yatalak - Turc Anglais Dictionnaire

yatalak

Sens de "yatalak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 16 résultat(s)

Turc Anglais
General
yatalak bedridden adj.
Bedridden people can easily get pneumonia.
Yatalak hastaların zatürre olmaları kolaydır.

More Sentences
Medical
yatalak bedridden adj.
Aubrey Davis discovers from her bedridden mother, Mrs. Davis, that her sister Karen is in a hospital in Japan.
Aubrey Davis, yatalak annesi Bayan Davis'ten kız kardeşi Karen'ın Japonya'da bir hastanede olduğunu öğrenir.

More Sentences
General
yatalak invalid n.
yatalak bedfast adj.
yatalak flat on one's back adj.
yatalak invalid adj.
yatalak bedded adj.
yatalak confined to bed adj.
yatalak housebound adj.
Colloquial
yatalak laid up adj.
Idioms
yatalak flat on back adj.
yatalak flat on one's back adj.
Medical
yatalak infirm adj.
yatalak bedfast adj.
yatalak bedrid adj.
yatalak sick-abed adj.

Sens de "yatalak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 15 résultat(s)

Turc Anglais
General
yatalak hasta sick abed n.
yaşlılar evinde yaşayan yatalak olmayan kişiler ambulant residents n.
yaşlılar evinde yaşayan yatalak durumdaki kişiler bed-bound resident n.
yatalak bir kimseyi baştan aşağı temizleme blanket bath n.
yatalak hastanın hemşire tarafından sünger vasıtası ile yıkanması sponge bath n.
yatalak olan birinin sünger ile temizlenmesi sponge bath n.
yatalak hastada statik pozisyon ve sıkışma nedeniyle dolaşım sorunu yaşanabilen bölge pressure point n.
yatalak olmak become bedridden v.
Phrasals
yatalak olmak be laid up v.
Idioms
yatalak olmak be flat on one's back v.
Law
yatalak hasta confined to bed n.
Medical
yatalak hasta yıkama bedbath n.
yatalak veya iyileşme döneminde olan kimseler için verilen diyet light diet n.
yatalak hasta cot case n.
Veterinary
yatalak sendromu downer cow syndrome n.