uniques - Turc Anglais Dictionnaire

uniques

Sens de "uniques" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 28 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
unique adj. benzersiz
I say that because the deal was quite unique.
Bunu söylüyorum çünkü anlaşma oldukça benzersizdi.

More Sentences
unique adj. özgün
They were not unique to 1997 and two strands seem to run through them.
Bunlar 1997'ye özgü değildi ve aralarında iki bağ var gibi görünüyor.

More Sentences
unique adj. eşsiz
Eye scanning is extremely secure because each person's retina is unique.
Göz taraması son derece güvenlidir çünkü her insanın retinası eşsiz olur.

More Sentences
unique adj. emsalsiz
unique adj. kendine mahsus
unique adj. biricik
General
unique adj. eşi benzeri yok
The opportunity given to us over the next three years is unique in history.
Önümüzdeki üç yıl boyunca bize verilen imkanın tarihte eşi benzeri yok.

More Sentences
unique adj. eşsiz
It is this unique model of true globalisation that we have to take out into the wider world.
İşte bu eşsiz gerçek küreselleşme modelini daha geniş bir dünyaya taşımalıyız.

More Sentences
unique adj. tek
United States want to be the World unique superpower.
Birleşik Devletler dünyanın tek süper gücü olmak istiyor.

More Sentences
unique adj. sıra dışı
He had a unique approach to the subject.
Konuya sıra dışı bir yaklaşımı vardı.

More Sentences
Technical
unique adj. tek
United States want to be the World unique superpower.
Amerika Birleşik Devletleri dünyadaki tek süper güç olmak istiyor.

More Sentences
Construction
unique adj. kendine özgü
The medicinal products market is unique and our objective must not be to encourage maximum sales.
Tıbbi ürünler piyasası kendine özgüdür ve amacımız maksimum satışı teşvik etmek olmamalıdır.

More Sentences
General
unique n. eşsiz şey
unique adj. bir
unique adj. rakipsiz
unique adj. yegane
unique adj. mükemmel
unique adj. yekta
unique adj. türüne az rastlanan
unique adj. türüne az rastlanır
unique adj. emsali kalmamış
unique adj. özebir
unique adj. eşi ve benzeri olmayan
unique adj. şahsına münhasır
Technical
unique n. özebir
unique adj. kıyassız
Math
unique adj. bir değerli
unique adj. tek bir sonuca götüren

Sens de "uniques" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 83 résultat(s)

Anglais Turc
General
unique design n. özgün tasarım
The famous brand’s Time Pyramid model draws attention with its unique design and superior workmanship.
Ünlü markanın Time Pyramid modeli, özgün tasarımı ve üstün işçiliğiyle dikkat çekiyor.

More Sentences
unique experience n. eşsiz deneyim
You will not forget this unique experience.
Bu eşsiz deneyimi unutamayacaksınız.

More Sentences
Colloquial
a unique opportunity n. eşsiz bir fırsat
I believe this presents a unique opportunity for the European Investment Bank.
Bunun Avrupa Yatırım Bankası için eşsiz bir fırsat sunduğuna inanıyorum.

More Sentences
Advertising
unique visitor n. tekil ziyaretçi
The site gets about 139 million unique visitors each month.
Site her ay yaklaşık 139 milyon tekil ziyaretçi alıyor.

More Sentences
Computer
unique values n. benzersiz değerler
Why are we talking about compression and unique values?
Neden sıkıştırma ve benzersiz değerlerden bahsediyoruz?

More Sentences
General
unique selling point n. benzersiz satış noktası
unique works of art n. nadir eserler
unique works of art n. nadir sanat eserleri
unique style n. özgün stil
unique form n. özgün form
unique feature n. tek özellik
unique solution n. tek çözüm
unique structure n. kendine özgü yapı
unique method n. kendine özgü yöntem
unique moments n. benzersiz anlar
a unique place n. benzersiz bir yer
unique feature n. eşsiz özellik
unique tastes n. eşsiz lezzetler
unique tastes n. eşsiz tatlar
unique tastes n. eşi benzeri olmayan lezzetler
unique tastes n. eşi benzeri olmayan tatlar
unique impression n. benzersiz izlenim/etki
be unique v. benzersiz olmak
have a unique smile v. kendine özgü bir gülümsemesi olmak
far from unique adj. benzersizlikten uzak
by no means unique adj. benzersizlikten uzak
unique to adj. -e özgü
unique to adj. -e has
non-unique adj. eşsiz olmayan
Speaking
you have a very unique style expr. kendine özgü bir tarzın var
you have a very unique style expr. kendine özgü bir stilin var
Trade/Economic
unique risk n. firmaya özgü risk
unique selling point n. diğer sunucuların benzerini gerçekleştiremedikleri satış noktası
unique selling proposition n. benzersiz satış teklifi
unique selling proposition n. ayırt edici özellikler
unique selling proposition n. alamet-i farika
Politics
unique characteristics n. nevi şahsına münhasır
Industry
universally unique identifier (uuid) n. evrensel tekil tanımlama numarası (ettn)
Advertising
unique user n. tekil kullanıcı
Technical
unique solution n. tek çözüm
globally unique id n. evrensel tek kimlik
Computer
unique id n. benzersiz kimliği
unique name n. ad
unique records only n. sadece benzersiz kayıtlar
unique records n. benzersiz kayıtlar
unique id n. benzersiz kimlik
unique keys n. benzersiz anahtar sayısı
unique table n. benzersiz tablo
unique id n. kimliği
unique index n. benzersiz dizin
unique key n. benzersiz anahtar
unique visitor n. tekil ziyaretçi
error creating unique tmp file n. ayrı tmp dosyası yaratma hatası
unique visitors n. aynı anda veya farklı zamanlarda giriş yapan web-sitesi ziyaretçiler
unique impression n. farklı kullanıcılar tarafından görülme
unique records only expr. kayıt tekrarlanmasın
Informatics
unique solution n. tek çözüm
unique identifier n. benzersiz tanıtıcı veya benzersiz tanımlayıcı
guid (globally unique identifier) abrev. küresel benzersiz tanımlayıcı
Telecom
unique challenge- response procedure n. tek zorluk-tepki cevap işlemesi
unique random variable n. eşsiz rassal değişken
unique visitor n. tekil ziyaretçi
unique challenge authentication response n. eşsiz zorluk yetkilendirme tepkisi
Lighting
unique hue n. ana renk türü
unique hue n. temel renk türü
Automotive
unique components only n. sadece benzersiz aksamlar
unique anti-wheelspin components n. ana patinaj önleme aksamı
unique non-automotive assemblies n. ana otomotivden bağımsız tertibatlar
unique non-automotive components n. ana otomotivden bağımsız aksamlar
Psychology
unique trait n. eşsiz kişilik özelliği
Gastronomy
a kind of dessert unique to polish cuisine n. ponçik
Math
unique solution n. biricik çözüm
unique factorisation domain n. tek çarpanlama bölgesi
unique solution n. tek çözüm
unique factorization domain n. tek çarpanlama bölgesi
Statistics
unique factor n. tek etken
unique variance n. tek varyans
unique variance n. benzersiz varyans
Military
unique identifier n. tek tanıtıcı
unique data system n. tek bilgi sistemi
navy-unique fleet essential aircraft n. donanmaya özel zaruri donanma hava aracı
service-unique container n. (abd'de) tek bir savunma bakanlığı bölümünün satın aldığı, iso uyarınca 20 veya 40 fitlik konteyner
Printery
unique press edition n. özgün baskı teknikleri