Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | tanınabilir | recognisable adj. | ||
What is also lacking, in my view, is a recognisable and clear-cut European identity for higher education. Benim görüşüme göre eksik olan bir diğer husus da yüksek öğrenim için tanınabilir ve net bir Avrupa kimliğidir. More Sentences |
||||
General | tanınabilir | recognizable adj. | ||
Tom's car is easily recognizable since there is a big dent in the front bumper. Tom'un arabası tamponunda büyük bir göçük olduğu için kolaylıkla tanınabilir. More Sentences |
||||
General | tanınabilir | cognisable adj. | ||
This Parliament has the ambition that the Charter of Rights shall become judicially cognisable. Bu Parlamento, Haklar Şartı'nın yargısal olarak tanınabilir hale gelmesini amaçlamaktadır. More Sentences |
||||
General | tanınabilir | definable adj. | ||
General | tanınabilir | cognizable adj. | ||
General | tanınabilir | cogniseable adj. | ||
General | tanınabilir | acknowledgeable adj. | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | tanınabilir | acknowledgeable adj. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | önceden tanınabilir | precognizable adj. |
General | önceden tanınabilir | precognisable adj. |
General | tanınabilir biçimde | acknowledgeably adv. |
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | tanınabilir olarak | acknowledgeably adv. |