|
- They are Hebrew teachers and perform religious rituals, among other things.
- Onlar İbranice öğretmenleri ve diğer şeylerin yanı sıra dini ritüelleri yerine getiriyorlar.
- Hebrew is my native tongue.
- İbranice benim ana dilim.
- Most of the Dead Sea Scrolls are in Hebrew.
- Ölü Deniz Parşömenlerinin çoğu İbranicedir.
- Hebrew is a difficult language.
- İbranice zor bir dildir.
- From your conversation in Hebrew, I caught only two words.
- Senin İbranice konuşmandan sadece iki kelime anladım.
- And, to top it all off, he can read Hebrew.
- Ve, üstüne üstlük, o İbranice okuyabilir.
- These texts were written in Hebrew, not in Aramaic.
- Bu metinler Aramice değil İbranice olarak yazılmıştır.
- I don't believe that he can speak Hebrew.
- İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.
- She speaks Hebrew with her mother and Polish with her father.
- Annesiyle İbranice, babasıyla Lehçe konuşuyor.
- I do not believe that you can speak Hebrew.
- Sizin İbranice konuşabileceğinize inanmıyorum.
- Do you speak Hebrew?
- İbranice biliyor musunuz?
- From your conversation in Hebrew, I caught only two words.
- İbranice konuşmanızdan sadece iki kelime yakaladım.
- I can understand Hebrew, but I can't speak it.
- İbraniceyi anlayabiliyorum fakat konuşamıyorum.
- Between 1924 and 1934, Bialik served as the head of the Hebrew Language Committee.
- Bialik 1924 ve 1934 yılları arasında İbranice Dil Komitesi'nin başkanlığını yaptı.
- I really like Hebrew.
- İbraniceyi gerçekten severim.
- Hebrew is my native language.
- İbranice benim ana dilim.
- I don't know many words in Hebrew.
- İbranicede çok fazla kelime bilmiyorum.
- I really like Hebrew.
- İbraniceyi çok seviyorum.
- You can write to me in Hebrew.
- Bana İbranice yazabilirsiniz.
- I don't think that he knows Hebrew.
- İbranice bildiğini sanmıyorum.
- And, to top it all off, he can read Hebrew.
- Ve hepsinin ötesinde, İbranice okuyabiliyor.
- I don't think that he knows Hebrew.
- Onun İbranice bildiğini sanmıyorum.
- Yiddish is written in Hebrew characters.
- Yidiş İbranice karakterlerle yazılır.
- I don't believe that you can speak Hebrew.
- Sizin İbranice konuşabileceğinize inanmıyorum.
- I don't know many words in Hebrew.
- İbranicede çok kelime bilmiyorum.
- I don't think that she knows Hebrew.
- İbranice bildiğini sanmıyorum.
- He speaks Hebrew very well.
- O çok iyi İbranice konuşur.
- Above and beyond this, he can read Hebrew.
- Bunun ötesinde İbranice okuyabilir.
- She didn't know there was a translation of the Quran in Hebrew.
- Kuran'ın İbranice bir çevirisi olduğunu bilmiyordu.
- Do you speak Hebrew?
- İbranice konuşur musun?
- I don't believe that she can speak Hebrew.
- İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.
- The Hebrew language continues to evolve.
- İbranice evrim geçirmeye devam ediyor.
- Most of the Dead Sea Scrolls are in Hebrew.
- Ölüdeniz Parşömenlerinin çoğu İbranice.
- She didn't know there was a translation of the Quran in Hebrew.
- Kur'an'ın İbranice çevirisi olduğunu bilmiyordu.
- Hebrew is my native tongue.
- İbranice benim ana dilimdir.
- Hebrew is not at all old-fashioned, but rather modern, effervescent, and fresh.
- İbranice hiç de eski moda değil, aksine modern, coşkulu ve taze.
- You can write to me in Hebrew.
- Bana İbranice yazabilirsin.
- I do not believe that he can speak Hebrew.
- İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.
- The Hebrew language continues to evolve.
- İbranice dili gelişmeye devam etmektedir.
- I can understand Hebrew, but I can't speak it.
- İbraniceyi anlayabilirim ama konuşamam.
- I don't believe that he can speak Hebrew.
- Ben onun İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.
- Yiddish is written in Hebrew characters.
- Yidiş, İbranice karakterlerle yazılır.
- He speaks Hebrew very well.
- İbraniceyi çok iyi konuşuyor.
- I do not believe that he can speak Hebrew.
- Ben onun İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.
- I want to study Hebrew.
- Ben İbranice okumak istiyorum.
- I do not believe that she can speak Hebrew.
- Ben onun İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.
- I do not believe that you can speak Hebrew.
- Senin İbranice konuşabileceğine inanmıyorum.
- And, to top it all off, he can read Hebrew.
- Ve hepsinden önemlisi, İbranice okuyabiliyor.
- I didn't know that this word came from Hebrew.
- Bu kelimenin İbranice'den geldiğini bilmiyordum.
- I don't speak Hebrew.
- Ben İbranice bilmiyorum.
- I don't believe that you can speak Hebrew.
- İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.
- I do not believe that she can speak Hebrew.
- İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.
- You have to write me in Hebrew.
- Bana İbranice yazmak zorundasın.
- The danger is that Hebrew will be spoken in the bazaar, but English in the universities.
- Tehlike şu ki, çarşıda İbranice, üniversitelerde İngilizce konuşulacak.
- I don't believe that you can speak Hebrew.
- Senin İbranice konuşabileceğine inanmıyorum.
- He asked me to transliterate the Hebrew sentence.
- Benden İbranice cümleyi çevirmemi istedi.
- I do not believe that he can speak Hebrew.
- Onun İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.
- You have to write me in Hebrew.
- Bana İbranice yazmalısın.
- I don't believe that she can speak Hebrew.
- Kadının İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.
- These texts were written in Hebrew, not in Aramaic.
- Bu metinler İbranice yazılmış, Aramice değil.
- I do not believe that you can speak Hebrew.
- İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.
- I do not believe that she can speak Hebrew.
- Onun İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.
- I didn't know that this word came from Hebrew.
- Bu kelimenin İbraniceden geldiğini bilmiyordum.
- I don't think that she knows Hebrew.
- Ben onun İbranice bildiğini sanmıyorum.
- I don't believe that she can speak Hebrew.
- Onun İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.
- And, to top it all off, he can read Hebrew.
- Ve, bu da yetmezmiş gibi, o İbranice okuyabilir.
- Above and beyond this, he can read Hebrew.
- Bunun da ötesinde, İbranice okuyabiliyor.
- I am obsessed with learning Hebrew.
- İbranice öğrenmeye kafayı taktım.
- I don't believe that he can speak Hebrew.
- Onun İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.
- I don't believe that she can speak Hebrew.
- Ben onun İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.
- Lots of religious songs in Ladino are translations from Hebrew.
- Ladino dilindeki pek çok dini şarkı İbranice'den çeviridir.
- Who translated the Quran in Hebrew?
- Kur'an'ı İbranice'ye kim çevirdi?
- I want to study Hebrew.
- İbranice öğrenmek istiyorum.
- Hebrew is my mother tongue.
- İbranice ana dilimdir.
- Hebrew is my mother tongue.
- İbranice benim ana dilim.
- I don't speak Hebrew.
- İbranice konuşmuyorum.
- Who translated the Quran in Hebrew?
- Kuran'ı İbranice'ye kim çevirdi?
Show More (74)
|
