teori - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

teori



Sens de "teori" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 6 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
teori theory n.
General
teori hunch n.
Trade/Economic
teori theory n.
Philosophy
teori theoretic n.
teori theoretics n.
Archaic
teori theoric n.

Sens de "teori" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 226 résultat(s)

Turc Anglais
General
felsefi teori philosophical theory n.
ergodik teori ergodic theory n.
topolojik grafik teori topological graph theory n.
radikal teori radical theory n.
eleştirel teori critical theory n.
ek teori paratheory n.
kritik teori critical theory n.
elektromanyetik teori electromagnetic theory n.
siyasal teori political theory n.
bilimsel teori scientific theory n.
temeli olan teori grounded theory n.
spektral teori spectral theory n.
sosyal teori social theory n.
belli bir temele dayanan teori grounded theory n.
psiko-dinamik teori psychoanalytic theory n.
psiko-lengüistik teori psycholinguistic theory n.
psiko-analitik teori psychoanalytic theory n.
gömülü teori grounded theory n.
teori inşası theory building n.
orta boy teori middle range theory n.
büyük boy teori grand theory n.
büyük teori grand theory n.
temellendirilmiş teori grounded theory n.
yaçıklayıcı teori explanatory theor n.
karmakarışık ve uydurma fikirlerden oluşan teori veya argüman jumble n.
karmakarışık ve uydurma fikirlerden oluşan teori veya argüman patchwork n.
karmakarışık ve uydurma fikirlerden oluşan teori veya argüman hodgepodge n.
metafizikte, epistemolojide veya psikolojide iradeyi temel ilke olarak gören teori voluntaryism n.
tedavilerini hastanın durumunu gözlemlemek yerine teori ve akıl yürütmeye dayandıran eski bir hekim okulunun üyesi methodist n.
eski yunan ve romalıların insan bedeninin yapısını ve çalışmasını dört ana vücut sıvısının varlığına dayandırdığı teori humoralism [obsolete] n.
teori veya metotların uygulamasını gösterme demonstration n.
insanların ağaçlardan geldiklerini öne süren teori ve çalışma dendranthropology n.
uygulanamaz teori ideology n.
uygulanamaz teori sistemi ideology n.
akıl ve maddenin birbirine eşlik etmesine karşın birbiri ile ilişkili olmadığını öne süren felsefi teori parallelism n.
akıl ve maddenin gerçekliği evrensel olarak koordine ettiğine dair teori parallelism n.
eserin incelenmesi veya tasarlanmasında bağlamın önemli olduğunu vurgulayan teori contextualism n.
tüm hastalıkların vücuttaki sıvıların durumundan kaynaklandığını savunan teori fluidism [obsolete] n.
teori ve pratik arasındaki fark slippage n.
tüm maddelerin yaşamsal kuvvet taşıdığı ve her yaşamsal faaliyetin ise ruhun bir işlevi olduğunu öne süren eski bir teori stahlism n.
teori kurmak theorize v.
ortaya bir teori atmak theorize v.
teori olarak kalmak remain a theory v.
teori kurmak establish a theory v.
teori kurmak theorise v.
ortaya bir teori atmak theorise v.
teori üzerine kurmak build on the theory v.
savunulamaz (sav, teori vb) untenable adj.
teori ile ilgisi olmayan atheoretical adj.
tecrübe olmadan teori ile iş yürütmeye çalışan armchair adj.
nihai yetkinin papa yerine konseylerde olması gerektiğini öne süren teori ile ilişkili conciliar adj.
teori geliştiren contemplative [obsolete] adj.
doktrin, teori veya kült anlamı veren son ek -ism suf.
Phrasals
bir şey hakkında bir teori üretmek theorize on something v.
bir şey hakkında bir teori ortaya atmak theorize on something v.
bir şey hakkında bir teori geliştirmek theorize on something v.
hakkında bir teori geliştirmek theorize on v.
hakkında bir teori üretmek theorize on v.
hakkında bir teori ortaya atmak theorize on v.
Speaking
bana iyi bir teori gibi geldi it sounds like a good theory to me expr.
Trade/Economic
sanayinin ve endüstriyel sanatların incelenmesine dayanan teori technics n.
zenginlere vergi indirimi gibi tavizler vermenin ekonomiyi canlandırarak toplumun her seviyesine fayda sağlayacağına ilişkin teori trickle-down theory n.
bir teori veya hipotezin uygulamada geçerliliğini test etmeye yönelik araştırma applied research n.
ekonomik teori economic theory n.
göreceli düşük masraflarla endüstriye girilebildiği durumlarda endüstrideki firma sayısı ne olursa olsun rekabetçi sonuçlara yaklaşılacağını savunan teori theory of contestable markets n.
iktisadi dalgalanmaları güneş lekeleri ile açıklayan teori sunspot theory of business cycle n.
klasik teori classical theory n.
menkul değer fiyat değişmeleri konusunda bir teori random walk theory n.
ücretin işçi ve işveren arasındaki pazarlık sonucu belirlendiğini savunan teori bargaining theory of wages n.
ücreti belirli bir sınırın altına düşürmenin olanaksızlığını açıklayan teori brazen law of wages n.
Law
kanunun etik veya ideolojik değer taşımaksızın insan yapımı meşru hukuka sıkıştığına dair teori positivism n.
Politics
kapitalizm ve sosyalizmin unsurlarını birleştiren bir teori neocapitalism n.
hükümetin serbest piyasaya müdahalesini sınırlayarak kişisel özgürlüğü en üst düzeye çıkarmayı amaçlayan politik teori neoliberalism n.
siyasal teori political theory n.
eğer bir ülke ya da bölge komünizmi benimserse etrafındakilerin de benimseyeceği düşüncesine dayalı teori domino theory n.
eğer bir ülke ya da bölgede önemli bir gelişme yaşanırsa etrafındakilerin de benzer olaylar yaşayacağına dayalı teori domino theory n.
siyasal teori metapolitics n.
genel kabul görmüş teori veya düşüncelerin değiştirilmesi taraftarlığı revisionism n.
güney vietnam'ın komünizmi benimsemesi halinde kamboçya, laos ve diğer güney asya ülkelerinin de komünizmi benimseneceğine ilişkin teori domino effect n.
aşırı sağın ve aşırı solun birçok açıdan benzer olduğu öne süren siyasi teori horseshoe theory n.
Technical
aksiyomatik teori axiomatic theory n.
evrenin merkezinin dünya olduğuna inanan teori geocentric theory n.
teori ve uygulama theory and application n.
Computer
internetin büyük çoğunluğunun gerçek kullanıcılar yerine botlardan oluştuğunu savunan teori dead internet theory n.
Electric
elektromanyetik teori electromagnetic theory n.
elektromanyetik teori electro-magnetic n.
elektromanyetik teori electro-magnetic theory of light n.
Medical
polifletik teori polyphletic theory n.
psikolojik teori psychological theory n.
psikoanalitik teori psychoanalytic theory n.
(kan biliminde) kan hücrelerinin iki tür kök hücreden meydana geldiğini ileri süren teori dualism n.
Anatomy
vücutta her bir organın kendine özgü yapısı olduğunu savunan bir teori organicism n.
Psychology
bireylerarası teori interpersonal theory n.
epigenetik teori epigenetic theory n.
evrimsel teori evolutionary theory n.
ilişkide olduğu çevrenin niteliğini belirlemede etkili olduğunu savunan bir psikolojik teori niche-picking n.
içgüdüsel teori instinctual theory n.
ikili teori duplex theory n.
meta teori metatheory n.
nöropsikolojik teori neuropsychological theory n.
öz-teori self-theory n.
psikolojik teori psychological theory n.
psikoanalitik teori psychoanalytic theory n.
sterokimyasal teori stereochemical theory n.
zihinsel aktivitenin esasının düşünceleri bir şeylerle ilişkilendirme olduğunu savunan teori association theory n.
zihinsel aktivitenin esasının düşünceleri bir şeylerle ilişkilendirme olduğunu savunan teori associationism n.
zihinsel aktivitenin esasının düşünceleri bir şeylerle ilişkilendirme olduğunu savunan teori associationist n.
insanların kendilerinin ve başkalarının davranışları nedenleri hakkında yargıda bulunduğu yorumlama sürecini ele alan teori attribution theory n.
sigmund freud ve psikanaliz sisteminin teori ve uygulamalarına ait veya ilişkili freudian adj.
sigmund freud ve onun psikanaliz sisteminin teori veya uygulamaları ile uyumlu freudian adj.
Physiology
sinir iletiminin sinir uçları ve sinapslarda belirli maddelerin salgılanmasından kaynaklandığına dayanan teori chemical mediation theory n.
Pathology
tüm hastalıkların mikrop kaynaklı olduğunu öne süren bir teori pangermism n.
Math
yüzeyleri formlarına göre sınıflandıran matematiksel teori catastrophe theory n.
tamsayılar arasındaki ilişkileri cebir yöntemleri ile hesaplamakta kullanılan bir teori algebraic arithmetic n.
aksiyomatik teori axiomatic theory n.
ergodik teori ergodic theory n.
potansiyel teori  potential theory  n.
spektral teori  spectral  theory  n.
kolay kanıtlanan teori porime n.
fizik olaylarını bir veya birden fazla alanın etkilerini hesaba katarak açıklayan matematiksel teori field theory n.
Logic
önermeli fonksiyonlarla ilgili bir teori theory of types n.
verilen bir cümlenin doğru olduğu bir teori model n.
(formel teori) tutarsızlaştırılabilen incomplete adj.
Physics
büyük birleşik teori grand unification theory n.
büyük birleşik teori grand unified theory n.
kinetik teori kinetic theory n.
nükleer teori atomic theory n.
potansiyel teori potential theory n.
elektrozayıf teori quantum flavourdynamics n.
elektrozayıf teori electroweak theory n.
dört boyutlu uzay ve zaman fikrine yeni boyutlar ekleyen teori kaluza-klein theory n.
kinetik teori kinetic theory of heat n.
ısının özel bir madde türü yerine madde taneciklerinin özel bir hareketi olduğunu öne süren teori dynamical theory of heat n.
elektrozayıf teori qfd (quantum flavourdynamics) abrev.
Chemistry
sulu çözeltileri asit ve baz cinsinden tanımlamaya yarayan bir teori theory of dissociation n.
sulu çözeltileri asit ve baz cinsinden tanımlamaya yarayan bir teori arrhenius theory of dissociation n.
sulu çözeltileri asit ve baz cinsinden tanımlamaya yarayan bir teori theory of electrolytic dissociation n.
bütün indikatörlerin iyonlaşma ile renk değiştiren zayıf asit veya bazlar olduğuna dair bir teori theory of indicators n.
bütün indikatörlerin iyonlaşma ile renk değiştiren zayıf asit veya bazlar olduğuna dair bir teori ostwald's theory of indicators n.
kimyasal bileşiklerin sınırlı sayıdaki tip bileşikten ikame edilerek türetildiğine dair bir teori type theory n.
birimsel teori unitary theory n.
bütün bileşik moleküllerinin birer birim olduğunu savunan teori unitary theory n.
tüm kimyasal bileşiklerin zıt ve farklı iki bileşenden oluştuğunu öne süren teori binary theory n.
tüm kimyasal bileşiklerin zıt ve farklı iki bileşenden oluştuğunu öne süren teori dualism n.
bileşiklerin yapısına ilişkin eski bir teori dualistic system n.
immünolojik olguların kimyasal temeline dayanan bir teori side-chain theory n.
Biology
organizmadaki değişikliklerin vücut parçalarının kullanılma düzeyi ile ilgili olduğu ve yavru döllere aktarıldığını savunan bir teori lamarckianism n.
organizmadaki değişikliklerin vücut parçalarının kullanılma düzeyi ile ilgili olduğu ve yavru döllere miras bırakıldığını savunan bir teori lamarckism n.
bir neslin karakter özelliklerinin önceki nesillerden nasıl elde edildiğine dair bir teori theory of inheritance n.
bireyin, üreme hücresinde bulunan tam olarak oluşmuş bir organizmanın büyümesiyle geliştiğine dair teori theory of preformation n.
biyolojik grubun (ırk, tür) tarihsel gelişimini ortaya koyan teori transformism n.
günümüzde geçersiz olan hücrebilimsel bir teori alveolar theory n.
endosimbiyotik teori endosymbiotic theory n.
bir genin canlının hayatta kalma şansını azaltmasına rağmen akrabalarına fayda getiriyorsa gelecek nesillere aktarılacağını ifade eden bir teori kin selection n.
organizmaların ortak özelliklerinin doğru evrimsel ilişkileri sunacağı görüşüne dayanan bir teori cladism n.
canlı organizmaların diğer canlı organizmalardan germ hücrelerinin büyüyüp farklılaşmasıyla geliştiğini öne süren teori germ theory n.
dişi üreme hücresinin bütün organizmayı barındırdığını ve erkek hücrenin hiçbir katkısı bulunmadığını ifade eden teori ovism n.
kalıtsal bilgilerin bulunduğu gemüllerin eşey organlarda bütünleşerek üreme hücrelerine aktarıldığını öne süren bir teori pangenesis n.
hayvanın bir parçasının insan vücuduna alınması durumunda o kısma karşılık gelen insan organının iyileşeceğini veya etkileneceğini iddia eden teori sarcology n.
hastalığın her zaman organ yapısındaki bir lezyonla ilişkili olduğunu öne süren bir teori organicism n.
yaşam ve yaşam süreçlerinin bir arada işlediğini savunan bir teori organicism n.
spermin embriyonun önceden oluşmuş ilk halini içerdiği şeklindeki eski bir teori spermism n.
Astronomy
evrende yaşamın olmasının erken evrimleşmeyi sınırlayacağını savunan kozmolojik teori anthropic principle n.
gök cisimlerin evrimini ele alan teori astrogeny n.
gök cisimlerin evrimini ele alan teori astrogony n.
evrenin sonunun gelmesiyle ilgili bir teori big chill n.
evrenin sonunun gelmesiyle ilgili bir teori big freeze n.
evrenin sonunun gelmesiyle ilgili bir teori big rip n.
evrenin büyük patlama sonrasında genişlemeyi sürdürdüğüne ilişkin teori inflation theory n.
evrenin büyük patlama sonrasında genişlemeyi sürdürdüğüne ilişkin teori inflationary universe n.
evrenin büyük patlama'dan sonra kısa süreli bir üstel genişleme döneminden geçtiğini öne süren bir teori cosmic inflation n.
evrenin büyük patlama'dan sonra kısa süreli bir üstel genişleme döneminden geçtiğini öne süren bir teori inflation theory n.
Zoology
memelilerde azı dişlerinin gelişimine ilişkin bir teori trituberculy n.
mikroskobik hayvanlarla ilgili psikolojik ve patolojik olguları açıklayan bir teori animalculism n.
Botanic
bitki morfolojisinde bir teori tunica-corpus theory n.
Social Sciences
sosyal teori geliştirme social theorizing n.
kuir teori queer theory n.
vegan teori vegan theory n.
kuir teori queer theory n.
beyaz ırkın, özellikle de germen ırkının diğerlerinden üstün olduğunu savunan teori gobinism n.
insanların farklı ancak eşit olduğunu savunan teori intersectionality theory n.
insanların farklı ancak eşit olduğunu savunan teori intersectional theory n.
toplumun fikir, inanç ve iradeden meydana gelip canlı organizmalar gibi doğduğunu, büyüdüğünü ve öldüğünü savunan bir teori organicism n.
Education
ingiltere'de matematik, fen, dil gibi alanlarda tamamlayıcı teori ve pratik çalışmalar içeren bir okul programı nuffield teaching project n.
klasik sosyal teori classical social theory n.
Literature
shakespeare'e atfedilen oyunların aslında bacon tarafından yazıldığını öne süren teori baconian theory n.
Linguistics
dil sistemine kabul edilecek varlık türleriyle ilgili teori ontology n.
dillerin farklı zaman dilimlerinde farklı yerlerde birbirlerinden bağımsız şekilde geliştiklerine ilişkin teori polygenesis n.
History
tedavilerini hastanın durumunu gözlemlemek yerine teori ve akıl yürütmeye dayandıran eski bir hekim okulunun üyesi methodic n.
Archaeology
dinozorların çoğunun kretase döneminin sonunda yok olduğuna dair bir paleontolojik teori alvarez theory n.
dinozorların çoğunun kretase döneminin sonunda yok olduğuna dair bir paleontolojik teori alvarez hypothesis n.
Religious
6. yüzyılda yaşamış halikarnaslı rahip julian tarafından ortaya atılan inanışa ters düşen teori julianism n.
tanrı, akıl, ruh ve bireyin dünyayla olan ilişkisinin içkinlik olduğunu savunan teori immanentism n.
ilahi inayetin tanrı tarafından bahşedilmesi nedeniyle faydalı olduğunu savunan molinist bir teori congruism n.
hristiyanların toplum ve yönetim faaliyetlerinde karar veren kutsal varlığa sahip olduğunu öne süren bir teori dominionism n.
şeytanın evren iradesini kontrol ettiğini kabul eden gnostik bir teori pansatanism n.
Philosophy
fiziksel olayların ya da bilincin yalnızca beynin bir işlevi ya da ürünü olduğunu iddia eden teori cerebralism n.
bilginin sosyo-kültürel bağlamı tarafından şekillendirildiğini öne süren teori relationism n.
rastlantıların nesnel bir gerçeklik olarak evrime yön verdiğine dair teori tychism n.
gerçekliği hem teolojik hem de felsefi bir yönü olduğuna dair bir teori twofold truth n.
nesne veya fenomenleri basit bölünmez varlıklardan inşa edilmiş olarak ele alan teori atomism n.
vücudu fonksiyonlarına bilincin eşlik ettiği ancak bilinç tarafından kontrol edilmeyen bir makine olarak ele alan bir teori automatism n.
bütünün parçalarının bütünle ilişkisi olmadan var olamayacağı ve anlaşılamayacağını öne süren bir teori holistic theory n.
maddenin kötülüğün kaynağı olduğunu savunan teori hylism n.
maddenin duyusal olduğunu savunan teori hylopathism n.
nicel değerlendirme gerektirmeyen verilerin göz ardı edilmesiyle nesnelliği vurgulayan bir teori objectivism n.
ahlaki iyinin özel bir yeti veya iç görü olmaksızın doğal ve gözlemlenebilir olduğunu varsayan bir teori objectivism n.
ahlaki iyinin doğal olmayan bir şey olduğunu öne süren bir teori objectivism n.
dilin duyum nesneleri ile ilk insanların bu nesnelere olan tepkisinin bir parçası olan sesler arasındaki doğal bir örtüşmeden ortaya çıktığını öne süren teori dingdong theory n.
dilin duyum nesneleri ile ilk insanların bu nesnelere olan tepkisinin bir parçası olan sesler arasındaki doğal bir örtüşmeden ortaya çıktığını öne süren teori ding-dong theory n.
nesnenin doğrudan bilinebileceğini savunan epistemolojik teori immediatism n.
toplumun saf objektif mekanik terimli analizlere karşı hassasiyeti bulunduğu ve sosyal değerler ve normatif standartların yalnızca epifenomen olduğuna ilişkin teori positivism n.
normatif etik kapsamında yer alan bir teori contractarianism n.
insan ruhunun cismanileşme öncesinde var olduğuna dayanan bir teori preexistentism n.
nesnelerin bakan öznedeki algılarıyla özdeş olduklarını öne süren teori presentationism n.
bilginin sosyo-kültürel bağlamı tarafından şekillendirildiğini öne süren teori ile ilgili relationist adj.
yapısalcı bir teori, yöntem veya uygulamaya bağlı kimse constructivist adj.
Geography
günümüzdeki okyanuslarda yaşanan gelgit üzerine ortaya atılmış teori tidal theory n.
Geology
tüm kaya yüzeylerinin suyun etkisiyle oluştuğunu ortaya atan, artık kullanılmayan teori neptunism n.
geleneksel teori conventional theory n.
kaya tabakalarındaki büyük değişimleri kademeli evrim süreçleriyle açıklayan teori gradualism n.
dünya yüzeyinin nuh tufanı ile şekillendiğini savunan eski bir teori diluvialism n.
dünya yüzeyinin nuh tufanı ile şekillendiğini savunan eski bir teori diluvianism n.
tüm kayaçların eriyik bir kitlenin katılaşması ile oluştuğunu öne süren çürütülmüş bir teori plutonism n.
Military
temel teori basic theory n.
Music
belirli notaların sürelerini değiştirerek vurgulama elde edileceğine dair teori agogics n.