Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
glimpse
göz atmak
v.
Tom caught a
glimpse
of the driver as the train raced past.
Tren hızla geçerken Tom makiniste bir
göz attı.
He caught a
glimpse
of the driver as the train raced past.
Tren hızla geçerken makiniste bir
göz attı.
As the train went by, he caught a
glimpse
of the driver.
Tren geçerken, makiniste bir
göz attı.
Show More (0)
2
glimpse
(bir anlık) görüntü
n.
In looking through the mist, I caught a
glimpse
of my future.
Sisin içinden bakarken, geleceğime dair bir anlık
görüntü
yakaladım.
Some dreams are a
glimpse
of the future.
Bazı rüyalar geleceğin bir anlık
görüntüsüdür.
Show More (-1)