1 |
panel |
panel |
n. |
|
- We will have two candidates for the presidency on our panel tomorrow.
- Yarınki panelimizde başkanlık için iki adayımız olacak.
- There is a local paint on the right door panel.
- Sağ kapı panelinde bölgesel bir boya lekesi mevcut.
- In December 2000, we agreed to appeal to the WTO panel.
- Aralık 2000'de DTÖ paneline başvurmayı kabul ettik.
- We are also participating in eight other panels.
- Ayrıca diğer sekiz panele de katılıyoruz.
- Should we introduce a panel of independent experts to assess mergers?
- Birleşmeleri değerlendirmek üzere bağımsız uzmanlardan oluşan bir panel mi kurmalıyız?
- Indeed, fishers may become pioneers in the area as happened in Scotland with the square mesh panel.
- Hatta balıkçılar, İskoçya'da kare ağ panelinde olduğu gibi bu alanda öncü olabilirler.
- There are other aspects that cause me concern; one example is the so-called panel on financial irregularities.
- Beni endişelendiren başka hususlar da var; bunlardan biri sözde mali usulsüzlükler paneli.
- Indeed, fishers may become pioneers in the area as happened in Scotland with the square mesh panel.
- Gerçekten de balıkçılar, İskoçya'da kare gözlü panelde olduğu gibi bu alanda öncü olabilirler.
- If cabin pressure should change, panels above your seat will open revealing oxygen masks.
- Kabin basıncının değişmesi durumunda, koltuğunuzun üzerindeki paneller açılarak oksijen maskelerini ortaya çıkaracaktır.
- Open the panel.
- Paneli açın.
- I had to remove the panel in order to access the computer.
- Bilgisayara erişmek için paneli çıkarmam gerekti.
- Tom is a solar photovoltaic panel installer.
- Tom güneş fotovoltaik paneli yükleyicisidir.
- I had to remove the panel in order to access the computer.
- Bilgisayara ulaşabilmek için paneli kaldırmak zorunda kaldım.
- Tom is a solar photovoltaic panel installer.
- Tom fotovoltaik güneş paneli montajcısı.
Show More (11)
|
2 |
panel |
jüri heyeti |
n. |
|
- The panel made its decision on the case.
- Jüri heyeti davayla ilgili kararını verdi.
- A panel of experts discussed the plan.
- Uzmanların oluşturduğu bir jüri heyeti planı tartıştı.
Show More (-1)
|
3 |
panel |
parça |
n. |
|
- The tailor made the shirt in ten panels.
- Terzi gömleği on parçadan dikmiş.
Show More (-2)
|
4 |
panel |
heyet |
n. |
|
- A panel of engineers came to the factory to supervise the project.
- Mühendislerden oluşan bir heyet projeyi denetlemek için fabrikaya geldi.
Show More (-2)
|
5 |
panel |
levha |
n. |
|
- We used wood panels for the walls of our new garage.
- Yeni garajımızın duvarları için ahşap levhalar kullandık.
Show More (-2)
|
6 |
panel |
tablo |
n. |
|
- The painted panel of Tatiaset is on display in the local museum.
- Tatiaset'in boyalı tablosu bölgedeki müzede sergileniyor.
Show More (-2)
|
7 |
panel |
pano |
n. |
|
- We have temporary multilingual information panels across Parliament's building here.
- Buradaki Parlamento binasında geçici olarak çok dilli bilgilendirme panolarımız var.
Show More (-2)
|
8 |
panel |
kurul |
n. |
|
- A panel of experts discussed the plan.
- Uzmanlardan oluşan bir kurul planı tartıştı.
Show More (-2)
|