Historique

worst

Sens de "worst" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 28 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	worst n.	en çok kınanması gereken şey
2	General	worst n.	ahlaki açıdan en sakıncalı şey
3	General	worst n.	en kötü şey
4	General	worst n.	verilebilecek en büyük zarar
5	General	worst n.	yapılabilecek en büyük kötülük
6	General	worst n.	verilebilecek en az çaba
7	General	worst n.	ulaşılabilecek en az başarı
8	General	worst v.	yenmek
9	General	worst adj.	en kötü
10	General	worst adj.	en fena
11	General	worst adj.	en beceriksiz
12	General	worst adj.	en verimsiz
13	General	worst adj.	en uygunsuz
14	General	worst adj.	en kusurlu
15	General	worst adj.	en çirkin
16	General	worst adj.	en hatalı
17	General	worst adv.	en kötü biçimde
18	General	worst adv.	en küçük derecede
19	General	worst adv.	en az ölçüde
20	General	worst adv.	en az derecede
21	General	worst adv.	en kötü şekilde
22	General	worst adv.	en uygusuz şekilde
23	General	worst adv.	en kabul edilemez şekilde
Technical
24	Technical	worst n.	en kötüsü
Archaic
25	Archaic	worst v.	daha kötü hale getirmek
26	Archaic	worst v.	kötüleştirmek
27	Archaic	worst v.	daha kötü hale getirmek
28	Archaic	worst v.	kötüleştirmek

Sens de "worst" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 230 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	the worst n.	beterin beteri
2	General	the worst n.	en kötüsü
3	General	reasonable worst case n.	muhtemel en kötü hal
4	General	the worst of all n.	en kötüsü
5	General	the worst n.	en fenası
6	General	worst-case scenario n.	en kötü durum senaryosu
7	General	one of the worst days ever n.	gelmiş geçmiş en kötü günlerden biri
8	General	the worst way to die n.	en kötü ölüm şekli
9	General	(at) worst n.	en kötü nitelik veya durum
10	General	(at) worst n.	en hoş olmayan nitelik veya durum
11	General	(at) worst n.	en vasıfsız nitelik veya durum
12	General	expect the worst v.	en kötü ihtimalin gerçekleşeceğini ummak
13	General	do one's worst v.	elinden geleni ardına koymamak
14	General	imagine the worst v.	evhama kapılmak
15	General	get the worst of v.	alt edilmek
16	General	get the worst of v.	sırtı yere getirilmek
17	General	fear the worst v.	en kötü ihtimalin gerçekleşmesinden korkmak
18	General	get the worst of v.	yenilmek
19	General	prepare for the worst v.	en kötü ihtimale karşı hazırlanmak
20	General	get the worst of v.	-den kazançlı çıkmamak
21	General	get the worst of v.	en kötüsüyle karşılamak
22	General	get the worst of v.	başına en kötüsü gelmek
23	General	the worst adj.	en kötü şekilde
24	General	worst-hit adj.	(bir doğal afette) en çok zarar gören
25	General	least-worst adj.	kötünün iyisi
26	General	worst-case adj.	en kötü
27	General	worst-case adj.	en kötü ihtimali içeren
28	General	worst-case adj.	en kötü ihtimal olan
29	General	in the worst case adv.	en kötü ihtimalle
30	General	at worst adv.	en kötü ihtimale göre
31	General	at worst adv.	en kötü ihtimalde
32	General	at the worst adv.	en kötü ihtimalle
33	General	in the worst case adv.	en olmadı
34	General	at worst adv.	en kötü ihtimalle
35	General	at worst adv.	en kötü ihtimal
Phrases
36	Phrases	the worst of both worlds n.	her ikisi durumdan da zarar görme
37	Phrases	the worst of enemies n.	baş düşmanlar
38	Phrases	the worst of enemies n.	ezeli rakipler
39	Phrases	at the very worst expr.	en kötü ihtimalle
40	Phrases	at the very worst expr.	en kötü
41	Phrases	at the very worst expr.	en fazla
42	Phrases	at best/worst expr.	en iyi/kötü ihtimalle
43	Phrases	at best/worst expr.	en iyi ihtimale göre
44	Phrases	at best/worst expr.	en iyi/kötü ihtimal
45	Phrases	at best/worst expr.	en iyi/kötü ihtimalde
46	Phrases	at best/worst expr.	en fazla
Proverb
47	Proverb	hope for the best but expect the worst	en iyiyi umut et ama en kötüsü için de hazırlıklı ol
48	Proverb	hope for the best but expect the worst	en iyiyi umut et en kötüye hazırlıklı ol
49	Proverb	hope for the best and prepare for the worst	en iyiyi umut et ama en kötüsü için de hazırlıklı ol
50	Proverb	hope for the best and prepare for the worst	en iyiyi umut et en kötüye hazırlıklı ol
51	Proverb	the worst lies are the lies we tell ourselves	en kötü yalanlar kendimize söylediklerimizdir
52	Proverb	the worst lies are the lies we tell ourselves	en kötü yalanlar kendimize söylediğimiz yalanlardır
53	Proverb	doctors make the worst patients	en zor hastalar doktorlardır
54	Proverb	doctors make the worst patients	insanlara uzmanı oldukları alanda tavsiye vermek zordur
55	Proverb	every man is his own worst enemy	kişinin en kötü düşmanı kendisidir
56	Proverb	every man is his own worst enemy	kişinin kendinden büyük düşmanı yoktur
Colloquial
57	Colloquial	worst of something adj.	bir şeyin en kötüsü
58	Colloquial	worst of something adj.	bir şeyin en olumsuz kısmı
59	Colloquial	worst of something adj.	(bir şeyin) en ağır/olumsuz yönleri
60	Colloquial	worst of something adj.	(bir şeyden) en zararlı çıkan
61	Colloquial	worst of something adj.	(bir şeyden) en fazla zarar gören
62	Colloquial	worse comes to worst expr.	en kötü şartlarda
63	Colloquial	our worst fears came true expr.	korkulan oldu
64	Colloquial	our worst fears came true expr.	korktuğumuz başımıza geldi
65	Colloquial	if worst comes to worst expr.	daha kötüsü olursa
66	Colloquial	if worst comes to worst expr.	en kötü ihtimalle/ihtimalde
67	Colloquial	if worst comes to worst expr.	işler hepten kötüleşirse
68	Colloquial	if worst comes to worst expr.	işler tamamen kötüye giderse
69	Colloquial	if worst comes to worst expr.	çok gerekli olursa
70	Colloquial	if worse comes to worst expr.	daha kötüsü olursa
71	Colloquial	if worse comes to worst expr.	en kötü ihtimalle/ihtimalde
72	Colloquial	if worse comes to worst expr.	işler hepten kötüleşirse
73	Colloquial	if worse comes to worst expr.	işler tamamen kötüye giderse
74	Colloquial	if worse comes to worst expr.	çok gerekli olursa
Idioms
75	Idioms	the worst-case scenario n.	en kötü durum senaryosu
76	Idioms	the worst of both worlds n.	mümkün dünyaların en kötüsü
77	Idioms	the worst of both worlds n.	kötünün de kötüsü
78	Idioms	the worst of both worlds n.	daha kötüsü olmayan
79	Idioms	(one's) own worst enemy n.	kendi kendinin en büyük düşmanı
80	Idioms	(one's) own worst enemy n.	kendi kendine en büyük zararı veren
81	Idioms	(one's) own worst enemy n.	kendi kendine engel olan
82	Idioms	(one's) own worst enemy n.	kendi ayağına sıkan
83	Idioms	(one's) own worst enemy n.	kendine en büyük zararı kendi veren
84	Idioms	worst-case scenario n.	en kötü durum senaryosu
85	Idioms	worst-case scenario n.	en kötü senaryo
86	Idioms	worst-case scenario n.	en kötü ihtimal
87	Idioms	the worst of (something) n.	(bir şeyin) en kötü kısmı
88	Idioms	the worst of (something) n.	(bir şeyin) en olumsuz kısmı
89	Idioms	the worst of (something) n.	(bir şeyin) en ağır kısmı
90	Idioms	your own worst enemy n.	kendi kendinin en büyük/kötü düşmanı
91	Idioms	come by the worst v.	kavgada kaybetmek/yenilmek
92	Idioms	come by the worst v.	kavgada kaybeden/dayak yiyen taraf olmak
93	Idioms	come by the worst v.	bir olayda daha çok zarar gören olmak
94	Idioms	come by the worst v.	bir şeyin en kötü yanlarını yaşamak
95	Idioms	come by the worst v.	beter olmak
96	Idioms	come by the worst v.	bir şeyden en çok zarar gören olmak
97	Idioms	come by the worst v.	kaybetmek
98	Idioms	come by the worst v.	yenilmek
99	Idioms	come by the worst v.	en fazla zarar gören olmak
100	Idioms	come by the worst v.	kaybeden taraf olmak
101	Idioms	come by the worst v.	en zararlı çıkan olmak
102	Idioms	come off worst v.	kaybetmek
103	Idioms	come off worst v.	yenilmek
104	Idioms	come off worst v.	en fazla zarar gören olmak
105	Idioms	come off worst v.	kaybeden taraf olmak
106	Idioms	come off worst v.	en zararlı çıkan olmak
107	Idioms	want something in the worst way v.	bir şeyi çok istemek
108	Idioms	bring out the worst in someone v.	birinin içindeki kötü yönleri çıkarmak
109	Idioms	bring out the worst in someone v.	birinin kötü yönlerini çıkarmak
110	Idioms	become one's own worst enemy v.	kendinin en büyük/kötü düşmanı olmak
111	Idioms	be one's own worst enemy v.	kendinin en büyük/kötü düşmanı olmak
112	Idioms	be one's own worst enemy v.	kendini baltalamak
113	Idioms	make the worst of v.	kötü tarafından bakmak
114	Idioms	become one's own worst enemy v.	kendi kendine düşman olmak
115	Idioms	be one's own worst enemy v.	kendi kendine düşman olmak
116	Idioms	be far and away the worst v.	kötüden de öte olmak
117	Idioms	have the worst of v.	kötü duruma düşmek
118	Idioms	have the worst of v.	kaybetmek
119	Idioms	make the worst of v.	kötümser olmak
120	Idioms	expect the worst v.	kendini en kötüsüne hazırlamak
121	Idioms	have the worst of v.	yenilgiye uğramak
122	Idioms	have the worst of v.	yenilmek
123	Idioms	be in the worst possible taste v.	saygısızca olmak
124	Idioms	be in the worst possible taste v.	nahoş bir tercih olmak
125	Idioms	be in the worst possible taste v.	kötü bir seçim olmak
126	Idioms	be in the worst possible taste v.	uygunsuz kaçmak
127	Idioms	be in the worst possible taste v.	uygun düşmemek
128	Idioms	go to the worst v.	en kötüsünü deneyimlemek
129	Idioms	go to the worst v.	en feci şekilde deneyimlemek
130	Idioms	be in the worst possible taste v.	hiç uygun olmamak
131	Idioms	be in the worst possible taste v.	çok kırıcı olmak
132	Idioms	be in the worst possible taste v.	çok çirkin bir durum/davranış olmak
133	Idioms	be in the worst possible taste v.	hiç hoş olmamak
134	Idioms	be in the worst possible taste v.	çok rahatsız edici olmak
135	Idioms	be in the worst possible taste v.	yerinde olmamak
136	Idioms	be in the worst possible taste v.	düzeyli olmamak
137	Idioms	be in the worst possible taste v.	seviyeli olmamak
138	Idioms	be in the worst possible taste v.	kırıcı olmak
139	Idioms	be in the worst possible taste v.	kaba olmak
140	Idioms	be in the worst possible taste v.	yakışıksız olmak
141	Idioms	be in the worst possible taste v.	kötü olmak
142	Idioms	be in the worst possible taste v.	yerinde olmamak
143	Idioms	be in the worst possible taste v.	düzeyli olmamak
144	Idioms	be in the worst possible taste v.	seviyeli olmamak
145	Idioms	be in the worst possible taste v.	kırıcı olmak
146	Idioms	be in the worst possible taste v.	kaba olmak
147	Idioms	be in the worst possible taste v.	yakışıksız olmak
148	Idioms	be in the worst possible taste v.	kötü olmak
149	Idioms	be your own worst enemy v.	kendi kendine düşman olmak
150	Idioms	be your own worst enemy v.	kendi kendinin en büyük/kötü düşmanı olmak
151	Idioms	be your own worst enemy v.	kendi kendini baltalamak
152	Idioms	be your own worst enemy v.	kendi kendine zarar veren biri olmak
153	Idioms	be your own worst enemy v.	kendi kendine sorun yaratmak/çıkartmak
154	Idioms	be your own worst enemy v.	kendi kendine zorluk yaratmak/çıkartmak
155	Idioms	be your own worst enemy v.	kendi kendini zora sokmak
156	Idioms	bring out the worst in (one) v.	(birinin) içindeki kötülüğü ortaya çıkarmak
157	Idioms	bring out the worst in (one) v.	(birinin) içindeki kötü özellikleri ortaya çıkarmak
158	Idioms	bring out the worst in (one) v.	(birinin) kötü yanlarını dışa vurmasına neden olmak
159	Idioms	bring out the worst in somebody v.	birinin içindeki kötülüğü ortaya çıkarmak
160	Idioms	bring out the worst in somebody v.	birinin içindeki kötü özellikleri ortaya çıkarmak
161	Idioms	bring out the worst in somebody v.	birinin kötü yanlarını dışa vurmasına neden olmak
162	Idioms	do your worst v.	elinden geleni ardına koymamak
163	Idioms	do your worst v.	yapabileceğin en kötü şeyi yapmak
164	Idioms	get the worst of (something) v.	(bir şeyi) en ağır/olumsuz şekilde yaşamak
165	Idioms	get the worst of (something) v.	(bir şeyin) en ağır/olumsuz yönlerini yaşamak/deneyimlemek
166	Idioms	get the worst of (something) v.	(bir şeyin) en ağır/olumsuz yönlerine maruz kalmak
167	Idioms	get the worst of (something) v.	(bir şeyden) en zararlı çıkan olmak
168	Idioms	get the worst of (something) v.	(bir şeyden) en fazla zarar gören olmak
169	Idioms	get the worst of (something) v.	(bir şeyden) zararlı çıkan olmak
170	Idioms	get the worst of it v.	en ağır/olumsuz yönlerini yaşamak/deneyimlemek
171	Idioms	get the worst of it v.	en ağır/olumsuz yönlerine maruz kalmak
172	Idioms	get the worst of it v.	en zararlı çıkan olmak
173	Idioms	get the worst of it v.	en fazla zarar gören olmak
174	Idioms	get the worst of it v.	zararlı çıkan olmak
175	Idioms	get the worst of it v.	kaybeden olmak
176	Idioms	have the worst of (something) v.	(bir şeyi) kaybetmek
177	Idioms	have the worst of (something) v.	(bir şeyde) kaybetmek
178	Idioms	have the worst of (something) v.	(bir şeyde) yenilgiye uğramak
179	Idioms	the worst of (something) adj.	(bir şeyin) en ağırı
180	Idioms	the worst of (something) adj.	(bir şeyin) en şiddetlisi
181	Idioms	the worst of both worlds adj.	mümkün dünyaların en kötüsü
182	Idioms	the worst of both worlds adj.	kötünün de kötüsü
183	Idioms	the worst of both worlds adj.	olabileceğin en kötüsü
184	Idioms	the worst of all possible worlds adj.	mümkün dünyaların en kötüsü
185	Idioms	the worst of all possible worlds adj.	kötünün de kötüsü
186	Idioms	the worst of all possible worlds adj.	olabileceğin en kötüsü
187	Idioms	I wouldn't wish that on my worst enemy expr.	allah düşmanımın başına vermesin
188	Idioms	if the worst comes to the worst expr.	daha kötüsü olursa ne yaparsın
189	Idioms	if the worst comes to the worst expr.	en kötüsü
190	Idioms	worse comes to worst expr.	en kötü ihtimalle
191	Idioms	(if) worse comes to worst expr.	en kötü ihtimalle
192	Idioms	if the worst comes to the worst expr.	hepten kötülediğinde
193	Idioms	(if) worse comes to worst expr.	işler hepten kötüleşirse
194	Idioms	if the worst comes to the worst expr.	işler tamamen kötüye gittiğinde
195	Idioms	(if) worse comes to worst expr.	çok gerekli olursa
196	Idioms	I wouldn't wish (something) on my worst enemy expr.	allah (bir şeyi) düşmanımın başına vermesin
197	Idioms	I wouldn't wish (something) on my worst enemy expr.	allah (bir şeyi) düşmanıma göstermesin
198	Idioms	I wouldn't wish (something) on my worst enemy expr.	(bir şey) en büyük düşmanımın bile başına gelmesin
199	Idioms	I wouldn't wish (something) on my worst enemy expr.	(bir şey) düşmanımın başına gelmesin
200	Idioms	in the worst way expr.	sabırsızlıkla
201	Idioms	in the worst way expr.	dört gözle
202	Idioms	in the worst way expr.	deli gibi
203	Idioms	in the worst way expr.	büyük bir istekle
Speaking
204	Speaking	the worst moment of my life n.	hayatımın en kötü anı
205	Speaking	the worst moment in my life n.	hayatımın en kötü anı
206	Speaking	do the worst thing v.	en kötü şeyi yapmak
207	Speaking	this is the worst thing i've ever done expr.	bu hayatım boyunca yaptığım en kötü şey
208	Speaking	this was the worst thing that ever happened to me expr.	bu başıma gelen en kötü şeydi
209	Speaking	that is the worst birthday present you could ever give someone expr.	birine verebileceğin en kötü doğum günü hediyesi bu
210	Speaking	that's the worst of it! expr.	bu olabileceğin en kötüsüdür!
211	Speaking	this is the worst thing i've ever done expr.	bu şimdiye kadar yaptığım en kötü şey
212	Speaking	I wouldn't wish it on my worst enemy expr.	düşmanımın başına gelmesin
213	Speaking	what is/was the worst that could happen? expr.	daha kötü ne olabilirdi ki?
214	Speaking	what is the worst that could happen? expr.	daha kötü ne olabilirdi?
215	Speaking	I wouldn't wish that on my worst enemy expr.	düşmanımın başına gelmesin
216	Speaking	I wouldn't wish it on my worst enemy expr.	düşman başına
217	Speaking	what would be the worst that could happen? expr.	daha kötü ne olabilirdi ki?
218	Speaking	it's the worst time of the year for all of us expr.	hepimiz için yılın en kötü zamanıdır
219	Speaking	your worst nightmare expr.	en kötü kabusun
220	Speaking	you know what the worst part about this is? expr.	en kötü yanı ne biliyor musun?
221	Speaking	I had one of the worst days of my life expr.	hayatımın en kötü günlerinden birini geçirdim
222	Speaking	the worst moment in my life expr.	hayatımdaki en kötü an
223	Speaking	the worst moment of my life expr.	hayatımdaki en kötü an
224	Speaking	the worst part (is/was) expr.	en kötüsü de
225	Speaking	you made the worst mistake of your life expr.	hayatının hatasını yaptın
226	Speaking	my worst fears came true expr.	korktuğum başıma geldi
Politics
227	Politics	worst alternative to negotiated agreement (watna) n.	müzakere edilen anlaşmaya en kötü alternatif
Textile
228	Textile	worst yarn n.	kamgarn iplik
Medical
229	Medical	worst case n.	en kötü durum
Slang
230	Slang	have the worst case of blue balls v.	felaket biçimde ereksiyon halinde olmak