| 1 |
index |
endeks |
n. |
|
- The S&P 500 Index went down by 2%.
- S&P 500 Endeksi %2 oranında geriledi.
- This important regulation divides the labour cost index into four categories.
- Bu önemli düzenleme işgücü maliyeti endeksini dört kategoriye ayırmaktadır.
- The quarter indices are calculation on the basis of the previous quarter.
- Çeyrek endeksleri bir önceki çeyrek bazında hesaplanmaktadır.
- The average annual inflation rate in 2001, as measured by the Harmonised Index of Consumer Prices, was 2.5%.
- 2001 yılında, Uyumlaştırılmış Tüketici Fiyatları Endeksi ile ölçülen ortalama yıllık enflasyon oranı %2,5 olmuştur.
- The regulation on labour cost index will not eliminate this conflict of interests.
- İşgücü maliyet endeksine ilişkin düzenleme bu çıkar çatışmasını ortadan kaldırmayacaktır.
- In 1996 Somalia ranked 172 out of 174 countries on the UNDP's human development index.
- Somali 1996 yılında UNDP'nin insani kalkınma endeksinde 174 ülke arasında 172. sırada yer alıyordu.
- Gross agricultural production volume indices are calculated in constant prices of 1993.
- Gayri safi tarımsalü retim endeksleri, 1993 sabit fiyatlarıyla hesaplanmıştır.
- The Pensioners' Party is opposed to this labour cost index.
- Emekliler Partisi bu işgücü maliyeti endeksine karşıdır.
- The index rose 4% from the preceding month.
- Endeks bir önceki aya göre %4 oranında yükseldi.
- The index advanced to 120.5, up 4% from the preceding month.
- Endeks bir önceki aya göre %4 artışla 120,5'e yükseldi.
- The index rose 4% from the preceding month.
- Endeks bir önceki aya göre %4 arttı.
Show More (8)
|
| 2 |
index |
dizin |
n. |
|
- Try looking up 'spice' in the index.
- Dizin içerisinde 'baharat' kelimesini aramayı deneyin.
- Is there an index to the book?
- Kitabın bir dizini var mı?
Show More (-1)
|
| 3 |
index |
endekslemek |
v. |
|
- Our prices need to be indexed to inflation.
- Fiyatlarımız enflasyona endekslenmelidir.
- I find it difficult to understand how he can index regional and social funds into this mathematical equation.
- Bölgesel ve sosyal fonları bu matematiksel denkleme nasıl endeksleyebildiğini anlamakta güçlük çekiyorum.
Show More (-1)
|
| 4 |
index |
indeks |
n. |
|
- The librarian looked up the book in the index.
- Kütüphaneci indeksten kitabı aradı.
Show More (-2)
|
| 5 |
index |
gösterge |
n. |
|
- Access to a proper education is an index of the country's prosperity.
- Uygun eğitime erişim imkanı o ülkenin refahının bir göstergesidir.
Show More (-2)
|
| 6 |
index |
dizinlemek |
v. |
|
- All ingredients mentioned in the cookbook are carefully indexed.
- Yemek kitabında adı geçen tüm malzemeler özenle dizinlenmiştir.
Show More (-2)
|
