Historique

yerden çıkmak

Sens de "yerden çıkmak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Botanic
1	Botanic	yerden çıkmak	come up v.

Sens de "yerden çıkmak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 172 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	çıkmak (su/nem belirli bir yerden)	transpire through v.
2	General	gizlendiği yerden çıkmak	break cover v.
3	General	önemli biri çıkmak (bir yerden/aileden)	throw up v.
4	General	gizlendiği yerden çıkmak	come forth v.
5	General	gizlendiği yerden çıkmak	come out from a hideout v.
6	General	(bir şey) (bir yerden) çıkmak	come forth v.
7	General	(bir yerden) çıkmak	get out of v.
8	General	bir yerden canlı çıkmak	make it out of somewhere alive v.
9	General	uzun adımlarla bir yerden çıkmak	stride out of v.
10	General	saklanılan yerden çıkmak	untappice v.
11	General	daha önce bulunulan yerden çıkmak	dislodge v.
12	General	mesken tutulan yerden çıkmak	dislodge v.
Phrasals
13	Phrasals	bulunduğu yerden çıkmak	carry off v.
14	Phrasals	bir yerden dikkatle çıkmak	nose out v.
15	Phrasals	tünel kazarak (bir yerden) çıkmak	tunnel out v.
16	Phrasals	(bir yerden) aceleyle çıkmak	charge off v.
17	Phrasals	bir yerden aceleyle çıkmak/ayrılmak	rush off from v.
18	Phrasals	bir yerden sürünerek çıkmak	crawl out of something v.
19	Phrasals	bir yerden çıkmak	trickle out (of something) v.
20	Phrasals	bir yerden yola çıkmak	start from some place v.
21	Phrasals	bir yerden yola çıkmak/koyulmak	start off from some place v.
22	Phrasals	bir yerden hızla çıkmak	sweep out of some place v.
23	Phrasals	bir yerden sendeleyerek çıkmak	stagger from something v.
24	Phrasals	bir yerden yavaş yavaş çıkmak	drift out v.
25	Phrasals	bir yerden sinsice çıkmak	creep out of some place furtively v.
26	Phrasals	bir yerden (kapıdan vb) çıkmak	trickle through (something) v.
27	Phrasals	bir yerden hızla çıkmak	charge out v.
28	Phrasals	bir yerden sendeleyerek çıkmak	stagger out of some place v.
29	Phrasals	bir yerden sinsice çıkmak	slink out of some place v.
30	Phrasals	bir yerden yola çıkmak	head away from v.
31	Phrasals	emniyet müdürlüğü gibi yüksek güvenlikli bir yerden çıkmak	badge out v.
32	Phrasals	sürü/kalabalık halinde bir yerden çıkmak	throng out of something v.
33	Phrasals	(buhar gücü ile çalışan gemi) bir yerden çıkmak	steam out (of some place) v.
34	Phrasals	(bir yerden) dışarı çıkmak istemek	want out (of something) v.
35	Phrasals	(bir yerden dışarı) çıkmak/gitmek	run along v.
36	Phrasals	(bir yerden/şeyden) çıkmak/inmek istemek	want off (something) v.
37	Phrasals	(bir yerden/şeyden) çıkmak/inmek istemek	want off of something v.
38	Phrasals	(bir yerden) biri ile gitmek/ayrılmak/çıkmak	leave with someone v.
39	Phrasals	bir yerden/bir şeyden açığa çıkmak	erupt from something v.
40	Phrasals	bir yerden/bir şeyden çıkmak	erupt from something v.
41	Phrasals	(bir yerden) tek sıra halinde çıkmak	file out of (something) v.
42	Phrasals	(bir yerden) sırayla çıkmak	file out of (something) v.
43	Phrasals	bir yerden yola çıkmak	proceed from v.
44	Phrasals	bir gruptan, yerden, şeyden bir şey saçılmak/çıkmak	rise from (something) v.
45	Phrasals	(bir yerden) sessizce kaçmak/çıkmak	sneak away (from some place) v.
46	Phrasals	(bir yerden) fark ettirmeden çıkmak/sıvışmak	sneak away (from some place) v.
47	Phrasals	(bir yerden) yola çıkmak	start out from (something) v.
48	Phrasals	seyahate (bir yerden) başlamak/çıkmak	start out from (something) v.
49	Phrasals	(biriyle) bir yerden çıkmak	get off with (someone) v.
50	Phrasals	(bir yerden) fırlayıp çıkmak	barrel out (of some place) v.
51	Phrasals	(bir yerden) paldır küldür çıkmak	barrel out (of some place) v.
52	Phrasals	kayarak (bir şeyden/yerden) çıkmak	slide out of (something or some place) v.
53	Phrasals	(bir şeyden/yerden) belli etmeden/görünmeden çıkmak	slide out of (something or some place) v.
54	Phrasals	(bir şeyden/yerden/kalabalığın arasından) büzüşerek çıkmak	squeeze out (of something) v.
55	Phrasals	(bir şeyden/dar bir yerden yerden) eğilerek çıkmak	squeeze out (of something) v.
56	Phrasals	(birini/bir hayvanı) bir yerden çıkmak için baştan çıkarmak	tease out of (someone or something) v.
57	Phrasals	(birini/bir hayvanı) bir yerden çıkmak için baştan çıkarmak	tease something out of something v.
58	Phrasals	(birini/bir hayvanı) bir yerden çıkmak için baştan çıkarmak	tease something out v.
59	Phrasals	dar bir yerden kıvrılarak/bükülerek çıkmak	wiggle (one's) way out (of something) v.
60	Phrasals	(bir yerden) kibirli bir şekilde çıkmak	strut out of (some place) v.
61	Phrasals	(bir yerden) kendini beğenmiş bir tavırla çıkmak	strut out of (some place) v.
62	Phrasals	(bir yerden) kasıla kasıla çıkmak	strut out of (some place) v.
63	Phrasals	(bir yerden) havalı bir tavırla çıkmak	strut out of (some place) v.
64	Phrasals	(bir yerden) salına salına çıkmak	strut out of (some place) v.
65	Phrasals	(bir şeyden) yerden çıkmak	surge out of (someone, something, or some place) v.
66	Phrasals	(bir şeyden/yerden) hızla çıkmak	surge out of (someone, something, or some place) v.
67	Phrasals	(bir şeyden/yerden) birden çıkmak	surge out of (someone, something, or some place) v.
68	Phrasals	(bir şeyden/yerden) aniden çıkmak	surge out of (someone, something, or some place) v.
69	Phrasals	(bir şeyden/yerden) bir hışımla çıkmak	surge out of (someone, something, or some place) v.
70	Phrasals	(bir şeyden/yerden) bir anda çıkmak	surge out of (someone, something, or some place) v.
71	Phrasals	(bir şeyden/yerden) akın akın çıkmak	swarm out (of something or some place) v.
72	Phrasals	(bir şeyden/yerden) sürü halinde çıkmak	swarm out (of something or some place) v.
73	Phrasals	(bir şeyden/yerden) bir anda kalabalık bir şekilde çıkmak	swarm out (of something or some place) v.
74	Phrasals	(bir şeyden/yerden) toplu halde çıkmak/dağılmak	swarm out (of something or some place) v.
75	Phrasals	sel (birini bir şeyden/yerden) çıkmak zorunda bırakmak	wash (someone) out of (something or some place) v.
76	Phrasals	(bir şeyden/yerden) sıyrılarak çıkmak	worm out of (something or some place) v.
77	Phrasals	(dar bir şeyden/yerden) kıvrılarak çıkmak	worm out of (something or some place) v.
78	Phrasals	(bir şeyden/yerden) sürünerek çıkmak	worm out of (something or some place) v.
79	Phrasals	(bir şeyden/yerden) sıkışarak çıkmak, (bir şeyden/yerden) zar zor çıkmak	worm out of (something or some place) v.
80	Phrasals	(bir şeyden/yerden) güç bela çıkmak	worm out of (something or some place) v.
81	Phrasals	(bir yerden) aceleyle çıkmak	take off from (some place) v.
82	Phrasals	(bir yerden) telaşla çıkmak	take off from (some place) v.
83	Phrasals	(bir yerden) hızla çıkmak	take off from (some place) v.
84	Phrasals	(bir şeyden/bir yerden) bir anda ortaya çıkmak	burst out of (somewhere or something) v.
85	Phrasals	(bir şeyden/bir yerden) hızla dışarı çıkmak	burst out of (somewhere or something) v.
86	Phrasals	(bir yerden) hızla çıkmak	charge out (of some place) v.
87	Phrasals	(bir yerden) bir hışımla çıkmak	charge out (of some place) v.
88	Phrasals	(bir yerden) aceleyle çıkmak	charge out (of some place) v.
89	Phrasals	(bir yerden) ilişiğini kesip çıkmak	check out from (something) v.
90	Phrasals	(bir yerden) çıkmak	check out from (something) v.
91	Phrasals	(bir yerden) ilişiğini kesip çıkmak	check out of (something) v.
92	Phrasals	(bir yerden) çıkmak	check out of (something) v.
93	Phrasals	(bir yerden) çıkmak	clear off (of some place) v.
94	Phrasals	(bir yerden) çıkmak	clear out (of some place) v.
95	Phrasals	tırmanarak (bir yerden) çıkmak	climb out v.
96	Phrasals	tırmanıp (bir yerden) çıkmak	climb out v.
97	Phrasals	yavaş yavaş bir yerden çıkmak	ease out of v.
98	Phrasals	sakince bir yerden çıkmak	ease out of v.
99	Phrasals	(bir yerden/şeyden) sakince çıkmak	ease out of (something) v.
100	Phrasals	(bir yerden) çıkmak	fan out (from some place) v.
101	Phrasals	(bir yerden ayrılmak üzere) yola çıkmak	ride off v.
102	Phrasals	(bir yerden) bir hışımla çıkmak	flounce out of (some place) v.
103	Phrasals	(bir yerden) kasıla kasıla çıkmak	flounce out of (some place) v.
104	Phrasals	(bir yerden) apar topar çıkmak	fly out of (some place) v.
105	Phrasals	(bir şeyden/yerden) çıkmak	get out of (something) v.
106	Phrasals	(bir yerden) usulca/dikkatlice çıkmak/ayrılmak	nose out (of something) v.
107	Phrasals	(bir şeyden/bir yerden) çıkmak	issue (forth) from (some thing or place) v.
108	Phrasals	bir yerden çıkmak/yayılmak	issue from some place v.
109	Phrasals	(bir şeyden/yerden) çıkmak	let out of (something or some place) v.
110	Phrasals	(bir yerden/bir şeyden) çıkmak	originate in (some place or something) v.
111	Phrasals	(bir şeyden/bir yerden) koşarak kaçmak/çıkmak	run out of (something or some place) v.
112	Phrasals	(bir şeyden/bir yerden) fırlayıp çıkmak	rush out of (something or some place) v.
113	Phrasals	(bir yerden) sessizce çıkmak	sneak out (of some place) v.
114	Phrasals	(bir yerden) fark ettirmeden/gizlice çıkmak	sneak out (of some place) v.
115	Phrasals	(birinden/bir şeyden/bir yerden) meydana çıkmak	spring from (someone, something, or some place) v.
116	Phrasals	dar bir yerden zorla sıkışarak çıkmak	squirm out (of something) v.
117	Phrasals	(bir yerden) sendeleyerek çıkmak	stagger from (some place) v.
118	Phrasals	(bir yerden) yalpalayarak çıkmak	stagger from (some place) v.
119	Phrasals	(bir yerden) bir hışımla çıkmak	stalk out of (some place) v.
120	Phrasals	(bir yerden) kızgın bir şekilde/öfkeyle çıkmak	stalk out of (some place) v.
121	Phrasals	(bir yerden) akın akın gitmek/çıkmak/ayrılmak	stampede out of (some place) v.
122	Phrasals	(bir yerden) güruh halinde gitmek/çıkmak/ayrılmak	stampede out of (some place) v.
123	Phrasals	(bir yerden) yola çıkmak	start from (something) v.
124	Phrasals	(bir yerden) yola çıkmak	start off from (something) v.
125	Phrasals	(birini bir şeyden/bir yerden) çıkmak zorunda kalana kadar aç bırakmak	starve (one) out of (something or some place) v.
126	Phrasals	(buharlı bir araç bir şeyden/bir yerden) uzaklaşmak/yola çıkmak/ayrılmak	steam out of (something or some place) v.
127	Phrasals	(bir yerden) uzun adımlarla yürüyerek çıkmak	stride out of (some place) v.
128	Phrasals	(bir yerden) kararlılıkla çıkmak	stride out of (some place) v.
129	Phrasals	(bir yerden) aceleyle/telaşla çıkmak	stride out of (some place) v.
130	Phrasals	(bir yerden) bir hışımla çıkmak	tear out of (something or some place) v.
131	Phrasals	-i bir yerden çıkmak için baştan çıkarmak	tease out of v.
132	Phrasals	(bir yerden) güruh halinde çıkmak/ayrılmak	throng out of (some place) v.
133	Phrasals	(bir yerden) kalabalık halde çıkmak/ayrılmak	throng out of (some place) v.
134	Phrasals	(bir şeyden/bir yerden) dışarı doğru uzanmak/çıkmak	thrust out of (something or some place) v.
135	Phrasals	(bir şeyden/bir yerden) yavaşça çıkmak	trickle out (of something or some place) v.
136	Phrasals	(bir şeyden/bir yerden) birer ikişer çıkmak/ayrılmak	trickle out (of something or some place) v.
137	Phrasals	(bir şeyden/bir yerden) hızla dışarı çıkmak	tumble out (of something or some place) v.
138	Phrasals	(bir yerden) cesurca çıkmak	venture out of (some place) v.
139	Phrasals	(bir yerden) temkinli çıkmak	venture out of (some place) v.
140	Phrasals	(bir yerden) dikkatlice çıkmak	venture out of (some place) v.
Colloquial
141	Colloquial	(bir şeyden/yerden) çıkmak	get outta (something) v.
142	Colloquial	(bir yerden) çıkmak/ayrılmak	quit (some place) v.
143	Colloquial	bir yerden çıkıyorken/çıkmak üzereyken	on the way out expr.
Idioms
144	Idioms	bulunduğu yerden çıkmak	come out of v.
145	Idioms	gömülü olduğu yerden çıkmak	come out of v.
146	Idioms	gizlendiği yerden çıkmak	come out of the woodwork v.
147	Idioms	gizlendiği yerden çıkmak	crawl out of the woodwork v.
148	Idioms	olduğu yerden çıkmak	come out of v.
149	Idioms	(bir yerden) hışımla çıkmak	steam out (of some place) v.
150	Idioms	(gizlendiği yerden) açığa çıkmak	come out into the open v.
151	Idioms	(sorun) beklenmedik bir yerden çıkmak	come out of left field v.
152	Idioms	(bir yerden) ortaya çıkmak	burst out of somewhere v.
153	Idioms	yavaş yavaş bir yerden (mesela park yerinden) çıkmak	ease on out of something v.
154	Idioms	(gizlendiği yerden) açığa çıkmak	come out in the open v.
155	Idioms	(gizlendiği yerden) açığa çıkmak	come into the open v.
156	Idioms	sıkıcı/iç bayıcı bir yerden çıkmak	get out of this popsicle stand v.
157	Idioms	gizlendiği yerden çıkmak	come out of the woodwork v.
158	Idioms	gizlendiği yerden çıkmak	crawl out of the woodwork v.
159	Idioms	ile (gizlendiği yerden) açığa çıkmak	come out in the open with v.
160	Idioms	(bir şeyle, haberle) gizlendiği yerden açığa çıkmak	come out in the open with (something) v.
161	Idioms	bir şeyle, haberle gizlendiği yerden açığa çıkmak	come out in the open with something v.
162	Idioms	bir şeyle, haberle gizlendiği yerden açığa çıkmak	come out into the open with something v.
163	Idioms	gizlendiği yerden çıkmak	come/crawl out of the woodwork v.
Law
164	Law	(kirada oturulan bir yerden) çıkmak	untenant v.
Technical
165	Technical	saklanılan yerden çıkmak	untarnished adj.
Botanic
166	Botanic	(bitkiler veya kökler) yerden dışarı çıkmak	heave v.
Archaic
167	Archaic	(bir yerden) dışarı çıkmak	disentrayle v.
Slang
168	Slang	bir yerden ayrılmak/kalkmak/çıkmak	drag one's ass v.
169	Slang	bir yerden ayrılmak/kalkmak/çıkmak	drag it v.
170	Slang	bir yerden ayrılmak/kalkmak/çıkmak	drag/haul ass v.
171	Slang	sıkıcı/iç bayıcı bir yerden çıkmak	get out of this taco stand v.
172	Slang	(bir yerden) çıkmak	buzz along v.