the game - Turc Anglais Dictionnaire

the game

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "the game" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 1 résultat(s)

Anglais Turc
General
the game n. sessiz sinema oyunu

Sens de "the game" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 235 résultat(s)

Anglais Turc
General
win the game v. maçı kazanmak
They gave their best in order to win the game.
Maçı kazanmak için ellerinden geleni yaptılar.

More Sentences
Colloquial
in the game expr. oyunda
New players are appearing and claiming a place in the game.
Yeni oyuncular ortaya çıkıyor ve oyunda bir yer talep ediyorlar.

More Sentences
in the game expr. oyunun içinde
I want to stay in the game.
Oyunun içinde kalmak istiyorum.

More Sentences
what's the game? expr. neler oluyor?
I'm not sure what the game is.
Oyunun ne olduğundan emin değilim.

More Sentences
in the game expr. oyuna girmiş
A good broker can help you get in the game and help you understand the risks and fees.
İyi bir komisyoncu oyuna girmenize ve riskleri ve ücretleri anlamanıza yardımcı olabilir.

More Sentences
Idioms
play the game v. kurallarına göre oynamak
He played the game by the rules and won.
Oyunu kurallarına göre oynadı ve kazandı.

More Sentences
General
the name of the game n. asıl sorun
name of the game n. konunun özü
the game is up n. oyun bitti
rules of the game n. oyunun kuralları
in the rest of the game n. oyunun geri kalanında
rest of the game n. maçın geri kalanı
rest of the game n. oyunun geri kalanı
laws of the game n. oyunun kuralları
the most watched game of the week n. haftanın en çok izlenen maçı
the game plan n. oyun planı
the game philosophy n. oyun felsefesi
the purpose of the game n. oyunun amacı
game of the year (goty) n. senenin oyunu
game of the year (goty) n. yılın oyunu
give the game away v. ihanet etmek
play the game v. dürüstçe hareket etmek
call the game off v. oyunu iptal etmek
not to play the game v. mızıkçılık etmek
spoil the game v. oyun bozmak
get out the game v. oyundan çıkmak
play the game by the rules v. oyunu kurallarına göre oynamak
play the glad game v. polyannacılık oynamak
play the game by its rules v. oyunu kurallarına göre oynamak
win the game v. maçı galip bitirmek
win the game v. maçtan galip ayrılmak
win the game v. maçı galibiyetle kapatmak
win the game v. maçı galip tamamlamak
win the game v. maçı galibiyetle bitirmek
win the game v. maçı galibiyetle tamamlamak
entertain the children with a game v. çocukları bir oyunla eğlendirmek
lose the game v. oyunu kaybetmek
call the game off v. maçı iptal etmek
call the game off v. karşılaşmayı iptal etmek
at the game adv. iş üstünde
beyond the game adv. oyunun ötesinde
ahead of the game adv. avantajlı durumda
Phrases
the game is up expr. plan suya düştü
Proverb
self-preservation is the name of the game herkes önce kendini düşünmek zorunda
self-preservation is the name of the game herkes önce kendini düşünür
onlookers see most of the game dışarıdan bakan bir göz duruma daha objektif yaklaşır
onlookers see most of the game dışarıdan bakan bir göz daha fazla şeyin farkına varabilir
onlookers see most of the game dışarıdan bakan bir göz büyük resmi görür
onlookers see most of the game dışarıdan bakan bir göz daha geniş bir bakış açısına sahiptir
onlookers see most of the game dışarıdan bakan bir göz olayın tamamını görür
onlookers see most of the game olayın içerisinde olmayan biri daha geniş/objektif bir bakış açısı geliştirebilir
onlookers see most of the game dışarıdan bakan bir göz daha objektif bir görüşe/anlayışa sahiptir
onlookers see most of the game dışarıdan bakan bir göz daha objektiftir
lookers-on see most of the game dışarıdan bakanlar daha fazla şey görür
lookers-on see most of the game seyirciler daha fazla şey görür
Colloquial
spoil the game v. oyunu bozmak
spoil the game v. oyununu bozmak
ahead of the game adj. rakiplerinden önde
let the game begin expr. oyun başlasın
oldest game in the world expr. dünyadaki en eski oyun
what's the game? expr. asıl niyetin ne?
what's the game? expr. ?
what's the game? expr. ne yapıyorsun?
what's the game? expr. amacın ne?
what's the game? expr. neyin peşindesin
what's the game? expr. ne planlıyorsun?
in the game expr. oyunda kazanma şansı hala olan
in the game expr. bir şeye aktif olarak katılan
Idioms
have the game in one's hand n. kazanılması kesin olan şey
the only game in town n. (her hangi bir alanda) rakipsiz
the only game in town n. (her hangi bir alanda) tek
the only game in town n. türünün tek örneği
the end of the ball game n. yolun sonu
the numbers game n. sayıları kullanma
the numbers game n. sayıları konuşturma
the numbers game n. sayıları kullanarak manipülasyon yapma
the numbers game n. sayıları kullanarak manipülasyon yapma
the numbers game n. sayıları konuşturma
the numbers game n. sayıları kullanma
the waiting game n. bekleme taktiği
the waiting game n. bekleyip görme
the waiting game n. beklemede kalma
the waiting game n. beklemede olma
the waiting game n. bekle gör politikası
the waiting game n. işin sırasını bekleme
the waiting game n. en iyi sonucu görmek için uygulanan bekleme taktiği
the numbers game n. sayısal olarak düşünme
the numbers game n. sayılarla düşünme
the numbers game n. sayısıyla değerlendirme
the numbers game n. sayısal olarak değerlendirme
the numbers game n. sadece sayısını dikkate alma
end of the ball game n. yolun sonu
end of the ball game n. oyunun sonu
have the game in one's hand v. çantada keklik
have the game in one's hand v. oyunun kaderinin elinde olması
have the game in one's hand v. oyunun kaderini ellerinde tutmak
give the game away v. açığa çıkarmak
play the game v. dürüst ve onurlu olmak
give the game away v. oyunu bozmak
play the glad game v. aşırı iyimser olmak
play the glad game v. polyannacılık oynamak
be ahead of the game v. rakiplerinden önde olmak
back in the game v. oyuna dönmek
back in the game v. görevine dönmek
back in the game v. tekrar faaliyete geçmek
keep ahead of the game v. rakiplerine göre daha avantajlı bir durumda olmak
stay ahead of the game v. rakiplerinden daha avantajlı durumda olmak
keep ahead of the game v. avantajlı konumda olmak
get ahead of the game v. rakiplerinden daha avantajlı konumda olmak
be ahead of the game v. rakiplerinden avantajlı olmak
remain ahead of the game v. rakiplerine göre daha avantajlı bir durumda olmak
stay ahead of the game v. rakiplerinden avantajlı olmak
keep ahead of the game v. avantajlı durumda olmak
keep ahead of the game v. rakiplerinden daha avantajlı konumda olmak
remain ahead of the game v. rakiplerinden daha avantajlı konumda olmak
be ahead of the game v. rakiplerine göre daha avantajlı bir durumda olmak
keep ahead of the game v. rakiplerinden daha avantajlı durumda olmak
get ahead of the game v. rakiplerinden avantajlı olmak
get ahead of the game v. rakiplerinden daha avantajlı durumda olmak
remain ahead of the game v. avantajlı durumda olmak
stay ahead of the game v. avantajlı durumda olmak
be ahead of the game v. avantajlı konumda olmak
stay ahead of the game v. rakiplerine göre daha avantajlı bir konumda olmak
get ahead of the game v. avantajlı durumda olmak
be ahead of the game v. avantajlı durumda olmak
be ahead of the game v. rakiplerinden daha avantajlı konumda olmak
be ahead of the game v. rakiplerinden daha avantajlı durumda olmak
stay ahead of the game v. rakiplerinden daha avantajlı konumda olmak
get ahead of the game v. rakiplerine göre daha avantajlı bir durumda olmak
remain ahead of the game v. rakiplerinden avantajlı olmak
keep ahead of the game v. rakiplerine göre daha avantajlı bir konumda olmak
remain ahead of the game v. rakiplerinden daha avantajlı durumda olmak
stay ahead of the game v. rakiplerine göre daha avantajlı bir durumda olmak
keep ahead of the game v. rakiplerinden avantajlı olmak
remain ahead of the game v. avantajlı konumda olmak
remain ahead of the game v. rakiplerine göre daha avantajlı bir konumda olmak
get ahead of the game v. rakiplerine göre daha avantajlı bir konumda olmak
get ahead of the game v. avantajlı konumda olmak
stay ahead of the game v. avantajlı konumda olmak
be ahead of the game v. rakiplerine göre daha avantajlı bir konumda olmak
be new to the game v. bir şeyde yeni olmak
be new to the game v. oyuna/duruma/işe yeni olmak
play the waiting game v. beklemede kalmak
play the waiting game v. bekleyip görmek
have a grip on the game v. maça hakim olmak
teach the ins and outs of the game v. oyunun püf noktalarını öğretmek
skin in the game v. bir hedefi gerçekleştirmek uğruna maddi riske girmek
give the game away v. açık vermek
take the game to v. rakibe yoğun bir şekilde hücum etmek
take the game to v. rakibe karşı atağa geçmek/atak yapmak
play the percentage game v. eski tecrübelerden veya verilerden yola çıkarak hareket etmek/karar vermek
take the game to v. sert bir şekilde karşı rakibin üstüne gitmek
play the same game (as somebody) v. misilleme yapmak
take the game to v. rakibin üstüne oynamak
play the same game (as somebody) v. göze göz mücadele etmek
have skin in the game v. çorbada tuzu bulunmak
play the same game (as somebody) v. yapılan kötülüğün karşılığını aynı biçimde vermek
play the same game (as somebody) v. kana kan mücadele etmek
have/put skin in the game [us] v. bir şeyin, projenin, etkinliğin başarısında/başarısızlığında payı olmak
have skin in the game v. bir amaçta/başarıda parasal desteği olmak
play the same game (as somebody) v. (birine) onun yöntemlerini kullanarak karşılık vermek
play the same game (as somebody) v. dişe diş mücadele etmek
have skin in the game v. çorbada tuzu olmak
play the same game (as somebody) v. kısasa kısas yapmak
have/put skin in the game [us] v. bir şeyin, projenin, etkinliğin başarısında/başarısızlığında katkısı olmak
play the same game (as somebody) v. (birini) kendi silahıyla vurmak
have/put skin in the game [us] v. pay sahibi olmak
have skin in the game v. bir amaçta/başarıda katkısı olmak
play the percentage game v. eski istatistiklere/deneyimlere bakarak şansını artırmaya çalışmak
play the percentage game v. başarılı olmak için ihtimalleri hesaplarken güvenli ve sistemli bir eylem planı tercih etmek
be still in the game v. hala pes etmemiş/vazgeçmemiş olmak
be still in the game v. hala mücadelede olmak
be still in the game v. hala oyunda olmak
be still in the game v. engellere/zorluklara rağmen mücadeleye devam etmek
be still in the game v. hala savaşmak
be ahead of the game v. takvimin/programın ilerisinde olmak
be ahead of the game v. önceden hazırlıklı olmak
be ahead of the game v. planların bir adım önünde olmak
be not playing the game v. uyum sağlamamak/göstermemek
be not playing the game v. adil davranmamak
be not playing the game v. kabul edilemez bir şekilde davranmak
be not playing the game v. oyunu kuralına göre oynamamak
play the same game (as somebody) v. misilleme yapmak
play the same game (as somebody) v. birini kendi silahıyla vurmak
play the same game (as somebody) v. birine onun yöntemlerini kullanarak karşılık vermek
play the same game (as somebody) v. kısasa kısas yapmak
play the same game (as somebody) v. yapılan kötülüğün karşılığını aynı biçimde vermek
play the long game v. geleceğe yatırım yapmak
beat the devil at his own game v. şeytana pabucunu ters giydirmek
new to the game adj. oyunda/işte yeni
new to the game adj. bir alanda tecrübesiz
new to the game adj. bir şeye7işe yeni başlamış
new to the game adj. oyuna yeni girmiş
new to the game adj. bir şeyde yeni
on the game adj. fuhuş yapan
on the game adj. fahişelik yapan
the game is not worth the candle expr. uğraşmaya değmez
the game is not worth the candle expr. astarı yüzünden pahalı
the game is up expr. oyun bitti
the only game in town expr. türünün en iyisi
at the top of one's game expr. (formunun, sağlığının) zirvesinde
the end of the ball game expr. buraya kadar
the end of the ball game expr. oyun bitti
at this stage of the game expr. sürecin bu evresinde
the game is up expr. planlarımız suya düştü
at the top of game expr. en üst noktasında
at the top of game expr. doruk noktasında
at the top of game expr. doruğunda
at the top of game expr. tepesinde
at the top of game expr. zirvesinde
Speaking
the name of the game n. ana fikir
the secret to this game n. bu oyunun püf noktası
the name of the game expr. oyunun adı
the game is over expr. her şey bitti
the game is over expr. oyun bitti
at this stage of the game expr. bu evrede
at this stage of the game expr. bu safhada
it's not whether you win or lose, it's how you play the game expr. kazanman ya da kaybetmen önemli değil, asıl olan oyunu nasıl oynadığındır
I'm out of the game expr. ben bu işlerden elimi çektim
work in pairs and play the vocabulary game. expr. çiftler halinde kelime oyunu oynayın
Trade/Economic
rules of the game n. oyunun kuralları
Computer
you violated the game rules and your account is suspended expr. oyun kurallarını ihlal ettiniz ve hesabınız askıya alındı
install the game expr. oyunu yükle
the game is loading, be patient please expr. oyun yükleniyor lütfen biraz bekleyin
Sport
discipline of the game n. oyun disiplini
reading the game v. oyunu okumak
Football
turn the game around v. maçı çevirmek
Card
high, low, jack, and the game n. bir tür iskambil oyunu
Slang
name of the game n. esas mesele
name of the game n. önemli olan husus
be on the game v. fahişelik yapmak
go on the game v. fahişelik yapmak
go on the game v. fuhuş yapmak
British Slang
on the game expr. fahişelik yapan
Modern Slang
anchorman (the drinking game) n. bir tür içki oyunu