| 1 |
a good many |
çokça |
adv., expr. |
|
- There are a good many points on which further negotiation is needed.
- Üzerinde daha fazla müzakere yapılması gereken pek çok nokta var.
- There are a good many reasons why you shouldn't do it.
- Bunu yapmaman için pek çok neden var.
- I have a good many things to do today.
- Bugün yapmam gereken çok şey var.
- There are a good many reasons why you shouldn't do it.
- Onu yapmaman için çok sayıda nedenler var.
- There are a good many reasons why you shouldn't do it.
- Bunu yapmamanız için pek çok neden var.
- There were a good many candidates for the position.
- Pozisyon için çok sayıda aday vardı.
Show More (3)
|
| 2 |
a good many |
bir sürü |
expr. |
|
- He received a good many letters this morning.
- Bu sabah bir sürü mektup aldı.
- There were a good many people on the platform.
- Platformda bir sürü insan vardı.
Show More (-1)
|
| 3 |
a good many |
bir hayli |
expr. |
|
- He received a good many letters this morning.
- O, bu sabah bir hayli mektup aldı.
Show More (-2)
|
| 4 |
a good many |
oldukça |
adv., expr. |
|
- I have a good many things to do today.
- Bugün yapacak oldukça çok şeyim var.
Show More (-2)
|
