Anglais | Turc | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | weather in v. | olumsuz hava koşullarından dolayı içeride tıkılıp kalmak |
Phrasals | weather in v. | olumsuz hava koşulları dışarı çıkmasına izin vermemek |
Phrasals | weather in v. | olumsuz hava koşulları faaliyet gösterememesine neden olmak |
Phrasals | weather in v. | olumsuz hava koşulları ulaşmasına engel olmak |
Phrasals | weather in v. | olumsuz hava koşulları hareketini kısıtlamak |
Phrasals | weather in v. | olumsuz hava koşulları olduğu yerde kalmasına neden olmak |
Phrasals | weather in v. | olumsuz hava koşulları iş görmesini engellemek |
Phrasals | weather in v. | olumsuz hava koşulları nedeniyle ulaşılmaz hale gelmek |
Phrasals | weather in v. | olumsuz hava koşulları bir şeyi mahsur bırakmak |
Phrasals | weather in v. | olumsuz hava koşulları bir şeyin mahsur kalmasına neden olmak |
Phrasals | weather in v. | olumsuz hava koşulları bir şeyi içeride mahsur bırakmak |
Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Phrases | ||||
Phrases | in case of adverse weather expr. | olumsuz hava durumunda | ||
Speaking | ||||
Speaking | how is the weather in ankara? expr. | ankara'da hava nasıl? | ||
Speaking | what is the weather like in ankara? expr. | ankara'da hava nasıl? | ||
Speaking | what is the weather like in london in june? expr. | haziran ayında londra'da hava nasıl olur? | ||
Speaking | you shouldn't have let her drive in that weather expr. | hava o haldeyken araba kullanmasına izin vermemeliydin | ||
Speaking | how is the weather in istanbul? expr. | istanbul'da hava nasıl? | ||
Speaking | what is the weather like in istanbul? expr. | istanbul'da hava nasıl? | ||
Speaking | what is the weather like in erzurum in march? expr. | mart ayında erzurum'da hava nasıl olur? | ||
Speaking | how is the weather in turkey? expr. | türkiye'de hava nasıl? | ||
Speaking | what is the weather like in turkey? expr. | türkiye'de hava nasıl? | ||
Construction | ||||
Construction | concreting in freezing weather n. | donlu havalarda beton dökme |