tortul - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

tortul



Sens de "tortul" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 5 résultat(s)

Turc Anglais
General
tortul sedimentary adj.
tortul residual adj.
tortul sedimental adj.
Mining
tortul sedimentary adj.
Marine Biology
tortul sediment n.

Sens de "tortul" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 80 résultat(s)

Turc Anglais
General
tortul atık (su/pis su arıtma işleminde oluşan) sludge n.
tortul kayaçlar sedimentary rocks n.
tortul tabaka sediment n.
tortul havzalar sedimentary basins n.
tortul yapılar sedimentary structures n.
Technical
karasal tortul terrigenous deposit n.
tortul depozit sedimentary deposit n.
tortul madde sedimentary matter n.
tortul kil sedimentary clay n.
tabakalı tortul kil stratified sedimentary clay n.
tortul kaya sedimentary rock n.
tortul madde deposit n.
tortul kil zemin residual clay soil n.
tortul madde sediment n.
Mining
tortul cevher sedimentary ore n.
tortul kil sedimentary clay n.
tortul kaya sedimentary rock n.
ince taneli bir tortul kaya lutite n.
yumuşak killi tortul kayaç clay marl n.
Archaeology
(paleontolojide) neredeyse tümüyle denizlalelerinin iskelet katmanlarından oluşmuş bir tortul kayaç rhodocrinite n.
Environment
tortul kayaç sedimentary rock n.
tortul zemin sedimentary soil n.
tortul birikmesi overwash n.
(denizden karaya gerçekleşen) tortul sürüklenmesi overwash n.
Geography
başlıca volkanik kökenli malzemenin oluşturduğu tortul kayaçlar main volcanoclastic sedimentary rocks n.
tortul kayaçbilim sedimentary petrology n.
tortul kayaçlar sedimentary rock n.
tortul yatak sedimentary deposit n.
tortul yapı sedimentary structure n.
tortul dönem sedimentary cycle n.
Geology
yumuşak tortu tabakasında çökmeyi gösteren tortul yapı cast n.
kaya, kemik vb. parçaları birbirine bağlayarak katı, tortul kaya kütlesine dönüştüren mineral madde cement n.
demirin oksitlenmesiyle renklenen kırmızı tortul kayalar red beds n.
tortul yatakların arasına sızan ve üst tabakanın kubbe gibi şişmesine neden olan magmatik kaya kütlesi laccolite n.
tortul yatakların arasına sızan ve üst tabakanın kubbe gibi şişmesine neden olan magmatik kaya kütlesi laccolith n.
yer şekillerinin tortul kayalarda olduğu gibi tabakalaşması lamination n.
tortul kayaçlar ve altında yatan aşınmış magmatik ya da metamorfik kayaçlar arasındaki temas yüzeyi nonconformity n.
tortul temas nonconformity n.
biley taşlarında kullanılan, sert, yoğun, düz dokulu, silisli bir tortul kaya novaculite n.
gözenekli, hafif, silisli tortul bir kaya türü tripel n.
gözenekli, hafif, silisli tortul bir kaya türü tripoli n.
genç tortul immature sediment n.
mekanik tortul kaya clastic rocks n.
tortul kayaçlar aqueous rocks n.
kumdan oluşan tortul kayaç arenaceous rock n.
tortul partiküllü bir çeşit kumtaşı arenit n.
neredeyse tamamen deniz zambaklarının iskelet katmanlarından oluşmuş tortul kayaçlara verilen ad encrinite n.
permiyen havzasında bulunan bir yaşlı tortul kaya katmanı birimi zechstein n.
ısıtılınca yağı çıkarılabilen şist ve diğer tortul kayaçlarda bulunan fosilleşmiş bir madde kerogen n.
prasinofit alg içeren bir tortul kayaç white coal n.
belirli bir tortul tabaka veya katman tipi ile karakterize edilen kayaç tabakaları measures n.
isviçre'de ve yakınında bulunan bir dizi fosilli tortul tabaka molasse n.
tortul kayaçların fiziksel özelliklerinin yorumlanması lithostratigraphy n.
yer yüzeyinde tortul ve volkanik kaya kütleleri içeren çok büyük, çukur benzeri çöküntü geosyncline n.
havzayı dolduran tortul birikinti kütlesi gobi n.
dinozor hareketlerinin tortul kayaçlar üzerinde bıraktığı etki dinoturbation n.
dinozor hareketlerinin tortul kayaçlar üzerinde sebep olduğu bozulma dinoturbation n.
iri taneli malzemeden oluşan tortul kayaç rudaceous rock n.
britanya ve kuzeybatı avrupa'da devoniyen dönemde oluşmuş kalın bir tortul kayaç tabakası old red sandstone n.
ingiltere'nin bazı bölgelerinde bulunan bir tortul kayaç crag n.
su kolonu aracığıyla tortul kayaçta çökelmiş izole kaya parçası dropstone n.
tortul kayaçlarda bulunan düz katı madde plaquette [obsolete] n.
ısıtılınca yağı çıkarılabilen şist ve diğer tortul kayaçlarda bulunan fosilleşmiş bir madde sapropel n.
tümü neredeyse aynı eğimde olan tortul kayaç tabakasında genellikle erozyon nedeniyle kırılma disconformity n.
tortul kayaçlar secondary rocks n.
tortul yatak sedimentary n.
tortul kayaç sedimentary n.
tortul formasyon sedimentary n.
tortul kayaç serisi series n.
belirli bir devre özgü tortul oluşumlar dizisi series n.
prekambriyen çağ'a ait, etrafında genç tortul kayaç biriken kıta ana bölümü shield n.
eriyik haldeyken tortul kayaçların, volkanik yatakların veya başkalaşım kayaçlarının foliasyonlarının arasına dolan yassı volkanik kayaç kitlesi sill n.
en alt tortul kayaç tabakasının en yaşlı olduğunu öne süren bir jeoloji ilkesi superposition n.
tortul resifine benzer maddeler içeren reefy adj.
su altında oluşan (tortul kaya) neptunian adj.
suda biriken maddelerden oluşmuş (tortul kayaçlar) aqueous adj.
(tortul kayaçlar) fosil içeren fossiliferous adj.
(tortul kayaçlar) fosil yapılı fossiliferous adj.
(tortul malzemeler) aynı büyüklükte olan sorted adj.
(tortul kayaç) eşit büyüklükte partiküllerden oluşan sorted adj.