trained - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

trained

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "trained" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 5 résultat(s)

Anglais Turc
General
trained adj. eğitimli
trained adj. talimli
trained adj. eğitilmiş
trained adj. yetişmiş
trained adj. yetiştirilmiş

Sens de "trained" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 54 résultat(s)

Anglais Turc
General
trained reflex n. şartlı refleks
trained dogs n. eğitilmiş köpekler
a trained soldier n. eğitimli bir asker
trained worker n. kalifiye işçi
trained worker n. vasıflı işçi
be trained v. terbiye görmek
be well trained v. iyi eğitilmek
be trained abroad v. yurtdışında eğitilmek
be trained abroad v. yurtdışında yetiştirilmek
be trained v. eğitilmek
trained from the cradle adj. çekirdekten yetişme
poorly trained adj. iyi eğitilmemiş
poorly trained adj. tam eğitilmemiş
poorly trained adj. az eğitimli
poorly trained adj. az eğitilmiş
half trained adj. yarı yetişmiş
half trained adj. yarı eğitilmiş
well-trained adj. idmanlı
self-trained adj. kendinden yetişmiş
highly trained adj. iyi eğitimli
highly trained adj. yüksek eğitimli
house-trained adj. terbiye edilmiş
house-trained adj. ehlileşmiş
house-trained adj. (özellikle tuvalet alışkanlıkları ile ilgili) eğitilmiş (hayvan)
potty trained adj. tuvalet eğitimli
fully trained adj. tam eğitilmiş
ill-trained adj. yetersiz eğitim almış
ill-trained adj. az eğitimli
ill-trained adj. idmansız
ill-trained adj. az idmanlı
toilet-trained adj. tuvalet eğitimi almış
toilet-trained adj. tuvaletini yapmayı bilen
pot-trained adj. tuvalet eğitimi almış
pot-trained adj. tuvaletini yapmayı bilen
potty-trained adj. (çocuk) tuvalet eğitimi almış
Idioms
have one's sights trained on something v. amacı olmak
have one's sights trained on something v. amaç edinmek
have one's sights trained on something v. gözüne kestirmek
have (one's) sights trained on (someone or something) v. amacı (biri/bir şey) olmak
have (one's) sights trained on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) amaç edinmek
have (one's) sights trained on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) gözüne kestirmek
have (one's) sights trained on (someone or something) v. bir amaç doğrultusunda ilerlemek
have (one's) sights trained on (someone or something) v. bir amaca odaklanmak/yoğunlaşmak/yönelmek
Trade/Economic
well-trained staff n. iyi yetişmiş kadro
Media
trained seal n. dikkat çekici konu hakkında renk getirmesi için bir gazete tarafından işe alınan yazar, ünlü veya uzman kimse
Technical
trained operator n. eğitimli işletmen
heating system not requiring a trained operator n. eğitimli operatör gerektirmeyen ısıtma sistemi
Computer
last trained n. son eğitim tarihi
never trained adj. hiçbir zaman eğitilmemiş
Food Engineering
trained panelist n. eğitilmiş panelist
Education
trained nurse n. eğitimli hemşire
Military
trained strength in units n. askeri kuvvetlerdeki eğitilmiş ihtiyat kuvveti
specially trained enlisted man n. uzman erbaş
Art
trained artist n. mektepli sanatçı