|
- EU legislation runs up against boundaries on a regular basis.
- AB mevzuatı düzenli olarak sınırlarla karşılaşmaktadır.
- The identification of food ingredients issue is one that recurs in Parliament on a regular basis.
- Gıda maddelerinin tanımlanması konusu Parlamento'da düzenli olarak tekrarlanan bir konudur.
- News comes through on a regular basis and is always sad.
- Haberler düzenli olarak geliyor ve her zaman üzücü oluyor.
- Discussions will be held on a regular basis to ensure that this increase is actually happening.
- Bu artışın gerçekten gerçekleştiğinden emin olmak için düzenli olarak tartışmalar yapılacaktır.
- The ?U monitors the situation in Cuba on a regular basis.
- BM Küba'daki durumu düzenli olarak izlemektedir.
- However, there is a need for more of these initiatives on a regular basis.
- Bununla birlikte bu tür girişimlerin düzenli olarak artırılmasına ihtiyaç vardır.
- The ?U monitors the situation in Cuba on a regular basis.
- AB, Küba'daki durumu düzenli olarak takip etmektedir.
- We therefore demand that information on them be made accessible to the public on a regular basis.
- Bu nedenle bu konulardaki bilgilerin düzenli olarak kamuoyunun erişimine açılmasını talep ediyoruz.
- Christian communities too, are under attack on a regular basis.
- Hıristiyan topluluklar da düzenli olarak saldırı altında.
- News comes through on a regular basis and is always sad.
- Haberler düzenli olarak gelir ve her zaman üzücüdür.
- And where they do, they do not necessarily inspect it on a regular basis, so the vibrations increase.
- Ve bunu yaptıkları yerlerde de düzenli olarak kontrol etmiyorlar, bu nedenle titreşimler artıyor.
- Sixty percent of Japanese adult males drink alcoholic beverages on a regular basis.
- Japon yetişkin erkeklerin yüzde altmışı düzenli olarak alkollü içki içmektedir.
- Tom stole Mary's butter on a regular basis.
- Tom, Mary'nin tereyağını düzenli olarak çaldı.
- Sami took a knife to school on a regular basis.
- Sami okula düzenli olarak bıçak götürürdü.
- You need to defragment the drive on a regular basis.
- Sürücüyü düzenli olarak birleştirmeniz gerekiyor.
- We dated on a semi regular basis until she moved to Australia.
- Avustralya'ya taşınana kadar yarı düzenli olarak çıktık.
- Tom stole Mary's butter on a regular basis.
- Tom düzenli olarak Mary'nin tereyağını çalardı.
- Sami took a knife to school on a regular basis.
- Sami düzenli olarak okula bir bıçak götürdü.
- Sixty percent of Japanese adult males drink alcoholic beverages on a regular basis.
- Yetişkin Japon erkeklerinin yüzde altmışı düzenli olarak alkollü içecekler içerler.
Show More (16)
|