabrikanın eski işçileri kimyasalların yol açtığı marazlardan muzdaripti.

More Sentences
sickness n. mide bulantısı
Tom had motion sickness.
Tom'un hareketten midesi bulandı.

More Sentences
sickness n. hastalık
Rates of sickness have increased dramatically.
Hastalık oranları çarpıcı bir şekilde arttı.

More Sentences
Medical
sickness n. hastalık
We had requested a report on sickness absence for this year.
Bu yıl için hastalık devamsızlığıyla ilgili bir rapor talep etmiştik.

More Sentences
General
sickness n. sayrılık
sickness n. bulantı
sickness n. kusma
sickness n. rahatsızlık
sickness n. adet
sickness n. regl
sickness n. menstrüasyon
sickness n. (yol, deniz, uçak) tutma
Technical
sickness n. sayrılık
Medical
sickness n. mide bulantısı

Sens de "sickness" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 124 résultat(s)

Anglais Turc
General
mountain sickness n. dağ hastalığı
Review the symptoms of mountain sickness so you can recognize and treat them quickly if they occur.
Dağ hastalığının semptomlarını gözden geçirin, böylece ortaya çıktıklarında bunları hızlı bir şekilde tanıyabilir ve tedavi edebilirsiniz.

More Sentences
morning sickness n. sabah bulantısı
Morning sickness can affect anyone who's pregnant.
Sabah bulantısı hamile olan herkesi etkileyebilir.

More Sentences
sickness rate n. hastalık oranı
The sickness rate in the contaminated areas has grown dramatically.
Kontamine olmuş bölgelerdeki hastalık oranı çarpıcı bir şekilde artmıştır.

More Sentences
motion sickness n. hareket hastalığı
Lemon peels can help prevent and control motion sickness.
Limon kabukları hareket hastalığını önlemeye ve kontrol etmeye yardımcı olabilir.

More Sentences
Trade/Economic
sickness insurance n. hastalık sigortası
He must also take out sickness insurance cover for his first four years of residence.
Ayrıca ikametinin ilk dört yılı için hastalık sigortası yaptırmalıdır.

More Sentences
Aeronautic
altitude sickness n. irtifa hastalığı
Inexperienced climbers often suffer with altitude sickness.
Deneyimsiz dağcılar sıklıkla irtifa hastalığına yakalanırlar.

More Sentences
Medical
radiation sickness n. radyasyon hastalığı
In fact, no type of medical examination can cause radiation sickness.
Aslında, hiçbir tıbbi muayene türü radyasyon hastalığına neden olamaz.

More Sentences
car sickness n. araba tutması
Acepromazine is the most common tranquilizer used for car sickness in cats.
Acepromazine, kedilerde araba tutması için kullanılan en yaygın sakinleştiricidir.

More Sentences
sleeping sickness n. uyku hastalığı
There are, however, other diseases, such as sleeping sickness and river blindness, which have been neglected.
Bununla birlikte uyku hastalığı ve nehir körlüğü gibi ihmal edilen başka hastalıklar da vardır.

More Sentences
Marine Biology
sleeping sickness n. uyku hastalığı
What is the name of sleeping sickness?
Uyku hastalığının adı nedir?

More Sentences
Sport
acute mountain sickness (ams) n. akut dağ hastalığı
This can result in acute mountain sickness.
Bu akut dağ hastalığına neden olabilir.

More Sentences
General
decompression sickness n. vurgun
sickness compensation n. hastalık yardımı
sickness fund n. hastalık sandığı
car sickness n. yol tutması (dolayısıyla kusma
motion sickness n. her türden taşıtın hareketinden kaynaklanan mide bulantısı
sickness certificate n. hastalık raporu
sickness benefit n. hastalık yardımı
sickness relief n. hastalık yardımı
sickness allowance n. hastalık yardımı
morning sickness n. hamilelikte sabah bulantısı
falling sickness n. epilepsi
sickness fund n. hastalık fonu
sickness compensation n. hastalık tazminatı
altitude sickness n. yükseklik hastalığı
falling sickness n. sara hastalığı
sickness pay n. hastalık ücreti
sickness indemnity n. hastalık tazminatı
sleepy sickness n. uyku hastalığı
sickness cover n. hastalık sigortası
sickness assistance n. sağlık yardımları
mountain sickness n. dağ tutması
aerial sickness n. uçak tutması
gall sickness n. hollanda'da görülen bir safra humması hastalığı
love-sickness n. kara sevdaya düşme
love-sickness n. aşk acısı çekme
heart sickness n. keder
heart sickness n. gönül yarası
recover from sickness v. hastalığı geçmek
in good times and in bad times in sickness and in health adv. iyi günde kötü günde hastalıkta ve sağlıkta
Phrases
in sickness and health n. hastalıkta ve sağlıkta
in the event of sickness expr. hastalık vukuunda
Colloquial
leisure sickness n. boş zaman hastalığı
Trade/Economic
sickness table n. hastalık tablosu
sickness risk n. hastalık rizikosu
sickness allowance n. hastalık tazminatı
professional sickness n. meslek hastalığı
sickness benefit fund n. hastalık yardımı fonu
sickness absence n. hastalık sebebiyle işe gidememe
Politics
personal accident and sickness insurance n. ferdi kaza ve hastalık sigortası
Insurance
accident and sickness insurance n. kaza ve hastalık sigortası
sickness insurance n. hastalık sigortası
Tourism
travel sickness n. yolculuk esnasındaki hareket kaynaklı mide bulantısı
travel sickness n. seyahat hastalığı
Technical
decompression sickness n. dekompresyon hastalığı
air sickness n. uçak tutması
air sickness n. hava tutması
radiation sickness n. ışınımsal bozukluk
decompression sickness n. basınç hastalığı
Automotive
motion sickness n. taşıt tutması
Aeronautic
air sickness n. uçuşta genellikle sinirlilik hali ve türbülans faktörlerinin birlikte yol açtığı mide bulantısı hissi
altitude decompression sickness n. irtifada basınç düşmesinden hasıl olan hastalık
altitude sickness n. yüksek irtifada hava basıncı yetersizliği nedeniyle baş gösteren hastalık
canal sickness n. kanal tutması
altitude sickness n. yüksek irtifa hastalığı
decompression sickness n. düşük basınç hastalıgı
air sickness n. hava tutması
motion sickness bag n. kusmuk torbası
Marine
sea sickness n. geminin denizde sallanması nedeniyle hissedilen mide bulantısı
decompression sickness n. dalgıcın bedeninde basıncın hızla düşmesi sonucu oluşan fiziksel durum
iron sickness n. geminin demirlerinin çürümesi
Medical
motion sickness n. taşıt tutması
decompression sickness n. vurgun yeme
car sickness n. taşıt tutması
serum sickness n. serum hastalığı
altitude sickness n. altitüt hastalığı
falling-sickness n. sara hastalığı
sleepy sickness n. uyku rahatsızlığı
sleeping sickness n. uyku rahatsızlığı
sleepy sickness n. uyku hastalığı
motion sickness incidence n. yol tutması durumu
motion sickness incidence n. taşıt tutması durumu
milk sickness n. süt sancısı
green tobacco sickness n. yeşil tütün hastalığı
travel sickness pill n. (seyahat kaynaklı) mide bulantısı hapı
sea sickness n. deniz tutması
mountain sickness n. yüksek irtifa hastalığı
altitude sickness n. yüksek irtifa hastalığı
decompression sickness n. dalgıç hastalığı
bus sickness n. otobüs tutması
african sleeping sickness n. uyku rahatsızlığı
african sleeping sickness n. uyku hastalığı
train sickness n. trende seyahat etmekten kaynaklı yol tutması
sleeping sickness n. afrika tripanosomiyazisi
green sickness n. kloroz
Pathology
rapid progressive sickness n. hızlı ilerleyen hastalık
sweating sickness n. aşırı terleme ve deride küçük sıvı dolu keseciklerin oluşumu ile karakterize akut ve bulaşıcı bir ateş
building sickness n. hasta bina sendromu
high altitude sickness n. yüksek irtifa hastalığı
gall sickness n. anaplazmoz
ozone sickness n. yüksek irtifa uçağında ozona maruz kalanlarda meydana gelen ve uyku hali, baş ve göğüs ağrısı ile karakterize bir hastalık
Pharmaceutics
anti-motion-sickness adj. taşıt tutmasına iyi gelen
anti-motion-sickness adj. hareketten kaynaklı mide bulantısını ortadan kaldıran
Parasitology
rhodeslan sleeping sickness n. rodezya uyku hastalığı
Veterinary
milk sickness n. süt hastalığı
african horse sickness n. afrika at hastalığı
turning sickness n. afrika'da görülen, arka bacaklarda denge kaybı yaratan parazit kaynaklı bir sığır hastalığı
mountain sickness n. kuzey ve güney amerika'da yüksek rakımda yetiştirilen sığırlarda görülen, konjestif kalp yetmezliği ile karakterize bir hastalık
bush sickness [new zealand/australia] n. kobalt eksikliğinden kaynaklanan bir hayvan hastalığı
claw sickness n. ayak çürüğü
claw sickness n. koyunları etkileyen bir hastalık
sleepy sickness [new zealand] n. hamile koyunlarda görülen bir uyku hastalığı
Physics
motion sickness n. devinim sayrılığı
Marine Biology
sea sickness n. deniz tutması
decompression sickness n. gaz kabarcığı hastalığı
autumn sickness n. sonbahar hastalığı
Astronomy
space sickness n. uzay tutması
space sickness n. yerçekimsiz ortamda hissedilen bulantı
Apiculture
may sickness n. mayıs hastalığı
Tobacco
top sickness n. bor eksikliğinden kaynaklanan tütün hastalığı
Meteorology
mountain sickness n. dağ hastalığı
Military
radiation sickness n. radyasyon hastalığı
Sport
chronic mountain sickness (cms) n. kronik dağ hastalığı
Slang
sushi sickness n. ucuz bir yerde bozuk sushi yenmesi sonucu ortaya çıkan mide rahatsızlığı