trouble with

Sens de "trouble with" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 9 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Phrasals
1	Phrasals	trouble with v.	ile rahatsız etmek
2	Phrasals	trouble with v.	ile canını sıkmak
3	Phrasals	trouble with v.	ile sinirini bozmak
4	Phrasals	trouble with v.	ile kafasını kurcalamak
5	Phrasals	trouble with v.	ile huzursuz etmek
6	Phrasals	trouble with v.	ile zahmet vermek
7	Phrasals	trouble with v.	'-i kafaya takmak
8	Phrasals	trouble with v.	'-i dert edinmek
9	Phrasals	trouble with v.	'-in altına girerek zorluk çekmek

Sens de "trouble with" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 46 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Colloquial
1	Colloquial	in trouble with (someone) expr.	(biriyle) başı dertte
You're in trouble with the teacher. Öğretmenle başın dertte. More Sentences
2	Colloquial	in trouble with (someone) expr.	(biriyle) başı belada
Are you in trouble with the law? Kanunla başın belada mı? More Sentences
General
3	General	put up with a lot of trouble v.	kahır çekmek
Phrasals
4	Phrasals	trouble (someone or oneself) with (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) kafaya takmak
5	Phrasals	trouble (someone or oneself) with (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) dert edinmek
6	Phrasals	trouble (someone or oneself) with (something) v.	(bir şeyin, işin, görevin) sorumluluğunu alarak/üstlenerek sıkıntıya girmek
7	Phrasals	trouble (someone or oneself) with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) ilgili kaygı duymak
8	Phrasals	trouble (someone or oneself) with (someone or something) v.	(birinin/kendinin) sinirini (biriyle/bir şeyle) bozmak
9	Phrasals	trouble someone with something v.	birinin bir şeyle kafasını kurcalamak
10	Phrasals	trouble someone with something v.	birine bir şeyle zahmet vermek
11	Phrasals	trouble (someone or oneself) with (something) v.	(bir şeyi/görevi) yüklenerek zahmete girmek
12	Phrasals	trouble someone with something v.	birini bir şeyle meşgul etmek
13	Phrasals	trouble someone with something v.	birini bir şeyle rahatsız etmek
14	Phrasals	trouble someone with something v.	birine bir şeyle rahatsızlık vermek
15	Phrasals	trouble (someone or oneself) with (someone or something) v.	(birini/kendini biriyle/bir şeyle) huzursuz etmek
16	Phrasals	trouble (someone or oneself) with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) ilgili endişe duymak
17	Phrasals	trouble (someone or oneself) with (something) v.	(bir şeyin/işin) altına girerek zorluk çekmek
18	Phrasals	trouble (someone or oneself) with (someone or something) v.	(birinin/kendinin) canını (biriyle/bir şeyle) sıkmak
19	Phrasals	trouble (someone or oneself) with (someone or something) v.	(birini/kendini biriyle/bir şeyle) rahatsız etmek
20	Phrasals	trouble (someone or oneself) with (someone or something) v.	(birinin/kendinin) kafasını (biriyle/bir şeyle) kurcalamak
Colloquial
21	Colloquial	the trouble with (someone or something) n.	(birinin/bir şeyin) can sıkıcı/zor yanı
22	Colloquial	the trouble with (someone or something) n.	(biriyle/bir şeyle) ilgili sorun/sıkıntı
23	Colloquial	the trouble with (someone or something) n.	(birinin/bir şeyin) sinir bozucu/rahatsız edici tarafı
24	Colloquial	the trouble with (someone or something) n.	(birinin/bir şeyin) sorunlu/sıkıntılı yanı
25	Colloquial	trouble with me is expr.	sorunum şu ki
26	Colloquial	in trouble with expr.	ile başı dertte
27	Colloquial	in trouble with expr.	ile başı belada
Idioms
28	Idioms	trouble one's head with v.	bir şey içi endişe veya kaygı duymak
29	Idioms	trouble (one's) head with (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) kendine dert edinmek
30	Idioms	trouble (one's) head with (someone or something) v.	kafasını (biri/bir şey) kurcalamak
31	Idioms	trouble one's head with v.	bir şeyi kafaya takmak
32	Idioms	trouble one's head with v.	bir şeyi kendine dert edinmek
33	Idioms	trouble one's head with v.	bir şeyle kafasını kurcalamak
34	Idioms	trouble (one's) head with (someone or something) v.	(biri/bir şey) için endişe veya kaygı duymak
35	Idioms	trouble one's head with v.	bir şeyle kendini huzursuz etmek
36	Idioms	trouble (one's) head with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) kendini huzursuz etmek
37	Idioms	trouble (one's) head with (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) kafaya takmak
38	Idioms	get into trouble with (someone) v.	(biriyle) sorun yaşamak
39	Idioms	get in trouble with (someone) v.	(biriyle) başı belaya girmek
40	Idioms	get into trouble with (someone) v.	(biriyle) başı belaya girmek
41	Idioms	get in trouble with (someone) v.	(biriyle) sorun yaşamak
42	Idioms	take trouble with (something) v.	(bir şeye) çok çaba/vakit harcamak
43	Idioms	take trouble with (something) v.	(bir şey) zahmetini göstermek
44	Idioms	take trouble with (something) v.	(bir şey) zahmetine girmek
Speaking
45	Speaking	the trouble with this place expr.	buranın sorunu
46	Speaking	the trouble with this place expr.	bu yerin sorunu