tub - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

tub

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "tub" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 44 résultat(s)

Anglais Turc
General
tub n. varil
tub n. cevher
tub n. fıçı
tub n. banyo küveti
tub n. yayık
tub n. leğen
tub n. tekne
tub n. küvet
tub n. kazan (çamaşır makinesi)
tub n. varil dolusu miktar
tub n. hantal ve eski biçim kürsü
tub n. elle çekilen eski moda itfaiye arabası
tub n. büyük posta sepeti
tub v. fıçıya dikmek (bitki)
tub v. banyo yapmak (küvette)
tub v. kürek çekmek
tub v. varile doldurup saklamak
tub adj. tekneye benzeyen
tub adj. küvete konan
tub adj. küvetlerde kullanılan
tub adj. leğene benzeyen
tub adj. leğene konan
tub adj. yıkanmış (cevher, maden)
Colloquial
tub n. küvette banyo yapma
tub n. kısa ve tıknaz bir insan
Technical
tub n. tekne
tub n. yayık
tub v. (cevheri, madeni) yıkamak
Construction
tub n. harç teknesi
tub n. dökme demirin eritildiği tekne
Automotive
tub n. kokpit
Marine
tub n. geniş, adi ve hantal tekne
tub n. kürekçilerin eğitiminde kullanılan ufak tekne
Mining
tub n. madende kullanılan kömür vagonu
tub n. kömür veya madeni kuyudan yukarı çekmekte kullanılan konteyner
tub v. (maden şaftını) dökme demir silindirlerden oluşan koruyucu astarla çevrelemek
Marine Biology
tub n. küçük fıçı
tub n. leğen
Fishery
tub n. ticari olta takımının konduğu kap
tub n. pasifik sahilinde sık kullanılan, çok sayıda kancadan oluşan balık tutma sistemi
Sport
tub n. ileri düzey bir yüzme hareketi
tub v. (kürekçiye) teknede eğitim vermek
tub v. teknede kürek antrenmanı yapmak
Slang
tub n. obez kimse

Sens de "tub" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 75 résultat(s)

Anglais Turc
General
bran tub n. kepek teknesi
flower tub n. çiçeklik
bath-tub n. küvet
tub-thumper n. ateşli konuşmacı
tub-thumper n. yüksekten atan vaiz
tub-thumper n. coşkulu hatip
tub-thumper n. heyecanlı konuşmacı
tub-thumper n. coşkulu konuşmacı
tub [brit] n. eski dönemlerde alkol kaçakçılığında kullanılan büyük fıçı
tub-cart n. dingil akslı ve iki koltuklu araba
tub-thumping n. gürültülü ve alevli konuşma
tub-thumping n. coşkulu vaaz
tub basket n. ahşap tabanı olan yuvarlak sepet
twin-tub n. biri yıkama diğeri kurutma işlevi gören iki tane döner tamburu olan çamaşır makinesi
bathing tub n. küvet
leach tub n. küllerin filtreden geçirildiği ahşap fıçı
mash tub n. içinde mayşeleme yapılan büyük bir tekne
hot tub n. jakuzi (jacuzzi tescilli markasından türetilmiştir)
powdering tub [obsolete] n. zührevi hastalıkların tedavisinde kullanılan bir tür terleme küveti
tub-thump v. bir şeyi şiddetle tartışmak
tub-thump v. bir şeyi coşkuyla savunmak
tub-thumping adj. gürültülü ve alevli (konuşma)
Proverb
let every tub stand on its own bottom her koyun kendi bacağından asılır
every tub must stand on its own bottom her koyun kendi bacağından asılır
Idioms
cat in the meal-tub [obsolete] [us/south africa] n. olası tehlike
cat in the meal-tub [obsolete] [us/south africa] n. gizli tehlike
cat in the meal-tub [obsolete] [us/south africa] n. pusuda bekleme
cat in the meal-tub [obsolete] [us/south africa] n. pusuya yatma
cat in the meal-tub [obsolete] [us/south africa] n. arkasından iş çevirme
throw a tub to the whale v. dikkat dağıtmak
throw a tub to the whale v. dikkati başka yöne çekmek
throw a tub to the whale v. oyalamak
Technical
tub wheel n. bir tür yatay su çarkı
feed tub n. besleme teknesi
steeping tub n. ıslatma teknesi
boiling tub n. kaynatma kazanı
boiling tub n. pişirme kazanı
hot tub n. sıcak su havuzu
steeping tub n. yumuşatma teknesi
poacher tub n. selüloz hamurunun ağartılması için kullanılan döner çarklı büyük bir tank
Textile
steeping tub n. ıslatma teknesi
steeping tub n. yumuşatma teknesi
Construction
mortar tub n. harç teknesi
Dyeing
french tub n. boya yapımında kullanılan bakkam ağacı ve kalay tuzu karışımı
Furniture
tub chair n. arkası yuvarlağımsı ve alçak, üstten c harfini andıran bir koltuk tipi
tub desk n. üstü açık dosya koymak için bölümleri olan bir çalışma masası
tub file n. tüm dosyaların tek tek görülüp ayırt edilebildiği üstü açık dosya dolabı
tub front [brit] n. ortası içeri gömülü, kenarları dışa doğru bakan bir çekmeceli dolap tipi
Automotive
tub cover n. bagaj taban kaplaması
body tub n. çıplak gövde
wheel tub n. tekerlek yuvası
Marine
line tub n. balina teknelerinin taşıdığı halatın içine sarıldığı varil
Medical
tub fast n. geçmişte zührevi hastalıkların tedavisinde kullanılan bir yöntem
tub-fast n. (geçmişte) zührevi hastalıklar için sıcak bir küvette oruç tutup terleyerek yapılan tedavi
hot tub lung disease n. sıcak küvet akciğer hastalığı
Printing
tub-size v. (kağıdı) tutkal çözeltisi içeren bir küvet veya tekneden geçirmek
Food Engineering
tub sugar n. depolama için ahşap varillerde saklanan yumuşak akçaağaç şekeri
mashing tub n. içki fabrikalarında mayşe yapmak için kullanılan tekne
Gastronomy
seasoning tub n. hamurun kabarması için konulduğu kap
Marine Biology
tub gurnard n. kırlangıç balığı
tub [brit] n. göğüs yüzgeçlerinde mavi lekeler olan bir avrupa kırlangıçbalığı
tub gurnard n. deniz horoz balığı
tub gurnard n. uçan balığı
Botanic
tub orchard n. varili andıran derin saksılarda yetiştirilen meyve ağaçları
Religious
tub preacher n. heyecanla bağırarak konuşan vaiz
Philosophy
diogenes' tub n. diyojen'in fıçısı
diogenes' tub n. filozof diyojen'in yanında taşıdığı ve ev olarak kullandığı rivayet edilen fıçısı
Hunting
match tub n. topu ateşlerken ateşleme fitilinin tutuşma hızını yavaşlan oluklu hazne
Archaic
powdering tub n. et tuzlama teknesi
Slang
tub of lard n. şişko
tub of lard n. yağ tulumu
tub of guts n. şişko
tub of guts n. yağ tulumu
British Slang
tub of lard n. şişko
tub of lard n. yağ tulumu