Turc | Anglais | |
---|---|---|
Colloquial | ||
Colloquial | yüksek bir yerde | up high adj. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | yüksek rakımlı bir yerde bulunan ev | aery n. |
General | yüksek rakımlı bir yerde bulunan ev | aerie n. |
General | yüksek rakımlı bir yerde bulunan ev | eyrie n. |
General | yüksek rakımlı bir yerde bulunan ev | eyry n. |
General | yüksek rakımlı bir yerde bulunan ev | aiery n. |
General | bir yerde en yüksek statülü aile | ff (first family) n. |
General | yüksek bir yerde bulunmak | perch v. |
General | daha yüksek bir yerde | in a higher place adv. |
Phrasals | ||
Phrasals | (kuzeyde/daha yüksek bir yerde) bir yeri ziyaret etmek | drop up (some place) v. |
Phrasals | bir şeyi yüksek bir yerde bırakmak | leave something up v. |
Automotive | ||
Automotive | yarış aracına yüksek hızda giderken yerde kalması amacıyla takılan düz bir parça | wing n. |